Detay

Dinamo Moskova'da bir Türk teknik adam: Volkan Bulut

01 Mart 2021 Pazartesi 21:34 - Son Güncelleme 02 Mart 2021 Salı 12:30  |  Kaynak : TRT SPOR

Dinamo Moskova'da Sandro Schwarz'ın yardımcıları arasında yer alan Almanya doğumlu Türk teknik adam Volkan Bulut, TRT SPOR yorumcusu Serkan Akkoyun'a konuştu.

Rusya'nın köklü kulüplerinden Dinamo Moskova'nın teknik heyetinde bir Türk antrenör yer alıyor: Volkan Bulut.

Almanya'da, Hannover'de doğup büyüyen ve sakatlığı nedeniyle futbolu genç yaşta bırakmak zorunda kalan Volkan Bulut amatör ligde başladığı teknik adamlığını 5 sene içerisinde Bundesliga'ya taşıdı. Paderborn, Schalke, Hannover gibi takımlarda çalışan Volkan Bulut şimdilerde Sandro Schwarz'ın yardımcısı olarak Dinamo Moskova'nın başarısı için ter döküyor. Volkan Bulut'un kişisel hedefleri arasında ise 'asla unutmadığım ülkem' dediği Türkiye'de çalışmak yer alıyor.

Bize kendinizden ve kariyerinizden bahsedebilir misiniz?

"Almanya‘da 4. Ligi'nde yaklaşık 200 maç oynadıktan sonra 26 yaşında dizimden yaşadığım sakatlık nedeniyle futbolu erken bırakmak zorunda kaldım. Bu da antrenörlüğe tabii ki çok genç yaşta başlamama vesile oldu. 2 yıl amatör bir Türk takımını (FC Can Mozaik) çalıştırdıktan sonra, dördüncü lig takımı olan Havelse'nin yeni hocası Andre Breitenreiter'den yardımcı hocalık teklifi aldim. Böylece profesyonelliğe dogru önemli bir adım atmış oldum."

Kariyerinizin büyük bölümünde Andre Breitenreiter ile çalıştığınızı görüyoruz...

"İkimiz de Hannover‘de doğup büyüdüğümüz için futbolda ve sosyal faaliyetlerde bir araya geliyorduk. Ve bir gün hoca olursa beni yardımcısı olarak istediğini söylemişti. Benim antrenörlük eğitimimde ve gelişmemde büyük katkısı oldu. bana birçok kapı açtı kendisi..."

Amatör takımdayken Paderborn'un başına geçtiniz ekip olarak ve önce 2. Bundesliga'da çalıştınız ve ardından Bundesliga'ya yükseldiniz. O yıllarda neler yaşadınız?

"Her şey çok çabuk gerçekleşti ve bir rüya gibiyidi. Başkan bize 'Takımı bir şekilde 2. Lig'de tutun, yeter' derken, biz ligin en düşük bütçesine sahip olan Paderborn'u Bundesliga'ya çıkardık. Bundesliga'da sezonun son haftasına kadar takımı ligde tutmaya çalıştık ama çıktıktan sonra bütçe nedeniyle transfer yapamadığımız için çok genç, yetenekli ama tecrübesiz bir kadroyla ligde kalmayı başaramadık. Ona rağmen çok tempolu ve ofansif ağırlıklı futbol oynattığımız ve büyük takımların da başını ağrıttığımız dikkat çekti. Bu nedenlerle büyük kulüplerden teklifler gelmeye başladı. Sezon bittikten sonra Bundesliga‘nin o zaman önde gelen takımlarından biri olan FC Schalke 04´ten teklif aldık ve 2 yıllık sözleşme imzalayıp takımın başına geçtik."

Bundesliga'daki ilk sezonunuzda Guardiola'nın Bayern Münih takımı ve Klopp'un Dortmund takımlarına karşı mücadele ettiniz. Maçlarda nasıl bir hava vardı?

"Maçtan önce çok normal bir atmosfer vardı. 'Ben büyük, siz de küçük hocasınız' havası hiç oluşmadı. Gayet saygılı ve seviyeli karşılaşmalar oldu.
Yedek kulübesindeki duruşları ve takıma katkıları beni tabii ki çok etkiledi."

