Futbol

Dilmen: "Öyle bir hakem hatası oldu ki..."

03 Şubat 2018 Cumartesi 21:47 - Son Güncelleme 04 Şubat 2018 Pazar 00:17

2-2 biten Fenerbahçe-Gençlerbirliği karşılaşmasını değerlendiren futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen, hakemleri eleştirdi. Dilmen, "Fenerbahçelinin halini düşünün. Gözünün önünde 3 tane kırmızı kartı vermeyen hakeme 8.4 veriyorlarsa bu olur. Böyle bir şey olur mu?" diye sordu. 

Karşılaşmada yaşananları ve Fenerbahçe'nin performansını da değerlendiren Dilmen, "Öyle bir hakem hatası oldu ki. Fenerbahçe 11'e 10 oynayacakken avantajını kaybediyor. Üstüne de öyle bir gol yiyor ki...Son dakikalarda Fenerbahçeli oyuncular demoralize bir şekilde baskı kurmaya çalıştı. Şuursuzca saldırdılar ama galibiyet golünü atamadılar...Devrede espiri yaptık ama doğru 'Ümit Kalkavan' dedik. Niye? Hakemin atamadığını Ümit Özat kendi çıkardı" diye konuştu.

Futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen, NTV Spor'daki programda Fenerbahçe ile Gençlerbirliği arasındaki mücadeleyi değerlendirdi. İşte Dilmen’in o dikkat çeken değerlendirmeleri...

"Böyle maç yönetilir mi?"

Kardiyologlara gitseniz, kalp rahatsızlığından gelenlerin çoğunluğu Fenerbahçelidir. İki tane top direkten dönüyor, üzerine kendi kalesine gol yiyor. Böyle bir maç yönetilir mi? Ümit Kalkavan! zaten izlerken dedik ki çıkaracak. Bunun için futbol adamı olmana gerek yok. Hakem, sarı kartı olmayanlara sarı kartı yapıştırdı. Geçen hafta Ali Palabıyık’ı eleştirmiştim.

"Öyle bir hakeme 8.4 verirsen böyle olur"

Fenerbahçelinin halini düşünün. Saçının dökülmemesi, kel kalmaması mümkün değil. Gözünün önünde 3 tane kırmızı kartı vermeyen hakeme 8.4 veriyorlarsa bu olur. Tartışmasız kırmızı kartlık pozisyonlarda hakem atmıyorsa böyle olur. Böyle bir şey olur mu? Ümit Kalkavan! seni utandırdı yahu. Müthiş oynuyorsun. Üstüne bir de yer misin dedim? Volkan neden öyle çıktı, Dirar neden öyle vurdu bilmiyorum.

"Fenerbahçe için dramatik bir ilk yarı"

Fenerbahçe’yi ilk yarıdaki performansından ötürü kutluyorum. Boşluklar da verildi. 5'li savunma organizasyonunda sızmalara sebep verdiler. Fenerbahçe’de kötü oynayan yoktu. Josef müthiş oynadı. Arzulu bir takım. Dripling yapıyorlar. Fenerbahçe adına dramatik bir ilk yarı oldu. Valbuena’yı Fenerbahçeliler tartışmasınlar.

"Ey MHK, ey Federasyon!" 

Çarşamba günkü Aykut Kocaman’ın sözlerini iyi dinlesinler. Herkes Kocaman’ı suçladı. Hakemi kötü olarak nitelendirmedi. Bir organizasyon var dedi. Dedi ve 3 gün sonra neler oldu? Ali Palabıyık’ın 4 hafta ceza aldığını da hatırlıyoruz. Ey MHK, ey Federasyon! Fenerbahçeliler takımına güveniyor. Kocaman da güveniyor. Bu havayı gördüğü için konuşuyor. Mete Kalkavan bunu ikinci yarıda telafi etmeye çalışırsa daha da gözümden düşer. Hata hata ile telafi edilmez.

Dilmen'in maç sonu değerlendirmesi ise şöyle;

Bu sonucun ardından yarın ki maçlar çok kritik oldu. Galatasaray ve Başakşehir kazanırsa puan farkı açılmış olacak. Fenerbahçe bir de haftaya Başakşehir deplasmanına gidiyor. Fenerbahçe'nin bundan sonra puan kaybına tahammülü yok.

 "Öyle bir hakem hatası oldu ki..."

