Eşleşmeye bakış: İtalya-İspanya

Eşleşmeye bakış: İtalya-İspanya

EURO 2020’de yarı finalin ilk eşleşmesinde İtalya ve İspanya karşı karşıya gelecek. Maç öncesi, iki ekibin güçlü ve zayıf yönlerini ve Spinazzola’nın yokluğunun maçı nasıl etkileyebileceğini saha içinde inceleyelim.

Avrupa Futbol Şampiyonası’nda büyük finale oldukça az bir zaman kaldı.

Yarı finalin merakla beklenen eşleşmesinde, 2012’nin şampiyonluk maçında karşılaşan İtalya ve İspanya kozlarını paylaşacak.

Üst üste dördüncü Avrupa Şampiyonası’nda birbirine rakip olacak iki ekip, mücadeleyi kazanarak Pazar akşamı oynanacak finaldeki yerini almak istiyor.

Peki, maç öncesi veriler ve saha içi görüntü bizlere ne söylüyor?

Birlikte inceleyelim.

İki dominant takımın mücadelesi

UEFA verilerine göre İspanya, % 67.2 ile topa en çok sahip olan ekip konumunda. Matadorları % 59.3 ile son 16 turunda şampiyonaya veda eden Almanya ve % 55.8 ile yarı finaldeki rakibi İtalya izliyor.

İtalya ve İspanya, gol girişimi ve gol sayılarında turnuvanın ilk iki basamağını paylaşıyor. 101 şutunda 11 gol atan Mancini’nin öğrencilerine karşı Luis Enrique’nin ekibi, 95 şutunda 12 gol kaydetmiş durumda.

Tabloya bakıldığında zihnimizde haklı bir soru canlanıyor: İki dominant takımın maçında topu kim alacak?

Esasen her iki takım da turnuvada doğrudan topun arkasına geçtikleri sınavlar vermediler. İspanya, her maçında bu alanda rakiplerine ezici üstünlük sağlarken, İtalya yalnızca skoru erken yakaladığı İsviçre mücadelesinde 51-49 ile geride kaldı.

Bu müsabaka, büyük bir fark tahmin edilmemekle beraber oyunun bir nebze daha çok İspanya tarafından yönetilmesini vaat ediyor olabilir. Bu öngörüyü destekleyecek birkaç sebep var.

İlk olarak İspanya, rakibine kıyasla topa daha çok talip olmaya alışkın bir ekip. Ek olarak İtalya, geriye yaslandığında çok güveneceği iki stoperiyle beraber Barella, Chiesa, Immobile gibi etkili kontratak silahlarına ve Insigne gibi bir yöneticiye sahip.

Bir de bu tutuma zorunlu dönüş sebebiyeti verebilecek faktörümüz var: Spinazzola’nın sakatlığı ve bundan doğacak oyunu genişletme problemi.

Spinazzola neden önemliydi, yokluğu neleri değiştirebilir?

İtalya, turnuvanın en kuvvetli orta saha hatlarından birine (belki de en iyisine) sahip olması ve hücum üçlüsünün verimliliğinin yanında, en büyük pozisyon tehditlerinden birini sol beki Spinazzola ile sağlıyordu.

Sağ bek pozisyonunda oynayan Florenzi veya Di Lorenzo’nun savunmayı üçlediği anlarda, takımın sağ kanadındaki Berardi veya Chiesa çizgiye yapışıyordu. Ters kanadın kontrolü tümüyle Spinazzola’ya veriliyor, bu sayede Insigne de istediği gibi ceza sahası ve çevresinde gezebiliyordu.

Spinazzola’nın yapabildiklerine küçük örneklerle göz atalım.

İtalya atağında sol kanat Spinazzola’ya teslim edilmiş. Bire bir oynama becerisi bulunan ve ters ayağını kullanabildiği için ‘tahmin edilemez oyuncu’ sınıfına giren yıldız topu soluna çekiyor. Insigne ceza sahası dışında, diğer üç takım arkadaşı ise içeride veya yay üzerinde bekliyor. Bu bire bir becerisi, İtalya’ya bir gol pozisyonu getiriyor.

İtalya’nın rakibi Milli Takımımız.

Sağ kanattan gelişen atakta Berardi, ceza sahası içindeki eşleşmelere bakıyor. Bu esnada, ters taraftan gelen ve bütün bir koridoru kullanan Spinazzola’yı görüyor. Başarılı sol bek topu sağına çekiyor ve sağ ayağını efektif kullanabildiği için etkili bir şut çıkarıyor. Uğurcan’dan seken topu Immobile tamamlıyor.

Bu kez rakip İsviçre, aksiyon kontratak.

Oyun motoru son derece yüksek Spinazzola, Insigne’nin pasında ileri fırlıyor. Neredeyse kale sahasına kadar taşıdığı topla çok büyük bir gol pozisyonu oluşturuyor.

Bu kez, yıldız sol bekin topa değmediği bir kesite göz atalım.

İtalya’nın Belçika’ya attığı ikinci golde sol kanat yine Spinazzola tarafından kullanılıyor. Haliyle Insigne daha merkezde, geniş alanda ve taşımak istediği açıda topla buluşuyor. Meunier’nin Spinazzola’yı bırakamayışının etkisiyle Insigne, yalnızca tek bir eşleşmeden kurtularak bu müthiş şutu çıkarabilme imkanı yakalıyor.