Son dönemde Alman teknik adamlar çok başarılı. Özellikle Almanya'daki antrenör eğitimi çok meşhur. Siz nasıl bir eğitim aldınız ve Almanya'daki antrenör eğitimi neden bu kadar kaliteli?

"Almanya‘da eğitim alıp en yüksek lisansımı da Almanya‘da elde edebildiğim için çok şansliyim. 10 aylık bir süreç içinde futbolun sadece teknik ve taktiksel anlamda bir oyun olmadığını, bunun ötesinde psikolojinin ve oyuncularla, teknik kadroyla, başkan, menajer, yönetim, sponsorlar, medya ve tarftarlarla diyaloğun ve işbirliğin içerisinde olmanın ne kadar önemli olduğunu öğreniyorsunuz. Ondan öte paneller düzenleniyor ve dünya çapında en başarılı hocalar gelip yaşadıklarını, tecrübelerini yansıtıp bize çok büyük katkıda bulunuyorlar. Mesela Christoph Daum gelip, Besiktaş ve Fenerbahçe gibi kulüplerde ne şekilde çalıştığını detaylı bir şekilde anlatmıştı ve biz de böylece yine bir şeyler öğrenmiş olduk."

Nasıl bir futbol sistemi tercih ediyorsunuz? Bir gün bir takımın başına geçtiğinizde nasıl bir futbol oynatırsınız?

"Genel olarak 4-3-3 ve 3-5-2 formasyonlarına dayalı sistemleri tercih ediyorum. Ama hocalık felsefemde takımın ve oyuncuların bireysel kalitesini görerek kendimi adapte etmek ve takıma en iyi şekilde yakışan sistemi oynatmak vardır. Benim anlayışıma göre her hocanın üstünde yürüdüğü bir çizginin olması ama bu çizginin de oldukça kalın olmasi gerekir. Tabii ki takımımı ofansif ve yüksek pres yaparak oynatmak isterim. Ama atak bölgesinde çok hızlı oyuncularım varsa biraz geriye çekilip, kontrolü rakibe verip, topu kazandıktan sonra en çabuk şekilde şans yaratıp skor elde etmek de olabilir. 3 puanı yakalamak ve takımı en iyi şekilde geliştirmek için bir hocanın her yolu denemesi gerekir ve felsefesinde, planında daima bu alternatifler olmalıdır."

Dinamo Moskova'ya transferiniz nasıl gerçekleşti?

"Almanya’da tanınan teknik direktör Sandro Schwarz ile beraber çalışmaya başladıktan birkaç hafta sonra Moskova‘dan teklif geldi. Moskova‘nın Sportif Direktörü Zjelko Buvac ve Schwarz, Mainz`da yardımcı antrenör ve oyuncu ilişkisi nedeniyle tanışıyorlardı. Birkaç telefon görüşmesinden sonra anlaşma gerçekleşti ve 2020‘nin onuncu ayında sözleşme imzaladik."

Zelko Buvac, Sportif Direktörünüz. Kendisini Dortmund'dan tanıyoruz. Sizi de göreve getiren o. Nasıl bir diyaloğunuz var Buvac'la?

"Diyaloğumuz cok iyi. Kendisi bizimle çok zaman geçiriyor ve takımla ilgili konularda daima oturup, konuşup tartışıyoruz. 17 yıl boyunca en üst düzeyde, Dortmund ve Liverpool gibi takımlarda benim olduğum pozisyonda yardımcı antrenörlük yapmış ve çok büyük başarılar elde etmiş bir sportif direktörden söz ediyoruz. Onunla beraber çalışıp, tecrübesi ve kalitesinden faydalanıp kendimi her geçen gün daha da çabuk geliştirmek istiyorum. Bu durum öz güvenimi yükseltmek için çok büyük bir fırsat."

24.8 yaş ortalamasına sahip bir takımınız var. Bu sezon hedefleriniz neler?

