Detay

Hayatının tangosu

10 Temmuz 2021 Cumartesi 02:55 - Son Güncelleme 10 Temmuz 2021 Cumartesi 11:16  |  Kaynak : TRT SPOR

Ne Devler Ligi kupaları, ne Ballon d’Or ödülleri, ne gol rekorları… Lionel Messi, bu gece kariyeri boyunca en çok istediği şeye sahip olmak için sahaya çıkacak: Milli takım şampiyonluğu.

“Denedim. En çok istediğim şey buydu ama başaramadım. Sanırım, artık bırakmalıyım.”

2016 Copa America finalinde penaltı vuruşundan yararlanamayan Messi, milli formaya veda etmenin sinyallerini veriyordu:

“Arjantin ile şampiyon olamamak, kaybetmek canımı çok yakıyor. 4 final oldu ve hepsini kaybettik. Ne yazık ki başaramadan ayrılıyorum.”

Öykü bir rüya gibi başladı

Aslında hikaye harika başladı. Arjantin’in Diego Armando Maradona’dan sonra yetiştirdiği en büyük yetenek, 2005 yılında finalde Nijerya ağlarını iki kez sarsarak ülkesine U20 Dünya şampiyonluğunu getirmişti.

Bir yıl sonra ilk kez Dünya Kupası’nda, 2007’de de Copa America’da boy gösteren Messi, finalde Brezilya’ya karşı alınan 3-0’lık mağlubiyete rağmen performansıyla bir ‘halk kahramanı’ olacağının sinyallerini vermeyi başarmıştı.

2008’de, Pekin Olimpiyatları’nda mavi-beyazlı formayı terleten Dünya yıldızı, Di Maria’ya şampiyonluk golünün asistini yapmış ve kupa Buenos Aires’e gelmişti.

Arjantinlilerin rüyalarında, Messi önderliğinde şampiyonluklarla dolu bir gelecek vardı. Daha 21 yaşında iki kupanın öncüsü olan bu büyük yetenek, A Milli Takım seviyesinde de ülkesini her alanda zirveye taşıyacaktı.

Ama öyle olmadı…

İki kuşağın efsanesi, Tangoculara merhem olmadı

Hayal kırıklıkları serisi Güney Afrika’da başladı. 2010 Dünya Kupası'nda Arjantin, tecrübeli ve genç yıldızlarını harman ettiği ekibinde iki farklı jenerasyonun yıldızıyla parlıyordu: Saha kenarında Maradona, saha içinde Messi.

Lionel Messi, turnuvaya ‘dünyanın en iyisi’ tartışmalarında belki de bayrağı devralarak geliyordu. Efsanevi 2009 Barcelona’sının yıldızı, altın top sahibi ve hem gol hem de asist rekorlarının sırtlayıcısı bu adam, Güney Afrika’da tarih yazacaktı.

Kendileri adına iyi başlayan, grup aşamasını kayıpsız geçtikleri ve son 16 turunda Meksika’yı eledikleri turnuva, 4-0’lık ağır Almanya yenilgisiyle noktalandı. Bu maçla Diego’nun milli takım antrenörlüğü son bulmuş, turnuvayı gol atmadan kapatan Leo da eleştirilerden nasibini almıştı.

“Hayatımız boyunca pişmanlık duyacağız”

2014 Dünya Kupası, Arjantin adına rüya gibi bir turnuvaydı.

Organizasyon, futboldaki ezeli rakipleri Brezilya’da düzenleniyordu. Kıta avantajını da kullanarak neredeyse her maçı evlerinde oynuyor gibi hissediyorlardı.

Gruptan çıktıktan sonra sırasıyla İsviçre, Belçika ve penaltı atışları sonucu Hollanda’yı deviren Sabella’nın öğrencileri, büyük finalde Almanya’nın rakibi oldu.

Almanya, 2006 yılında başlayan Joachim Löw birlikteliğinin en iyi dönemini yaşıyor, saha içinde neredeyse her rakibine üstün geliyordu. Panzerler, son olarak turnuvanın ev sahibi Brezilya’yı büyük bir gövde gösterisiyle 7-1 mağlup etmiş ve finale gelmişti.

2014 Dünya Kupası finalini her Arjantinli gibi Lionel Messi de hayatı boyunca unutamayacak. Turnuvadan aylar sonra konuşan yıldız, o geceyi şu sözlerle anıyordu:

“Her gün ama her gün 2014 Dünya Kupası finalini düşünüyorum. O gün kazansaydık neler olurdu? Ben ne yapardım? Bunu nasıl kutlardım?”

