Bildiğimiz üzere normal sezonu 11. sıralara kadar düşmüşken, yaptığı sıçrama ile 3. sırada bitirmeyi başaran Anadolu Efes, play-off'larda son 8 biletini son 2 maçta ancak elde edebilen, son 10 yılda neredeyse tüm final-four 'larda bulunmuş ligin en pahalı kadrolarından birine sahip Real Madrid ile eşleşti. Son oynanan maçta rakibini deplasmanda farka boğan lacivert beyazlı temsilcimiz, çok da zorlanacağını düşünmediğimiz karşılaşma öncesinde maça eksiksiz çıktı.

Real Madrid tıpkı oynadığı son Fenerbahçe Beko maçında olduğu gibi maça iyi başlayan taraf oldu. Laprovittola üzerinden bulduğu ikili oyunlar ve net dış atışlar üzerinden 8-0 'lık bir seri ile öne geçmeyi başaran İspanyol temsilcisi, bu sayede Anadolu Efes'in en karakteristik özelliklerinden olan maça farklı ve hızlı girme silahını kullanmaya çalıştı. Ancak aldığı mola ile rakibin bu atağını geri püskürtmeyi başaran Ataman ve öğrencileri yakaladığı 15-4 'lük seri ile rakibine yanıt verdi ve temsilcimiz bu andan itibaren rakibine bir daha skor üstünlüğünü vermedi. Periyodun geri kalanında Simon ve Larkin' in birebirleri ile sayılar bulan Anadolu Efes, periyodu da 2 sayı farkla önde bitirdi.

İkinci çeyreğe Rodigue Beabuaus'nın üçlüğü ile dışarıdan, Sertaç Şanlı'nın pota altında bitirdiği oyunlarla içeriden hızlı başlayan temsilcimiz, periyodun başında farkı bir anda 7 sayıya kadar çıkardı. Rakibin gardının düşmeye başladığı bu anlarda Real Madrid'in yardımına; en iyi yaptığı işlerden olan yüksek yüzdeli ve bireysel üçlükler yetişti. Periyodun sonlarında önce Trey Thompkins ve Rudy Fernandez ardından Laprovittola'nın üçlükleri ile skora tutunmayı tekrar başaran Real Madrid'e karşı Anadolu Efes'te sadece Rodigue Beabuaus bulduğu üçlükle yanıt verebildi. Lacivert beyazlılar ilk yarıyı oynadığı güzel oyuna rağmen sadece 4 sayı farkla önde geçti.

İlk yarıda rekabetin ve daha çok savunmaların ön plana çıktığı bir oyun izlediğimiz karşılaşmada bizleri bambaşka bir ikinci yarı bekliyordu. 3. periyoda önce Simon ardından Sertaç'ın üçlükleri ile giren temsilcimiz farkı henüz çeyreğin başında çift hanelere çıkarmayı başardı. Temsilcimizin bu isabetli ve baskın üçlüklerine bu sefer yanıt veremeyen konuk ekip gerek skor anlamında gerekse oyun olarak bize karşı adeta boğuldu bu çeyrekte.

Bu çeyreğin bir diğer önemli ayrıntısı da milli oyuncumuz Sertaç Şanlı'nın gösterdiği performansla şov yapması oldu. Milli oyuncumuz oynadığı süre içerisinde önce bulduğu üçlük ardından pota altında gösterdiği performansla; Euroleague'in ve Real Madrid' in en baskın pivotlarından olan Tavarez'i adeta ezdi. Üçüncü çeyreğin ve maçın en önemli ismi olan Sertaç Şanlı 'ya skor olarak Larkin, Micic ve Moerman da eklenince fark periyodun sonunda 15' e kadar çıktı ve temsilcimiz son çeyreğe 12 sayı önde girdi.

Karar periyoduna girerken, bir diğer Anadolu Efes hezimeti ile karşı karşıya kalan Real Madrid, son çeyreğe takımın en keskin skoreri olan Jaycee Carroll'a oyun hazırlayıp üçlük atışlarla girmeyi denedi. Ancak karşısında play-off modunu açmış bir Anadolu Efes buldu. Hücumda ne kadar akışkan hale gelirse, savunmada da bir o kadar agresifleşen bir takım olan Anadolu Efes bu çeyrekte keskin bir fark yarattı. 4 numaralı oyuncudan istediği skor katkısını bu çeyrekte almaya başlayan Anadolu Efes'te çeyreğin başında Adrien Moerman faktörü devreye girdi.

