Detay

Ismael'in ilk maç planı

04 Nisan 2022 Pazartesi 16:23 - Son Güncelleme 06 Nisan 2022 Çarşamba 20:07  |  Kaynak : TRT SPOR

Beşiktaş, yeni teknik direktörü Valerien Ismael yönetiminde ilk maçında Trabzonspor ile 1-1 berabere kaldı. Bu içerikte, Ismael'in ilk maçına taktiksel pencereden göz atacağız.

Her ligin belli dönemlerde taşıyıcı işlev gören, sezon boyu merak edilen fikstürleri var.

İngiltere’de şu sıralar Liverpool-Manchester City maçları futbol açlığını tatmin etmek için bir numara. Almanya’da yıllardır (çoğunlukla 3-2 biten) Bayern-Dortmund müsabakalarının keyfine varıyoruz. Aynı ligde buluştukları günden bu yana kalitesiz bir Rangers-Celtic maçı neredeyse yok. Bu müsabakaları isimlerin büyüklüğü değil, futbol keyfi taşıyor.

Kendi adıma, 2016 yılından bu yana Spor Toto Süper Lig’de benzer bir eğlenceyi Trabzonspor-Beşiktaş maçlarında yaşıyorum.

İki takım arasındaki hemen her maçın keyif dolu olması bir yana, taktiksel açıdan da öğretici bulduğum bu fikstüre güzel bir halka daha eklendi.

Trabzonspor’un oyununa dair pek çok içerik paylaştığım ve bu mücadelede farklılığı oluşturan tarafın Valerien Ismael olduğunu düşündüğüm için, bu içerikte Ismael’in ilk maç planı hakkında fikirlerimi yazacağım.

Ön alan baskısı, Siopis markajı ve Welinton-Nwakaeme eşleşmesi

Trabzonspor sahaya Siopis-Abdülkadir-Bakasetas orta sahasıyla çıktı.

Bu üçlü içinde Abdülkadir ve Bakasetas, oyun karakterleri itibarıyla önde konumlandıkları için Siopis merkezde ilk topu alma görevini tek başına üstenecekti. Zaten Yunan yıldızı kıymetli kılan en önemli yönlerinden biri, paralelinde bir partnere ihtiyaç duymadan topu ön beşliye aktarabiliyor oluşu.

Valerien Ismael, maç başında zaman zaman stoperlere de çıkan ancak büyük oranda Siopis’in pas kanalını çevreleyen bir ön alan presi tercih etti. Batshuayi’nin stoperler ve Siopis arasında, Can’ın da Siopis’in hemen arkasında konumlandığı bu yerleşim, bordo-mavili ekibin topu yere indirerek üçüncü bölgeye ulaştırmasını sınırlamayı amaçlıyordu.

Siopis, ilk 45 dakikada bu baskıya karşı neredeyse top kaybetmemiş olmasına karşın yüzünü rakip yarı alana dönmekte zorlandı. Haliyle ev sahibi, oyun kurulumunda bu sezon sık sık başvurduğu yüksek toplara gitti.

Trabzonspor, savunmadan uzun topla çıkışlarında santrforunu ve Nwakaeme’nin bire bir eşleşmelerini hedef alıyor. Cornelius bu alanda dominant bir oyuncu oluşuyla, Nwakaeme de genellikle fiziki üstünlük kurduğu beklere karşı sırtı dönük aldığı toplarla takımı rakip alana yerleştiriyor.

Abdullah Avcı’nın maça Cornelius ile başlamaması, ilk yarıda direkt topların adresini Nwakaeme’ye çevirdi. Siopis’e yapılan baskı nedeniyle Abdülkadir ve Bakasetas’ı yeterince oyuna dahil edemeyen Trabzonspor’da Nijeryalı yıldız, otomatikman taç çizgisine yanaştı ve etkinlik bölgesinin biraz gerisine sarkmak durumunda kaldı. Burada siyah-beyazlı ekibin üçlü savunması devreye girdi.

