Bayburtlu Seyfullah Dumlupınar, İngiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenen 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları Avrupa kota müsabakalarında derece almak için sporcularıyla kıyasıya mücadele etti. Kovid-19 salgınının dünya geneline yayılması sonucu organizasyonun 4. gününde durdurulma kararı alınması üzerine Dumlupınar ve milli sporcular, 17 Mart'ta Türkiye'ye döndü. Yurda dönüşlerinin ardından milli takım sporcularından birinde Kovid-19 testinin pozitif çıkması üzerine Dumlupınar, Bayburt Devlet Hastanesinde test yaptırdı. Test sonucu virüsle enfekte olduğu belirlenen başantrenör, aynı hastanede tedavi altına alındı.

Dumlupınar, 12 günlük tedavi sonucu sağlığına kavuşup taburcu edildikten sonra kendisi gibi hastalıkla mücadele eden kişilere destek için "immün plazma" bağışlamaya karar verdi. Türk Kızılay yetkilileri ve doktorlar eşliğinde gerekli testlerin yapılmasıyla aralıklarla iki kez plazma bağışında bulunan Dumlupınar, yakın zamanda üçüncü kez plazma bağışlamayı planlıyor.

Seyfullah Dumlupınar yaptığı açıklamada, Bayburt'a gelmeden önce eşiyle telefonda konuştuğunu ve eve gelmeden hastaneye uğramasını istediklerini söyledi. Test sonucunun negatif çıkması üzerine gittiği evinde eşi ve çocuklarının kendisini maske ve eldivenlerle karşıladığını anlatan Dumlupınar, "Eve gittiğimde ailem kendilerini çok iyi izole etmişti. O an garipsedim ama sonradan çok iyi iş yaptıklarının farkına vardım. Evde bana bir oda ayırmışlardı, orada kaldım. Yemeğimi tek kullanımlık plastik tabak ve kaşıkla yedim. O zaman 'Bu kadar da abartılmasın.' dedim ama sonradan çok iyi yaptıklarını düşündüm." dedi.

"Ülkenin bütün imkanları benim için seferberdi"

Dumlupınar, kendisini evde karantinaya aldığı esnada sporcularından birinin Kovid-19 testinin pozitif çıktığı haberini aldığını, bunun üzerine tekrar hastaneye başvurduğunu ifade ederek bu süreçte kendisinde hastalık belirtilerinin başladığını aktardı. Hastanedeki testlerin ardından testinin pozitif çıktığını kaydeden Dumlupınar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa, dünya ve ülkemin salgına ilişkin çalışmalarını yakından takip ediyordum. Tedavi başladıktan sonra kendimi motive etmeye başladım. Kendimi 'Salgınla mükemmel mücadele eden ülkenin vatandaşıyım ve hastayım ama öleceğim anlamına gelmez.' diyerek motive ediyordum. Ülkenin bütün imkanları benim için seferberdi. Diğer ülkelerin vatandaşlarına verdiği değeri gözlerimin önüne getiriyorum, bir de kendime bakıyordum. Tek kişilik odadayım, tüm hastane personeli benimle ilgileniyor. Hiçbir şekilde tek kuruş ödemeden bu hizmeti görüyorum. Dünya ve Avrupa'nın büyük ülkelerinde insanlar yatacak hastane bulamazken ben tek kişilik odada, ülkemin en ufak yerinde salgın tedavisi gördüm ve 12 günde taburcu oldum."

"Bir insanın yaşamını kurtarırsan tüm insanlığı kurtarırsın"

Dumlupınar, taburcu olduktan sonra kendisini 14 gün evinde karantinaya aldığını belirterek vatandaşlara faydalı olmak için plazma bağışı için gerekli kurumlara başvurduğunu söyledi. Hastalığın sürecini ve psikolojisini bildiğini dile getiren Dumlupınar, "Yoğun bakımda ve plazmaya ihtiyaç duyan bir hasta olsaydım, biri de bana plazma vermeseydi, ben ne olurdum? Ben bunları düşündüğüm için kendimi plazma vermekle sorumlu tuttum çünkü bir insanın yaşamını kurtarırsan tüm insanlığı kurtarırsın." diye konuştu.

Başantrenör Dumlupınar, karantinanın ardından 22 Nisan'da Erzurum'a giderek ilk plazma bağışını yaptığımı ifade ederek, "Akabinde aradan 11 gün daha geçti ve 4 Mayıs'ta Erzurum'a giderek yeniden plazma verdim. Allah nasip ederse 10-15 gün sonra da tekrar gidip üçüncü kez plazma vereceğim." dedi. 

Kaynak: AA