Messi, maç boyunca kaçırdıkları fırsatları bir türlü unutamıyordu:

“Çok üzücü… Bu fırsat onlarca kez ayağımıza geldi. Ben de bir pozisyonda golle burun buruna kaldım. Topun Neuer’in yanından geçtiğini gördüm ama filelere gitmedi… Hayatımızın geri kalanında bu maçı hatırlayacak ve atamadığımız her gol için pişmanlık duyacağız.”

İki kez kulbundan tuttuğu kupayı Şili’ye kaptırdı

Messi’nin kabusu bu turnuvada da bitmedi.

Bir yıl sonra Copa America’da mücadele veren Arjantin, finalde Şili’nin rakibi oldu. Normal süresi 0-0 biten mücadele penaltı atışlarına kaldı.

İlk penaltıda topun başına geçen Leo ağları havalandırmayı başardı. İkinci penaltı için meşin yuvarlağı kaleye gönderen Higuain, vuruştan yararlanamadı. Aynı Higuain, yalnızca bir sene önce Dünya Kupası finalinde çok net bir gol fırsatından faydalanamamıştı. Kupa, Alexis Sanchez’in şampiyonluk vuruşuyla Şili’ye gitti.

Ve 2016… Messi’nin “milli takımı bırakma” düşüncesini ilk kez dile getirdiği yıl…

Turnuvada bu kez çok daha dominant bir Arjantin vardı. Finale gelene kadar neredeyse her maçta farklı galip gelmeyi başarmışlardı. Üstelik Leo da her zamankinden daha formdaydı. Kaptan, çıktığı 4 maçta tamı tamına 9 gole direkt katkı vermeyi başarmıştı.

Şampiyonluk maçında rakip bir kez daha Şili’ydi. Maç bir kez daha penaltılara gitti. Mascherano attı, Agüero attı ama bu kez Lionel Messi kaçırdı…

Leo, bu satırlara açılış veren cümleyi o gün kurdu:

“Denedim. En çok istediğim şey buydu ama başaramadım. Sanırım, artık bırakmalıyım.”

Hayatının tangosu

Messi, kısa süre içinde emeklilik kararından dönerek yeniden milli takıma katıldı.

Arjantin ciddi anlamda güç kaybetmiş, çok önemli yıldızlara sahip olmasına rağmen hücumdaki kalitesini her pozisyonda yakalayamamış ve arzu ettiği oyunu oynayamaz hale gelmişti. 2018 Dünya Kupası öncesi şansları son maça kalmış, Ekvador karşısında Messi’nin şovuyla bilete uzanmış ancak turnuvada hayal kırıklığı yaşamışlardı.

2019 yılında düzenlenen Copa America’da da bu eksiklik sürmüştü. Yarı finale ulaşan Arjantin, Leo’nun girdiği bir pozisyon dışında neredeyse varlık gösteremediği Brezilya müsabakasında turnuvaya veda etmişti.

Tangocular, 8 ay önce büyük efsanesini, Diego Armando Maradona’sını kaybetti. Ülkenin medya organları, bu acı kaybı ortak bir manşetle duyurdu: “Futbol öldü!”

Aradan geçen kısa süre sonunda bütün Arjantin yine ortak bir heyecanda buluştu. Yeni formatıyla Copa America’da A Grubu’nu lider bitiren ekip, çeyrek finalde Ekvador’u, yarı finalde Kolombiya’yı devirerek bir kez daha şampiyonluk maçına çıkma hakkı kazandı.

Üstelik, kariyerine başladığı günden bu yana ilk kez yaşlandığını ve futbolunun bir nebze gerilediğini hissettirmeye başlayan Leo, belki de milli takım kariyerinin en iyi performansını bu turnuvada seyrettirdi.

Bu gece Messi ve arkadaşları, Maradona’nın bıraktığı bayrağı devralarak Arjantin’de futbolu yaşatmak için sahaya çıkacaklar. Dev maç, tüm futbol tutkunlarının ortak bilinmezliğine yanıt bulmalarını sağlayacak:

“Futbol Messi’ye, Messi de Arjantin’e borcunu ödeyebilecek mi?”
 

Sıradaki Haber
Pedri üzerinden Türk altyapısına bakış
Yükleniyor lütfen bekleyiniz