Son birkaç yılda Beşiktaş-Trabzonspor maçlarında Rosier ile Nwakaeme’nin bire bir eşleşmelerine şahit oluyoruz. Nwakaeme, neredeyse her maçta Rosier’e kurduğu üstünlük ve tabela katkısıyla ön plana çıkıyor. Dün oynanan mücadelenin Beşiktaş adına farklılığı, kenar stoper oynayan Welinton’un Nwakaeme ile eşleşiyor olmasıydı.

Önceki içeriklerde üzerinde sıklıkla durduğum bir şeyi tekrarlayayım. Welinton, kendi ceza sahasına yaklaştıkça sakar ancak ceza sahasından uzaklaştığında, hatalı hamle yapabilme özgürlüğü kazandığında oldukça verimli bir stoper.

Brezilyalı savunmacı, Nwakaeme’nin kuvvetiyle eşleşebilmesi, sırtı dönük almaya çalıştığı toplara ilk hamleyi yapabilmesi ve bunu yapamadığında kaleye uzak mesafede yaptığı faullerle rakibinin etkinliğini sindirdi.

Ayrıca bu uzun topa yöneltme düşüncesi, Hüseyin Türkmen gibi oyun kurucu kimliği bulunmayan bir stoperi çok sayıda pas hatasına sürükledi.

Üçlünün en büyük zaafı ve Cornelius sonrası takım savunması

Dörtlü formasyona alışmış ve üçlüye ani dönüş yapmış her takım, stoperlerinin kayma problemlerinden pozisyon veriyor.

Maçın ilk yarısında Trabzonspor’un bulduğu ve Djaniny’nin vuruş yapamadığı fırsatta bunun direkt örneğini gördük.

Abdülkadir’in savunma arkası pasının konum olarak merkez stoper Vida ile kenar stoper Welinton’un arasına düşmesi gerekirken, bu oyuncuların aynı anda hamlesiyle eşleşme bir anda Rosier’e kaldı. Benzer durum, ilerleyen maçlarda çaprazdan atılacak pek çok ters topta yaşanabilir.

Yine üçlüye ilk kez dönmüş takımların yaşadığı kenar ortası problemine Ismael farklı bir çözüm getirdi. Stoperlerin pozisyon ortalamasına göre kısa olması ve darbeli kafa vuruşlarına imkan verecek profilde isimler bulunması nedeniyle Josef de Souza, pek çok yan topta savunmayı dörtleyen isim oldu. Özellikle ikinci yarıda Cornelius’un kendini arka direğe attığı ve muhtemelen rahatça vuruş yapacağı birkaç hava topu Josef engeline takıldı.

Djaniny çok beğendiğim ve gezgin oynama alışkanlığını olumlu bulduğum bir isim olmasına rağmen tek santrfor olarak istikrar yakalayabilmiş bir isim değil. Maçın ikinci yarısında kendisinin ikinci forvet rolüne geçtiği, Cornelius’un santrfor görevi üstlendiği düzen Trabzonspor’un uzun topla çıkabilme silahını cebine attı ve golü de getirdi. Ayrıca Abdullah Avcı, ilk yarıda Siopis’in paralelinde ikinci bir orta saha olmadığı için yaşadığı sorunları Berat ve Hamsik hamleleriyle tolere etmeye çalıştı.

Toplu oyun

Beşiktaş’ın kadro yapısı ve kamp döneminde yaşadığını tahmin ettiğimiz eksiklik nedeniyle 90 dakikayı düşük tempoda çıkarabileceğine dair fikrimi çok fazla içerikte belirttim.

Bu fikrimin, savunmacı sayısının (doğal olarak kontratak karşılayacak oyuncu sayısının) arttığı üçlü formasyonda kırılabileceğine dair güçlü bir örnek yaşadık.

Trabzonspor’un sahadaki oyuncu grubu topu ayağında isteyen, verimini rakip kovalayarak sağlamayacak bir oyuncu grubuydu. Dolayısıyla %35-36 dolaylarında topa sahip olunan ve oyunu büyük oranda geride kabullenen anlayış Beşiktaş’a yarar sağlamayacaktı.

