Lacivert beyazlı temsilcimizin eksik kadro problemini aşarak ilk kez tam kadro çıktığı bu karşılaşma aynı zamanda, takımın eski performansına dönmesi adına önemli sınavlardan biri olma özelliği taşıyordu.

Karşılaşmaya tepede Dunston ve Pleiss, lider oyuncu pozisyonunda ise Elijah Bryant ve Larkin 'in olduğu son üç senedir alışkın olduğumuz bir yapı ile çıkan Anadolu Efes, rakibine nazaran pota altında daha aktif başlasa da rakibin başta Erikson ve Maodo Lo olmak üzere skorer şutörlerini savunmakta zorlandığını söyleyebiliriz.Özellikle çeyreğin başlarında olmak üzere bulduğu hücum rebaundları ile pota altında ikinci ve üçüncü top fırsatlarını değerlendiren temsilcimize karşı, ev sahibi ekip daha çok dış atışlardan istediğini aldı ve ilk çeyreğin büyük kısmını önde götüren taraf oldu. Takımın lideri Shane Larkin 'in tutuk kaldığı ve bundan ötürü bir türlü öne geçmeyi başaramayan lacivert beyazlı temsilcimiz, istediği üstünlüğü ancak 8. dakikada tecrübeli Hırvat oyuncusu Krunoslav Simon ile yakalayabildi. Oyun olarak üstün olduğumuz ancak skor olarak dengede giden ilk çeyreğin sonunda temsilcimiz Lammers' in son saniye smacına engel olamadı ve periyodu bir sayı ile geride kapattı.

İkinci çeyrekte Anadolu Efes adeta şampiyon olduğunu hatırladı desek abartmış olmayız. Periyodun başında Micic'i oyuna alan koç Ataman, bu çeyrekte Moerman ve Pleiss gibi dış atışı olan iki uzunu da birlikte oynatarak, rakibi teorik anlamda en yumuşak karnı olan pota altında çaresiz bıraktı diyebiliriz. Alışageldiğimiz Efes gibi çeyreğe başlayan temsilcimiz, ilk üç dakikada Beabuaus ve Micic ile dışarıdan rakibi adeta boğdu. Ardından rakibin en önemli ve belki de tek kozu olan dış atışlarını da Beabuaus 'nın agresif savunması ile ekarte eden Anadolu Efes, dış atıcı Moerman' ın da devreye girmesi ile fark henüz çeyreğin ilk 4 dakikası geride kalırken çift hanelere fırladı. Savunmada geri adım atmayan ve bulduğu atışlarda eli titremeyen bir Anadolu Efes vardı bu çeyrekte. Rakibin üstüste eli boş döndüğü hücumları, Micic ve Simon üzerinden yaptığı pick and roller ile dışarda boşluklar yaratmayı bilen temsilcimiz, son iki dakikaya girilirken farkı 20 sayıya kadar çıkardı. Son iki dakikada pota altında Bryant Dunston 'ın yokluğunda yumuşak kalan temsilcimiz, birebirlerde çabuk geçildi. Bunun üzerine birkaç defa da rakibine ofansif rebaund şansı tanıyan lacivert beyazlılar, farkın kısmen de olsa erimesine müsaade etti ve 16 sayı farkla çeyreği önde kapattı.

