Detay

İki şehrin kahramanı

30 Nisan 2022 Cumartesi 04:32 - Son Güncelleme 30 Nisan 2022 Cumartesi 04:59  |  Kaynak : TRT SPOR

Napoli sokaklarına pankartları asılıyor, duvarlara yüzü çiziliyor, formalara ismi yazdırılıyordu... Trabzonspor'un yıldızı Marek Hamsik, artık yalnızca Çizme'de değil Karadeniz'de de kahraman oldu.

Napoli sokakları, şehrin futbol tutkusuyla bezenmişti.

Stadyum çevresinde, caddelerde, sokak aralarında, duvarların üzerinde kulüp efsanelerinin yüzleri, insanların üstlerinde hiç çıkarmadıkları formaları ve ortak bir sevdaları vardı.

Futbol, yerel halk için bir inanç gibiydi. San Paolo Stadyumu, halkın tüm benlikleriyle aidiyet hissettikleri takımlarına kavuşabildikleri, kutsal gördükleri bir mabeddi.

60 kuşağı ve öncesi şanslıydı. Onlar, yalnızca gelmiş geçmiş en iyi futbolcuların zirvesine değil, Napoli’nin halk kahramanına, Diego Armando Maradona’ya yetişebilmişlerdi.

Sokaklarında Diego’nun yüzü kazınmış bir şehrin efsanesi olmak kolay değildi. Napoli taraftarının gönlüne girebilmenin yolu sadece sahada oynanan oyundan geçmiyordu. Amatör ruhunu kaybetmeye başlamış modern futbol, Napoli halkının benimsediği kültüre hitap etmiyordu.

Haliyle büyük oyuncular gelip geçiyor ancak kimse Diego gibi olamıyordu.

Koskoca bir kuşağın Maradona kasetleriyle tatmin etmeye çalıştığı aidiyet duygusu, tam 26 yıl sonra yeniden ete kemiğe büründü.

2007 yılının o sıcak Temmuz gününde şehrin tek bir ferdi bile kapıdan içeri kimin girdiğini bilmiyordu.

Belki bir daha hiçbir futbolcu uğruna İtalya karşısında Arjantin’i desteklemeye değmeyecek ama ‘içlerinden biri’ olarak gördükleri, yıllar boyunca onlardan kopmayacak yeni bir kahraman kazanacaklardı:

Napoli’nin “ikinci Diego”sunu; Marek Hamsik’i…

Hamsik’in kariyeri boyunca hiç lig şampiyonluğu kazanamamış olma sebebi, Napoli ile arasında kurulmuş bağ idi.

Kariyerinin zirve dönemlerinde dünya çapında saygı duyulan bir oyuncu olmuş, dev kulüplerin kısa listelerinin tepesine oturmuştu.

Pavel Nedved, Slovak yıldızın Napoli şehriyle duygusal bütünlüğünü şu sözlerle anlatıyor:

“Kulübüyle her konuda anlaşmaya varmıştık. Transferini çok istemiş ve şartları zorlamıştık. Bize gelseydi Ballon d’Or kazanabilecek bir oyuncu olabilirdi ama o, Napoli’nin kaptanı ve taraftarların sevgilisiydi. Bundan vazgeçmek istemedi.”

Kimimiz hayatı gerçekçi yaşar, basamakları tırmanma fırsatı bulduğumuzda değerlendirmek ister ve akılcı kararları her şeyin önünde tutar.

Kimimiz için maneviyatın yükü, sevilme duygusunun hazzı, aile ocağı dışında bir yeri evi olarak görebilmek çok daha kıymetlidir.

Hamsik’te olduğu gibi…

Marek, Napoli’nin kendisi için ne anlam ifade ettiğini bizzat kaleme aldı:

“Üç milyon kişiyiz.

Erkekler, kadınlar ve çocuklar…

Napoli’de herkes, gönül verdiği takımı için en iyisini bilir.

Parkta oynayan 4 yaşındaki çocuk, nasıl daha fazla gol atacağımızı bizlere söylüyor.

90 yaşındaki kadın, bahçesiyle ilgilenirken bizleri gördüğünde oyun planımızı neden değiştirmemiz gerektiğini anlatıyor.

Burası Napoli.

Bu duygu, bu tutku onların kanında var.”

Hamsik’in Trabzonspor’a transferi, futbol dünyasının en uyumlu birlikteliklerinden birini doğurdu.

Bir yanda tüm halkın aynı tutkuyla bezendiği, aynı renklere gönül verdiği, her sokağı bordo-mavi bayraklarla, her caddesi dev flamalarla dolu, gencinden yaşlısına herkesin diline aynı şarkıların dolandığı, sahada kendisinden parçalar arayan bir şehir…

Bir yanda tüm bu duyguları 11 yıl boyunca tatmış, kariyerine tribünlerde inleyen ismiyle anlam katmış, formasında kentin heyecanını omuzlamaya alışmış asi bir 17 numara…

Slovak yıldız, Trabzonspor’u seçme nedeninin ardına bu bütünlüğü yüklüyor:

“Bu şehirde herkes futbol için yaşıyor.

Taraftarın aidiyeti ve tutkusu, 11 yıl formasını giydiğim Napoli’ye benziyor.

Trabzonspor taraftarı bana aynı aşkı ve tutkuyu hissettirdi.

Ben de bu aşkın bir parçası olmaktan çok mutluyum.”

Hem Trabzon şehrinin hem de Hamsik’in yıllardır gözledikleri ortak bir özlemleri vardı: Şampiyonluk.

Dünya çapında bir futbolcu olmasına rağmen kariyerinde hiç lig şampiyonluğu yaşamamış bir yıldız ile bu sevinci uzun süredir tadamamış camianın ortak meydan okuması henüz ilk yılında meyve verdi.

Marek Hamsikli Trabzonspor, hikaye dolu sezonu şampiyon olarak noktaladı.

Napoli’nin “İkinci Diego”su, Trabzon’da ikinci Napoli’sini buldu.

Grande, artık iki şehrin kahramanı.
 

Sıradaki Haber
Yükselen Türk basketbolu
Yükleniyor lütfen bekleyiniz