Detay

Avrupa futbolu notları

24 Mayıs 2022 Salı 12:00 - Son Güncelleme 24 Mayıs 2022 Salı 12:01  |  Kaynak : TRT SPOR

Avrupa futbolunda geride bıraktığımız 2021-2022 sezonuna damga vuran gelişmeleri TRT SPOR spikeri Erbatur Ergenekon kaleme aldı...

Mbappe - Paris - Madrid

Mbappe’nin PSG’de kalış sebepleri eleştirilebilir ama gerçeklerden uzak da okunamaz. Futbol artık endüstriyel bir Everest. Özü halen güzel oyun ve taraftar ruhu olsa da dağın yüksekliği ekonomik katmanlardan oluşuyor. Baba filmindeki unutulmaz replikten esinlenecek olursak ‘O’na (O kim olursa olsun) reddedilemeyecek bir teklif’ yapabiliyorsunuz. Üstelik uzun bir dönem gezegenin en iyisi olan Messi ve bir süre oralarda gezinmiş Neymar’ın yanında 1. Adam rütbesini almak da başlı başına bir doygunluk oluşturuyordur, bunu da atlamamak lazım. Tabii an itibariyle dünyanın en iyisi Mbappe’nin, dünyanın en büyük kulüplerinden birini ters köşe yapmış gibi görünmesi, imajına zarar verdi. Bu bir gerçek. Bu durum bana Lebron James’in, Cleveland sonrası Miami seçimini hatırlattı. Lebron ‘Karar’ isimli canlı yayında ‘Yeteneklerimi Güney Sahiline Taşıyorum’ açıklamasıyla, Miami Heat’e geçiş yaptığında; büyük bir öfke bulutu oluşmuştu. Bu tepkili süreçte Wade ve Bosh ile bir süper takım oluşturmasının yanı sıra, evi Cavs’ı şampiyonluk kazanmadan bırakmasının da etkisi fazlaydı. Başka bir açıdan; Mbappe’ye de, bu karar süreci sonrası benzer bir tepki yağmuru oldu. Futbol tarihi açısından bir kırılma anı olduğu düşünülen bu seçim, oyunun ruhu üzerinde süzülen futbol severleri kırdı. Evet kontrat bittiğinde halen 26 yaşında olacak Mbappe, ama bu anın duygu yoğunluk seviyesini değiştirmedi. O dönem, Lebron’un imajı için, sponsor firmaları; önemli bir ‘PR çalışma taaruzu’ yapmıştı. Mbappe için de benzer bir reklam/tanıtım seferberliği bekleyebiliriz. Lebron’un (tüm lig içinde) imajının düzeliş sürecinde, evi Cavs’a dönüp yıllar sonra Şampiyonluk kazandırması esas pay sahibi oldu. Mbappe eleştiri oklarının kendine döndüğü bu zaman diliminde, nasıl bir yoldan yüreyecek, göreceğiz.

Pep - Klopp

Tarihin en iyi sezon finallerinden birini izledik. Mutluluk, drama, hayal kırıklığı, kabullenme… Tüm duygular iç içeydi. Pep Guardiola ve City, dünyanın en iyi ligi çerçevesinde çıtayı Kaf Dağı’nın ötesine koydu. Bakın Jürgen Klopp’un Liverpool’u 97 - 92 ve 91 puan topladığı 3 sezondan sadece 1 şampiyonluk çıkardı. Bu bile mücadele dozajını bize anlatmakta. Neredeyse bir hata yapma lüksünün dahi olmadığı bir frekans bu. Şampiyonlar Ligi ve yerel Lig matematikleri farklı. Bir maraton için, neredeyse kusursuz formül kullanıyor Pep. Elemelerde iş değişebilir. Değişiyor da. Klopp’un İngiltere’nin 2 kupasını alması, Devler Ligi’nde de finalde olması bunun net fotoğrafı. Gerçek ise şu: Futbolunun en üst düzey rekabeti şu an iki teknik adam arasında. Pep ve Klopp. Messi ile Ronaldo’nun, Magic’le Bird’ün, Senna ile Prost’un, Federer ile Nadal’ın; sürekli birbirlerini zorlayıp yukarıya çekmeleri gibi; iki menajer de, oyunun bu döneminde, sürekli birbirlerini daha iyi hale getiriyor. Futbolun son anına, son zerresine kadar bu heyecanı yaşıyorsak, tarihe katkıları paha biçilemez.

Milan - Inter

Milan çok özel bir iş başardı. Pioli hoca görece düşük bütçe ile takımı hep en üst seviyede tuttu. 11 yıl aranın ardından Şampiyonluk geldi. Leao sezonun oyuncusuydu. Durdurulamaz bir performans sergiledi. Tonali’yi izlemek bir sanatçıyı iş başında takip etmek gibiydi. Giroud, neden ‘kazanan takımların önemli parçası’ olduğunu kanıtlayan bir sezon geçirdi. Zlatan ise geçen yıllara rağmen liderliğinin nasıl geliştiğini gösterdi. Seneye bütçe bir hayli yükselecek. Tarihin en özel kulüplerinden Milan’ın futbol sayfalarında hak ettiği yere dönüşü için belki de ilk adım atıldı. Hakan Çalhanoğlu’nun Milan’da Inter, Inter’de Milan şampiyonluğu görmesi ise kendi adına futbolun acı soslu cilvesi oldu.

Münih ve diğerleri

Bayern Münih, Alman futbolunu yükseltirken, Bundesliga’ya aynı ölçüde zarar vermekte. 10 senedir sürekli kazanılan şampiyonluk, rakiplerinin en iyi oyuncularını ‘yarın yokmuş gibi’ renklere bağlama, Bundesliga’yı Bavyeralılar’ın arka bahçesi yapmış durumda. Elbette ligin kalitesi ya genel oyun seviyesi önemli bir marka ama bu en üst sıranın sıradanlaştığı gerçeğini değiştirmez. Şöyle düşünün: Leicester City’nin peri masalı şampiyonluğu, Bundesliga’da Bayern hariç her takım için, aynı çizgideki bir hayal sadece. Belki bu durumu bir durup düşünmek gerekir.

La Liga

Real Madrid, Ancelotti önderliğinde hak ettiği bir şampiyonluk aldı. Şampiyonlar Ligi’nde finale çıktı. Benzema kariyer senesini geçirdi (Tam bir başrol). Vini JR. süper yıldızlığın kapısına geldi. Rüya gibi bir sezon. Deneyimli yıldızlar ustalık dönemini geçirdi. Yine de rekabetlerin oyunu yükselttiği gerçeği ortaya çıktı. Xavi sonrası, doğru transferler ve DNA içeren hamleler ile Barcelona’nın kendini bulması, La liga’yı geri döndürdü. Barça’nın ezeli rakibini Madrid’de sürklase ettiği El Clasico, İspanya’da gelecek yıl itibariyle müthiş çekişmeye yeniden başlayacağımızın sinyali oldu. 

Sıradaki Haber
Guardiola'nın ekibinden Manchester United'ın başına
Yükleniyor lütfen bekleyiniz