"Dinamo Moskova gibi bir camianın hedefleri her zaman yüksektir. Takımımızın yaş ortalaması tabii ki düşük. Ama buna rağmen çok yetenekli ve kalitesi yüksek olan futbolcularımız var. Oyun felsefemizi en çabuk şekilde takıma adapte edip sezonu en iyi şekilde bitirmek istiyoruz. İlk sezonumuzda Avrupa Kupaları’na katılma şansını elde edebilirsek veya Rusya Kupası‘nı kazanabilirsek çok büyük bir başarı elde etmiş olacağız."

Ezeli rakiplerinizden Spartak Moskova'nın başında da Almanya'da yetişen bir antrenör olan Domenico Tedesco bulunuyor. Rusya'da bir 'Almanya rekabeti' yaşıyor musunuz?

"Dinamo ve Spartak zaten ezeli rakipler. Galatasaray-Fenerbahçe derbisi gibi.
Onun üstüne bir de Alman teknik adamların ve Almanya'da yetişmiş teknik heyetlerin karşı karşıya gelmesi işi daha da enteresan boyuta getiriyor. Ligde deplasmanda 1-1 berabere kaldık. Kupada sahamızda 2-0 galip gelip turu geçmeyi başardık. Yani şu an Dinamo Moskova olarak biz öndeyiz!"

Schalke'deyken Belhanda ile çalıştınız. Türkiye'de çok tartışılan bir futbolcu. Siz Belhanda için ne söylersiniz?

"Belhanda çok kaliteli bir futbolcu ve Galatasaray‘ın başarılarında büyük payı var. Bir hocanın oyuncularla olan diyaloğu çok önemlidir. Bir şekilde oyuncuların öz güvenini sağlarsın, diğer yandan hangi yoldan yürümek gerektiğini anlatırsın. Fatih Hoca bunu çok iyi başardığı için bu kadar uzun süredir Belhanda gibi futbolcularla başarı elde edebiliyor."

Bu zamana kadar çalıştığınız futbolcular arasında yeteneği ve karakteriyle sizi en çok etkileyen isimler kimlerdi?

"Leroy Sane, Joel Matip, Leon Goretzka, Jan Klaas Huntelaar ve Choupo Mooting gibi oyuncularla çalışma fırsatım oldu. Onların gelişmelerinde de pay sahibi oldum. Bu benim için çok büyük tecrübe oldu ve öz güvenimi bir hayli artırdı."

Mesut Özil'in Fenerbahçe'ye transferi hakkında ne düşünüyorsunuz?

"Mesut Özil, dünya şampiyonu olmuş ve üç ayrı ülkede büyük takımlarda oynamış, çok büyük başarılar elde etmiş bir futbolcu. Saha içinde ve saha dışında düzgün ve dürüst karakteriyle Fenerbahçe‘ye ve camiasina çok büyük katkılar sunacağından eminim."

Türk futbolu hakkında neler düşünüyorsunuz? Eksikleri ya da geliştirilmesi gereken yönleri neler?

"Türk futbolu şu an çok zorlu bir süreçten geçiyor ve kulüplerin çoğu maddi sıkıntı yaşamalarına rağmen ellerinden geleninin fazlasını sahalara yansıtıyorlar. Benim umudum; belki kulüplerin bu süreci bir şans olarak görüp, altyapıya yönelip Türkiye‘de yetişen genç yeteneklere şans vermeleridir. Sadece Istanbul‘u göz önünde bulundurursak, Süper Lig‘de oynayan tüm kulüplerin 20 milyon nüfusa sahip olan İstanbul'da oyuncu tarayıp daha sonra yetiştirip profesyonellik yolunda ilk adımlarına destek olabilirler."

Kişisel hedefleriniz arasında neler var? Bir gün Türkiye'den teklif alırsanız çalışmayı düşünür müsünüz?

"Kişisel hedeflerimin arasında tabii ki bir gün büyük bir takımın teknik direktörü olarak, başarılı olmak var. Almanya‘da doğup büyümeme rağmen Türk dilini, kültürünü, havasını, suyunu asla unutmadık. Bir gün Süper Lig’de bir takımın başına geçip çalıştırmak hedeflerim arasında yer alıyor..."

Sıradaki Haber
Türk basketbolunun umudu: Alperen Şengün
Yükleniyor lütfen bekleyiniz