Bulduğu üstüste üçlükler ile farkın açılmasını sağlayan Moerman'a dış atışlarda Shane Larkin, içeriden ise Bryant Dunston katkı vermeyi başardı. Farkı bu sayede periyodun ortalarında 20 sayının üzerine çıkaran temsilcimiz maçı da 90-63 gibi net bir skorla kazanarak, hem rakibin bir önceki maçtaki ağır yarasını tekrar tazelemiş oldu, hem de Real Madrid gibi bir dev nasıl bu kadar küçük düşürülür bunu biz basketbolseverlere tekrar göstermiş oldu.

NBA'de play-off'lar için 'adamlarla çocukların ayrıldığı yer' ifadesi kullanılır. İşte Anadolu Efes ile Real Madrid arasındaki temel fark tam olarak da bu. Anadolu Efes'in gözü çeyrek finalde falan değil, direk finalde. Real Madrid oyun olarak o yoldaki basit bir engel. Anadolu Efes oynadığı oyunla sadece kazanmıyor, zevk veriyor.
Bir önceki maçta 26 sayı fark atarak herkesi şaşırtan, rakibi parkeye gömen Anadolu Efes ile bu maçtaki Efes arasındaki tek fark da zaten maçın daha geç kopmuş olması oldu. Zaten bu kadar çok skor opsiyonu olan, bu kadar geniş rotasyonla bu kadar yüzdeli atan bir takıma karşı direnmek için takımın tamamının oyunda full kapasite ile oynaması gerekirdi Real Madrid'te. İlk içi çeyrekte bunu denese de üçüncü çeyrekte itibaren konuk ekibin buna nefesi yetmedi diyebiliriz. Fiziksel rekabet açısından da Efes' in guard ve pivot rotasyonu bugün Real Madrid 'e karşı çok daha üstün olan taraftı.

Takım olarak iyi oynadığımız maçta istatistiksel olarak baktığımızda tam 5 oyuncunun çift hanelere çıktığını görüyoruz, rakipte ise bu sayı sadece 1. Bu da gösteriyor ki Anadolu Efes bireysel olarak değil takım olarak oynuyor ve kazanıyor. Efes'te kimi marke ederseniz edin, kimin üzerine çalışırsanız çalışın o gün bir başka oyuncu sorumluluğu alıp skor katkısı verebiliyor. Bu da Efes'in geçen seneki Efes'ten ayrıldığı temel fark. Geçtiğimiz sezon 30+ sayılarla Larkin' i besleyen, onu yıldızlaştıran ve Larkin 'in yokluğunda çok zorlanan Anadolu Efes'te bu sene maçın adamı seçilen kişi sayısı oldukça çeşitlenmiş durumda. Takımın bugünkü mücadelede starı ise; son 10 haftada aldığı süreleri iyice artıran, Euroleague'in en iyi pivotlarından olan ve Avrupa' da tüm zamanların en çok blok yapan oyuncusu ünvanının sahibi olan Bryant Dunston'ı yedek kulübesinde bırakan Sertaç Şanlı oldu.

Bir pota altı oyuncusu olmasına rağmen üçlük çizgisinin dışından çok yüzdeli oynayan ve pota altında bulduğu pozisyonları geçmişe nazaran çok daha güçlü bitiren milli pivotumuz Sertaç Şanlı, üçlük tehditi ile bugün Tavarez'i boyalı alanın dışına çekerek Anadolu Efes'in pota altına ikili oyunlarla çok rahat girmesini sağladı. Bulduğu 16 sayı 8 rebaund ve 2 blokla hem hücumda hem de savunmada devleşen Sertaç Şanlı bugün galibiyetin en önemli mimarlarından olmayı başardı.

Takımın bugün diğer yıldızları tıpkı diğer maçlarda olduğu gibi Larkin, Micic, Beabuaus ve Simon oldu. Takımda Dunston dışında neredeyse her oyuncunun dış atış tehdidi olan, pace-and-space ritmini çok çok iyi uygulayan Anadolu Efes karşısında Real Madrid in mucizelere ihtiyacı var. Bu kadar ağır bir yenilginin üzerinden 48 saat sonra iki ekibin tekrar karşılaşacağı serinin ikinci maçında temsilcimiz yine net favori. Umarız ki temsilcimiz sakatlıklar ve talihsizlikler olmadan bu maçtan da yara almadan çıkarak final-four yolunda önemli bir adım atar.