İkinci çeyreği 13 sayı 7 asistle gerçek bir MVP oynayarak kapatan Vasilije Micic'in önderliğinde ikinci yarıya başlayan Anadolu Efes, üçlük atmaya da kaldığı yerden devam ederek çeyreğe başladı. İlk iki çeyrekte suskun kalan takımın yıldızı Shane Larkin ile takımın lideri Micic'in iki üçlüğü ile ikinci yarıya başlayan Anadolu Efes 'e, ev sahibi ekip Luke Sikma' nın üçlüğü ile yanıt verdi. Tıpkı ikinci çeyreğin ortalarında olduğu gibi Micic'in içeri penetreleri ile hem içeride hem de dışarıda boş atışlar bulan Anadolu Efes 'te sahneye bu kez Shane Larkin çıktı. Bulduğu iki üçlükle periyodun ilk dört dakikasında farkı yeniden 20'nin üzerine çıkaran temsilcimiz, takımın yeni transferi Sırp dört numara Filip Petrusev' in de skor katkısı ile rakibin skora ve oyuna ortak olmasını engelledi. Çeyreğin son iki dakikasında ev sahibi ekip her ne kadar Sikma'nın birebirleri ile farkı kapatmaya çalışsa da Micic buradan itibaren yeniden devreye girdi ve temsilcimiz son çeyreğe 23 sayı gibi bir farkla önde girdi.

Maçın karar periyoduna her iki takım da açılan farkın da verdiği rehavetle üçlük yarışı ile girdi. Ev sahibi ekip Delov ve Erikson ile temsilcimiz ise Micic ve Moerman ile ardarda rahat üçlüklerle çeyreğe başladı. Her iki takımın da rotasyona gittiği bu çeyrekte, her ne kadar ev sahibi ekip farkı Lammers'ın pota altında kurduğu üstünlükle farkı 14'e kadar indirse de, tıpkı üçüncü çeyrekte olduğu gibi baskın bir karakter koyan Shane Larkin devreye girdi ve periyodun son 4 dakikasına girilirken farkı 22 sayıya tekrar çekmeyi başardı. Rakibin en önemli kozu olan dış atışların da kaçırması ile farkı daha da açmayı başaran temsilcimiz Simon ve Pleiss'ın son dakikalarda bulduğu sayılarla farkı daha da açmayı başardı ve temsilcimiz karşılaşmayı 90-63 gibi bir skorla kazandı.

Sezon başından bu yana ilk defa bu kadar net bir oyun ve skor farkı ile maç kazanan temsilcimiz, bu galibiyet ile adeta yara sardı diyebiliriz.İlginç bir şekilde son haftalarda bu kadar farklı iki oyun sergileyen temsilcimizde değişen etmenlere göz atacak olursak; Şüphesiz ki takımın tam kadro bir şekilde oynaması en büyük faktör oldu. Özellikle oyun kurucu rotasyonunda büyük eksiklerle sezona giren temsilcimiz, nihayet bir karşılaşmaya tam kadro girdi ve tam kadro ile oynadığında neler yapabileceğini tekrardan herkese göstermiş oldu.

Bir diğer önemli faktör ise geçen sezonun MVP 'si Vasilije Micic'in yeniden kendini bulması oldu. Sırp yıldızın ilk çeyrekte hiç oyuna girmediğini de göz önünde bulunduracak olursak, maç içinde gösterdiği 19 sayı, 9 asist ve 4 top çalma ile double - double'ın kıyısından döndüğü performans onun şampiyonluk yolundaki önemini bizlere bir kere daha gösterdi.

Takımın bir diğer önemli artısı ise şüphesiz ki pota altında Dunston 'ın caydırıcı oyunu ve kurduğumuz rebaund üstünlüğü oldu. Sezon başında özellikle Avrupa' daki karşılaşmalarında Sertaç 'ın yokluğunun da etkisi ile pota altında adeta dayak yiyen temsilcimiz, bu defa pota altında hakimiyet kurmayı bildi.

Sezonun başından bu yana 3. galibiyetini henüz alabilen lacivert beyazlı temsilcimiz, tam kadro çıktığı ilk karşılaşmada gösterdiği performansla istediği zaman nasıl oynayabileceğini tekrardan herkese göstermiş oldu. Umarız ki temsilcimiz bu akıcı, skorer ve baskın oyun karakterini tıpkı geçtiğimiz sezonlarda olduğu gibi, bu andan itibaren yeniden ortaya koyar ve sıralamada yeniden hak ettiği üst sıralarda yerini alır.