İtalya adına Spinazzola’nın yokluğu, yalnızca bir sol bek değişimi anlamına gelmeyebilir. Yerine oynaması muhtemel Emerson’un beklentileri aşarak üst düzey bir maç çıkarması gerekecek. Aksi takdirde İtalya ya şablonunu değiştirecek, ya da Insigne ister istemez kanada kayarak etkinlik bölgesinden uzaklaşmak zorunda kalacak.

İspanya’nın silahı: Kenardan gelen toplarla biten ataklar

Turnuva başından beri oyununun hikayesi maçlara göre farklılık gösteren İspanya, şampiyonanın en çok gol bulan ekibi olmasına rağmen skor kısırlığı çektiği müsabakaları da yaşadı.

İsveç filelerini havalandıramayan, Polonya karşısında bir penaltı kaçırdığı maçta iki puan bırakan ve İsviçre müsabakasında kırmızı karta kadar üretkenlik problemi çeken ekip, beşer gol attığı Slovakya ve Hırvatistan mücadelelerinde kenar toplarını etkili kullanmıştı.

Yine kısa sekanslarla, kanat ve bek oyuncularının dahil olduğu ve Pedri’nin gizli kahramanlık yaptığı bu etkinliklere göz atalım.

Slovakya yarı alanına yerleşen İspanya’da Pedri, sol koridorda boşa çıkan Alba’yı görüyor. “Yerden orta ustası” Alba topla buluştuğunda, ceza sahasının farklı noktalarında dört takım arkadaşı var. Barcelona’dan da alıştırdığı gibi penaltı noktası önündeki en müsait arkadaşını, Sarabia’yı görüyor. Sonuç: Top filelerde.

Bu kez rakip Hırvatistan.

Çakılı oynamasına alıştığımız Azpilicueta, topu orta sahaya taşıyor, pasını veriyor ve koşusunu sürdürüyor. Topla buluşan Pedri, rakip savunmanın üzerine gidip sol kanattaki Ferran Torres’i topla buluşturuyor. İki ayağını da etkili kullanan Torres, atağı başlatan Azpilicueta’ya golle bitirme imkanı sunuyor.

Yine aynı maç, bu kez savunma hatasının ağır bastığı bir gol.

Sağ çizgide Dani Olmo topu aldığında içeri hareketlenen 4 İspanyol var. O esnada Hırvatistan savunmasının sağında, Juranovic yerine oyuna dahil olan ve aslen bir savunma oyuncusu olmayan Brekalo bulunuyor. Onunla eşleşen isim ise kendisinden yaklaşık 15 santim uzun Alvaro Morata…

Kimin gücü, kimi zaafına üstün gelecek?

Petkovic’in İsviçre’si, Freuler’in gördüğü kırmızı karta kadar İspanya’nın kenar oyuncularını kısıtlamayı başarmıştı. Bu kısıtlama, Morata tehdidinin de önüne geçmişti. Öyle ki Luis Enrique, hücum üçlüsündeki Sarabia’dan devre arasında, Morata’dan 54. dakikada ve Ferran Torres’ten uzatmaların başında vazgeçmek durumunda kalmıştı.

Yılların tecrübesi Busquets ile beraber müthiş bir turnuva geçiren Koke ve Pedri’den oluşan orta saha hattının üretimi, kanat oyuncularından destek aldıklarında artıyor.

Bu açıdan İspanya’nın hedefi iki kenarını oyuna dahil etmek, İtalya’nın amacı da bunun önüne geçebilmek olacaktır.

Bu anlamda, Belçika maçında penaltıya sebebiyet veren Di Lorenzo ile Spinazzola’nın yokluğunda ağır bir yükün altına girmesi beklenen Emerson’un (ya da bu oyuncuların yerine kullanılacak isimlerin) önemli bir savunma sınavı vereceğini söyleyebiliriz.

Benzer bir tablo İspanya için de geçerli. Matadorlar, savunma hattında Eric Garcia’yı tercih ettiklerinde kısa kalıyor, Pau Torres ve Laporte’u yan yana oynattıklarında da iki solak stoperin birlikteliğinin de etkisiyle bireysel hataya yatkın hale geliyorlar.

Dizginlenmiş biçimde sürdürse de hücum çıkışlarını seven Alba’nın arkasında bırakma ihtimali olan boşluklar, Chiesa veya Berardi için fırsat olabilir.

Turnuvanın en çok kontratak girişiminde bulunan takımı İtalya’nın, orta sahasındaki pres gücünü kullanarak rakibini zayıf yakalamayı amaçlaması muhtemel.

Kaldı ki bazen İtalya kontratakları, özellikle de skoru aldıktan sonra yalnızca Bonucci'nin ayağından çıkan bir uzun topla da gelişebiliyor...

Hangi teknik direktör kariyer imzasını atacak?

Luis Enrique, Barcelona’daki son sezonunda ligde ve Devler Ligi’nde Real Madrid’in gölgesinde kalarak eleştirilerin hedefi olmuştu. Üstelik tecrübeli teknik direktör, iki yıl önce kızının kaybıyla sarsılmıştı.

Roberto Mancini, Galatasaray’dan ayrıldıktan sonra ikinci Inter dönemi ve Zenit’te umduğunu bulamamıştı.

Her iki antrenör için de EURO 2020, düşüş seyri gösteren ve yeni bir ivme arayan kariyerlerini alevlendirme adına büyük fırsat oldu.

Peki, dev maç sonunda hangi ustanın kariyer imzasını seyredeceğiz?

Cevaba Salı akşamı ulaşacağız.