Gençlerbirliği bugün çok iyi oynamadı ama belirli bir seviyeye kapasiteye gelmişler. Aslında çok tuhaf bir maç oldu. Öyle bir hakem hatası oldu ki. Fenerbahçe 11'e 10 oynayacakken avantajını kaybediyor. Üstüne de öyle bir gol yiyor ki....İki topu direkten dönüyor, hakem hatası oluyor ve kalesinde saçma bir gol yiyor. Gerçi devamlı böyle goller yiyor. Sonra ikinci yarı baskı altındayken bulamadağı golleri kontra ataklarla buluyor. Aslında Fenerbahçe'nin attığı goller kontra atak golleri. 2-1 öne geçiyor. Sonra yine tuhaf bir şekilde gol yiyor, 2-2 oluyor. Ama maçın ikinci yarısında ilk yarıdaki Fenerbahçe'den eser yoktu. Daha karma karışık bir düzen oldu. O ilk yarıdaki performansa rağmen geride kalmak oyuncuları garip bir psikolojiye soktu. Son dakikalarda Fenerbahçeli oyuncular demoralize bir şekilde baskı kurmaya çalıştı. Şuursuzca saldırdılar aslında ve galibiyet golünü atamadılar. Maç Fenerbahçe açısından çok iyi başlayıp kötüye gitti.

"Devrede espri yaptık ama doğru Mete Kalkavan'a 'Ümit Kalkavan' dedik. Niye?" 

Çok iyi bir hakem diyoruz Mete Kalkavan'a. Gerçekten de maçın genelinde çok ciddi pozisyonların etkisinde kalmadı. Ama öylesine oyunucuyu atamıyor ki, devrede espri yaptık ama doğru 'Ümit Kalkavan' dedik. Niye? Hakemin atamadığını Ümit Özat kendi çıkardı ve Ümit hoca da daha maçın o dakikalarında 2 değişiklik hakkını kullanmış oldu hatta 61'de de 3. değişiklik hakkını kullandı. Bu bir riskti. Ancak Fenerbahçe ikinci yarıda çok karma karışık bir oyun düzenine geçti.

"İlk yarıda hayran kaldım Fenerbahçe'ye ama"

İlk yarıda hayran kaldım Fenerbahçe'ye ama ikinci yarıda o güzel oyunun lezzeti gitti. Aykut Kocaman'ın hafta içindeki basın toplantısından sonraki mental problem debu darbeyi yediğiniz zaman takımı etkiliyor demek ki. Yani bu açıklama sadece rakipler açısından değil, hakemler açısından değil kendi oyuncusunu da etkilediğini oyunun son bölümünde görüldü.  

Ben hayatım boyunca bir sezonda bu kadar saçma goller yiyen bir takım görmedim ya. Çok enteresan goller oluyor. Hayatım boyunca böyle şeyler görmediğim için bunları açıklayamıyorum da. Bu Fenerbahçe adamı kel bırakır.

"Statta 20 bin değil de 40 bin kişi olsa Fenerbahçe kazanırdı"

Herkes Fenerbahçe kötü oynuyor falan diyor ama kabul etmiyorum. Fenerbahçe ilk yarıda harika oynadı. Sağdan soldan çok etkili geldi. Şu statta 20 bin değil de 40 bin kişi olsa Fenerbahçe kazanırdı. Son dakikalarda oyuncular durmazdı daha çok saldırırdı.

Zaman zaman bazı takımların lehine kararlar verilebiliyor. Mesela bir sezon Fenerbahçe lehine ağırlıklı kararlar olur. Bir sezon Beşiktaş'a ve Galatasaray'a. Ancak son 6 sezondur Fenerbahçe'nin aleyhine kararlar veriliyor. Ülkemiz zor günlerden geçiyor bunları konuşmak istemiyorum ama bu bir gerçek. Belgeleri falan da var bunun.

"Haftaya Fenerbahçe, Başakşehir'e karşı kaybederse..."

Haftaya Fenerbahçe, Başakşehir'e karşı kaybederse farklı şeyler konuşmaya başlarız. Yani haftaya burda Fenerbahçe 2018-2019 sezonunda ne yapmalı onu konuyor oluruz. Bu sezon için şansı kalmaz. Ancak kazanırsa da tekrardan yarışın içine girerler.

Basketbol maçına salon tıklım tıklım doluyor. Futbol takımında stad dolmuyor. Taraftarda bölünmüş durumda. Bir tarafta Aykut Kocamancılar, bir tarfta Aziz Yıldırımcılar ve Ali Koç grubu. Böyle bir algı yaratılmış durumda. Bak Galatasaray'a bir 40, bir 45 bin çaktı baskıyı kurdu ve maçları kazandı. 

Sıradaki Haber
Üst kutu 6
Yükleniyor lütfen bekleyiniz