Siyah-beyazlılar, Ghezzal ve Alex Teixeira’yı merkeze konumlandırıp koridoru beklere verdiği, kenar stoperleri çıkarmak yerine savunmayı üçlediği ve iki orta saha oyuncusunu da hücuma dahil ettiği hızlı çıkışlarıyla savunma dengesini bozmaya çalıştı. Burada lokomotif görevini Rachid Ghezzal, bağlayıcı rolünü de sezon genelinin aksine belli dakikalarda sırtı dönük top indirerek Batshuayi üstlendi.

Ghezzal'ın yönlendirdiği bütün hücumlar Beşiktaş adına tehlike oldu. Birkaç gün önce yazdığım "Üçlü savunma aşısı tutar mı?" başlıklı yazıda, Önder Karaveli döneminde Ghezzal'in taç çizgisine yakın, Rosier'in iç koridorda kullanılmasından ve bunun olumlu-olumsuz etkilerinden bahsetmiştim. Valerien Ismael, Ghezzal'ı kale yönüne yaklaştırdığı ve Rosier'i sıfıra indirdiği rol dağılımıyla istediği üretim fırsatını buldu. Beşiktaş, Cezayirli yıldızının organize ettiği pek çok hücum aksiyonu geliştirdi.

Maçın zorluğuna göre pozisyon zenginliği oluşmasına rağmen Beşiktaş için bazı soru işaretleri mevcut. Can Bozdoğan fiziken bu tempoya ayak uydurabiliyor olmasına karşın bir orta sahanın sahip olması beklenen çoğu gerekliliği karşılamıyor ve hücumlara bağlanamıyor. Kariyeri boyunca üst bacak kuvvetinden ve ivmelenmesinden faydalanan Alex Teixeira, fiziki olarak yeterli seviyede olmamasından ötürü istenildiği kadar oyun içi katkı sağlayamıyor. Batshuayi de net bir gol vuruşuna sahip değil.

Böyle bir ortamda siyah-beyazlıların üretim yükü Ghezzal-Rosier-Rıdvan üçlüsüne yükleniyor. Dün de gol, gol pozisyonları ve penaltı aksiyonları aynı oyuncular etrafında şekillendi.

Gelecek haftalar

Trabzonspor mücadelesi, taktiksel açıdan Beşiktaş adına oldukça başarılı bulduğum bir maç oldu. Yine de burada bazı olasılıkları göz önünde bulundurmamız gerekiyor.

Beşiktaş kadrosunda yüzünü dönme, hareket alanı bulma ihtiyacı hisseden çok fazla oyuncu bulunuyor. Trabzonspor’un iç sahada oynamanın da etkisiyle yarı alanına kümelenmemesi bu aşamada Beşiktaş’a istediği fırsatı doğurdu. Ismael’in klasik tabirle “kapanacak” takımlara karşı beklerini ve stoperlerini farklı konumlandıracağını düşünüyorum.

Aytemiz Alanyaspor mücadelesi taktiksel açıdan önemli bir eşik olacak. Farioli’nin ekibi, genel kanının aksine yoğun presle karşılaşmayı bizzat tercih ediyor ve ilk topu çıkararak hücum oyuncularını koşturabilmeyi amaçlıyor. Şu ana dek rakip ceza sahasına kadar baskı uygulayarak düzen dışına çıkarabilen tek takım Trabzonspor oldu. Bunun dışında Alanyaspor’dan istediğini alan ekipler, Novais başta olmak üzere orta sahalara top aldırmayarak sonuca gitti.

Ismael’in Farioli’ye karşı hangi yaklaşımı tercih edeceği ve bunu nasıl uygulayacağı, bizlere yine oyuna dair kafa yorabilme imkanı sunacak.

Satırların sonuna gelirken, buraya kadar vakit ayırmış olduğunuz için teşekkür ediyorum.
 

Sıradaki Haber
1695 sayı çöpe gidebilir!
Yükleniyor lütfen bekleyiniz