Avrupa'nın beş büyük liginden dört tanesi; İspanya, İtalya, Almanya ve Fransa uzun süredir bir hayli gerisinde kaldıkları diğer büyük İngiltere'nin önüne nasıl geçeceklerinin hesabını yapıyor. İspanya televizyon yayınları konusuna ağırlık verdi. Bu sayede yayın gelirlerini artırmayı hedefliyor. Almanya ise ligdeki rekabeti artırdı. Bu sezon ligin son bölümüne kadar birçok takım ilk üç yarışının içindeydi. Fransızlar hala çözüm bulabilmiş değil. PSG'nin kazanacağını hayal ettikleri bir Şampiyonlar Ligi rüyaları var.

Serie A iki yıldır Avrupa'nın yükselen değeri

İtalyanlar yavaş yavaş bu dörtlüden ayrılıyor. Serie A son iki yıldır Avrupa'nın yükselen değeri. Önceliği saha içine verdiler. 105'e 68'de İngilizleri yakalamaya çalışıyorlar ve çok yaklaştılar. Özellikle bu yıl Juventus'un yanına Inter ve Atalanta'nın güzel futbolları eklendi. Diğer yandan yerel maçlarda Lazio ve Napoli ile Kovid-19 sonrası Milan, eski günlerine dönmeye başladı. Ancak manşetleri süsleyen bu takımların arasında hak ettiği değeri hala göremeyen bir ekip var: Orta sıraların şampiyonu Sassuolo.

2013/14 sezonunda geldikleri Serie A'da o yıl iki puan farkla ligde kalmayı başarmışlardı. Daha sonra hiç düşme korkusu yaşamadılar. Hatta üçüncü sezonlarını 6. bitirip, Avrupa kupalarına bile katılmayı başardılar. İki ön eleme oynayıp gruplara kaldılar ama gruplardan ötesine geçemediler. Yine de bu, üç sezon önce alt ligde olan takıma limitlerini zorlayabileceği bilincini aşıladı. Bugünlerdeki Sassuolo'nun temelleri de o günlerde atıldı.

Sassuolo, İtalya'da Modena yakınlarında oldukça küçük bir bölge. İtalya'nın meşhur 'çizme' şeklindeki haritasında çizmenin üst kısmında yer alıyor. Sakin bir İtalyan endüstri kenti. Ülkenin seramik ihtiyacının %80'ini karşılayan 300'den fazla seramik fabrikasına sahip. Ancak futbol takımları seramik hassaslığında değil; onlar şehrin bir diğer güçlü endüstrisi ve dünyanın da en önemli üreticilerinin yer aldığı kiremitlere benziyorlar. Gösterişsiz ama sağlam. Bir binanın olmazsa olmazı...

Bu inşaatın mimarı şüphe götürmez bir şekilde teknik direktör Roberto De Zerbi. Juventus kalecisi Buffon'dan yaşça küçük olan De Zerbi, kariyerinde Milan, Catania, Brescia ve Napoli gibi önemli kulüplerin yanında Padova, Monza, Como, Avellino, Lecco, Foggia ve Trento gibi İtalya'nın 'Anadolu takımları'nın da formasını giymiş. Etkileyici bir kariyeri yok. Ancak özellikle 2017'de Benevento'nun başına geçtikten sonraki teknik adamlık süreci İtalyanları etkilemeyi başardı.

De Zerbi de Sarri ve Sacchi gibi teknik adamlık kariyerini yardımcılıktan gelerek değil, en alttan ama birinci adam olarak başlayıp çizdi. Henüz futbolu bırakmamışken ve kendisi başka bir takımda oynarken, Darfo Boario adlı bir İtalyan kulübünde teknik adamlık yapıyordu. Bu tecrübesi onu, futbolu bıraktıktan sadece bir sene sonra Foggia'nın başına geçirdi. Orada hem Serie C Kupası hem de play-off aşamasında final oynasa da kazanamadı. Kişisel arşivinde henüz bir kupa yok ama bolca övgü var. Bunlardan bir tanesi de Pep Guardiola'dan! Sassuolo'da henüz ilk aylarıydı. Pep, Sacchi ve Ancelotti ile birlikte Trento'da katıldığı bir spor festivalinde onunla ilgili şu sözleri söyledi: "De Zerbi ve takımıyla ilgili çok güzel şeyler duyuyordum. Futbolları çok proaktif. Futbolda hep sonuçları değerlendiririz ancak burada çok iyi hazırlanmış bir teknik direktör var. Sassuolo'nun futbolundan hoşlandım." Trento, De Zerbi'nin futbolu bıraktığı şehirdi ve beş sene önce çoğu kişinin adını bile bilmediği genç teknik adam, şimdi dünyanın en iyilerinin sohbet konusuydu.

2016'da 3 ay süren ve kovulma ile biten Palermo ve Serie A deneyimi onun için tatsız gibi görünse de önemli bir tecrübeydi. Daha sonra başına geçtiği Benevento ise gerçek kimliğini bulduğu yer oldu. Sezon boyunca küme düşmeme mücadelesi verdi ancak oynatmaya çalıştığı futbol herkes tarafından takdir edildi. De Zerbi'nin Foggia'da şöhret kazanmasını sağlayan pozisyon oyunu ve defans organizasyonu Benevento'da da öne çıktı. Agresif pres, hızlı top kapma çabası ve geride beklemek yerine rakip kim olursa olsun saldırgan oyunlarıyla yine yenildiler ama herkesin sempatisini kazandılar.

Bu performans onu Serie A'da tuttu ve Sassuolo'nun başına geçti. Geçen sezondan bu yana Sassuolo'da, Benevento'daki futbolun üstüne koyarak ilerliyor. İdealize edilmiş 4-3-3 formasyonunu zaman zaman Benevento'da iyi çalışan 3-4-1-2, zaman zaman da 6-8 numaralı 4-2-3-1'le destekliyor. De Zerbi'nin Sassuolo'su derin oyun kurucu ile topla arası çok iyi iki kanattan oluşan üçlü orta sahasıyla dikkat çekiyor. Milan'ın yetiştirip kıymetini bilemediği, şimdi Juventus'un transfer listesinde olan Manuel Locatelli ve Jeremie Boga ile Berardi arasındaki geniş üçgen, yıllarca Serie B golcüsü olarak anılan 32'lik Caputo'nun performansı ile birleşti. Boga 11, Berardi 13, Caputo ise 17 gol kaydetti. Ligde attıkları 63 golün 41 tanesinde bu isimlerin imzası var. De Zerbi'nin takımı üçüncü bölgeye yerleştiğinde doğrudan sonuca gidebilen kısa paslarda çok başarılı. Geriden oyun kurarken ise hazırlık paslarıyla sete yerleşmek yerine, kanatlarındaki genç Türk Mert Müldür ve Yunan Georgios Kyriakopoulos'un atletizmini kullanıyor. Kovid sonrası çıkılan 9 maçın 8 tanesini kaybetmemelerinde bu yapının katkısı yadsınamaz.

Gidişat gösteriyor ki; Roberto De Zerbi daha fazla imkana sahip bir takımın başına muhakkak geçecektir. Fiorentina onunla yakından ilgileniyor. Roma, Napoli ve belki Milan onun için ideal takımlar. İnsan düşünmeden edemiyor, bir gün Türkiye'den de Guardiola, Sacchi ve Ancelotti'nin övgüyle söz edeceği genç bir teknik direktör çıkar mı?