En prestijli at yarışı olan Gazi Koşusu'nu kazanan jokey Ahmet Çelik, dünyanın en zevkli ancak bir o kadar da zor işini yaptıklarını söyledi.

Gazi Koşusu'nda "Renk" isimli atıyla birinci olarak, 14 yıllık kariyerinin zirvesine çıkan Çelik, bu spora nasıl başladığını, hedeflerini ve jokeylerin yaşamlarını AA muhabirine anlattı.

Çelik, Şanlıurfa'da 9 kardeşli bir ailede yoksulluk içinde büyüdüğünü belirterek, hayatında ilk kez 11 yaşında babasının aldığı ata bindiğini söyledi.

İlk deneyimin kendisini çok mutlu ettiğini, bir daha da atlardan ayrılmadığını dile getiren Ahmet, "Heves yaptım ve babama 'jokey olmak istiyorum' dedim. Kilom ve boyum da müsait olduğu için bu işe başvurdum" dedi.

Ahmet, iki yıl boyunca Apranti Eğitim Merkezi'nde staj yaptığını, 100 yarış kazandıktan sonra jokey olmaya hak kazandığını ifade etti.

Bin 400'ün üzerinde yarıştan zaferle ayrıldı

Çok çalıştığını ve kariyer basamaklarını teker teker çıktığını vurgulayan Ahmet, "Bin 400'ün üzerinde yarış kazandım. 5 binden fazla derecem var. Son olarak Türkiye'nin en önemli yarışı Gazi Koşusu'nda birinci geldim. Biniciliğin en önemli yarışını kazanmak büyük bir gurur" diye konuştu.

Ahmet, 14 yıldır yaptığı mesleğini 7-8 sene daha sürdürmeyi düşündüğünü belirterek, şöyle devam etti:

"Jokeylik yetenekliyseniz dünyanın en zevkli işi ancak bir o kadar da çok zor iş. Sabah saat 04.00'te kalkmanız lazım. Ayrıca sakatlıklar çok fazla. Hiç ummadığın bir yerde düşebilirsin. Allah göstermesin, ölümle sonuçlanan kazalar var. Başarını korumak için çok fazla efor sarf ediyorsun, kafanı bu işe yoruyorsun. Kazanmadığım iki yarış kaldı; Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Koşuları. Bu ikisini de kazandıktan sonra nasıl bir yol çizerim bilmiyorum. Belki at yetiştirip koştururum."

"Manken gibi yediğimize dikkat ediyoruz"

Ahmet Çelik, sadece çalışarak iyi bir jokey olunamayacağının altını çizerek, "Yetenek bu işin olmazsa olmazı. Yetenek, doğuştan gelen bir şey. Yetenek olmadıktan sonra her gün çalış, atların yanından ayrılma, hiçbir şey olmaz" dedi.

Jokeylerin formlarını sürekli korumak zorunda olduklarına dikkati çeken Ahmet, şöyle konuştu:

"Bir manken gibi yediğimize dikkat ediyoruz. Hamurlu şeylerden kaçıyoruz, ekmek fazla yemiyoruz, tatlı yememeye çalışıyoruz. Bazen tadımlık alıyoruz. Kilo yapan her şeyden kaçınıyoruz. Ayrıca uykunuza dikkat etmeniz gerekiyor. Sabah saat 04.00'te kalkıp idmana çıkıyoruz. Saat 10.00'a kadar çalışıyoruz. Antrenman bittikten sonra da 11.00'de yatıyoruz. Daha sonra dinlenip yarışlara katlıyoruz. Akşam da en geç 9-11 gibi uyumalısınız. Dolayısıyla disiplinli bir yaşam sürmeniz şart."

Jokeylerin geliri

Çelik, jokeylerin net bir kazancının olmadığını ancak dereceye girenlerin iyi gelir elde ettiğini söyledi.

Jokeylikte iyi gelirin, yarış kazanmaktan geçtiğinin altını çizen Ahmet, "İkramiyenin yüzde 10'nunu alıyoruz. Kesintilerle net yüzde 4 gelir kalıyor. İyi bir jokeyin ortalama aylık geliri 30-50 bin lira arası. Günlük o parayı kazandığımız da oluyor. Bazen de Gazi Koşusu'nda olduğu gibi bir yarışta 100 bin liraya yakın para kazanabiliyorsunuz" ifadelerini kullandı.

Jokey adaylarının izleyeceği yol

Jokey adaylarının neler yapmaları gerektiğini anlatan Ahmet Çelik, tek yolun Apranti Eğitim Merkezi'ne başvurmaktan geçtiğini bildirdi.

Çelik, jokey adaylarının öncelikle uygun fiziğe sahip olmaları gerektiğini vurgulayarak, "Aprantide boyunuzun 1,49 metreyi geçmemesi lazım. Kilonuzun da 35-48 arasında olması gerekiyor. İki senelik eğitimin ardından apranti oluyorsunuz. Artık 150 yarış kazandıktan sonra jokey oluyorsun" ifadelerini kullandı.

Jokey adaylarına uyarılarda da bulunan Ahmet, şunları kaydetti:

"Herkese tavsiye ederim ama yetenek olması lazım. Gelip de 2-3 senelerini boş yere harcamasınlar. Maalesef çoğu arkadaşımız öyle... Apranti okulundan 75 kişi mezun olduk. Sadece 10'u jokey oldu. Diğerlerini ise maalesef şu an göremiyorum."