Tarih boyunca birbirlerinden çok uzak coğrafyalardaki farklı faktörlerin bir araya gelmesi büyük voltranlar oluşturmuştur. Buenos Aires’ten çıkıp Madrid’de yeni bir güç yaratan Simeone ve takımının bu voltranın yeşil sahadaki en güzel örneklerinden biri olduğu ise herhalde tartışılmaz bir gerçek olsa gerek. Zira Arjantinli, en vasat sezonlarından birinde bile Atletico taraftarlarını heyecanlandıracak bir şeyler üretmiş durumda.

Elbette gol, futbolun en temel ögesi ancak aynı zamanda temelinde iyi bir savunma yatmayan takımlar için yalnızca geçici bir hülya. Bunu kendi futbol anayasasının birinci kuralı haline getiren Arjantinli, kimileri için sıkıcı fakat tüm rakipleri için rahatsız edici derecede kompakt savunma anlayışını sanki kağıda dökülmüş hücum planlarıyla harmanlayınca yıllar içinde büyük bir efsanenin yazarı haline geldi. Ancak hayatta her şey her zaman yolunda gitmiyor.

Tam olarak işlerin yolunda gitmediği bir sezonda Simeone, “Wanda Metropolitano’da miadını doldurdu mu” sorularını şimdiden rafa kaldırmış gözüküyor. Ronaldo karşısında bu kez turu geçen taraf olan ve son 5 lig maçını kayıpsız geçen Arjantinli’nin daha bu sahada yapacağı çok şey var gibi gözüküyor. Tekrar bütünleşmiş bir Simeone takımını durdurmanın ne kadar zor olduğu konusunda neredeyse hem fikirizdir. Öyle gözüküyor ki bu sezonun belki de Avrupa’daki en büyük hayal kırıklılarından Jan Oblak bile “Oblakus” formuna yavaş yavaş geri dönüyor.

Bir ara istatistiksel olarak La Liga’nın en formsuz kalecilerinden olan Sloven, bunun sadece tatsız bir dönemden ibaret olduğunu önce kendine ardından tüm Atletico taraftarlarına yavaş yavaş kanıtlamaya başladı. Öte yandan takımın diğer formsuz isimlerden Lodi ve Rodrigo de Paul, sakatlıklar silsilesinden kendilerine olumlu pay çıkartmışa benziyor. Son haftalarda temellerine dönüş yapan, topu rakibe bırakıp derin savunma anlayışına sarılan Simeone’nin hücum hattındaki güvencesi Joao Felix. Ona futbolunun ilk günlerinde süper star etiketi verenleri biraz mahcubiyete düşürecek performanslarının ardından Felix ritmini en sonunda bulmuş gibi gözüküyor. Hem de tam ihtiyaç olunan anda.

Her zaman duygusal ve mental olarak diri gözüken fakat uzun yıllar aradan sonra taktik çözülmeyle karşı karşıya kalan Madrid’in kırmızı beyazları istikrarsız sezonun belki de son virajlarını kusursuz geçiyor. El Cholo’nun oyuncuları sahada bizlere yeniden Atletico Madrid’i izletmeye başlamışken sezon sonu geldiğinde fire verilen onlarca puana özlem duymaları halen kuvvetle muhtemel.