Diğer Sporlar

Muhabirin gözünden: Tokyo #5 - EN'LER

08 Ağustos 2021 Pazar 09:16 - Son Güncelleme 08 Ağustos 2021 Pazar 10:15  |  Kaynak : TRT SPOR

Tokyo’ya geldikten sonra yazdığım ilk yazıma ‘’ilk ve belki de son’’ olimpiyatım şeklinde giriş yapmıştım. Tokyo 2020 bu akşam sona eriyor. Peki hangi anları unutamadım? Maddeler halinde sıraladım.

Tokyo’da yaklaşık bir ay geçirdik. İlk yazılarımda ortaya koyduğum karamsar hava sonrasında sona erdi çünkü spor başladığında buradaki herkes için hayat durdu. Benim için de… Madalya kazandığımız anların çoğunda sporcuların yanındaydım. İçerik üretmeye, insanın her zaman yaptığı gibi mevcut durumdan maksimum keyfi almaya çalıştım.

Kişisel olarak Tokyo 2020 için manşetim: MENTALİTE.

Kelime Türkçe değil, TDK’da da Türkçe karşılığını bulamadım. Belki duygu durumu olarak çevirebiliriz.

Neden başlığımın bu şekilde olduğunu başka yazıda anlatacağım.

Ama kaybettiğimiz şu finallerden nedenini anlayabilirsiniz.

Okçuluk karışık takım - Mete &Yasemin 4.
Cirit atma - Eda Tuğsuz 4.
Judo - Kayra Sait 4.
Atıcılık - Ömer Akgün 4.
Pentatlon - İlke Özyüksel 5.
Karate - Dilara Bozan 5.
Cimnastik - İbrahim Çolak 5.
Judo - Mihael Zgank 4.
400 engel - Yasmani Copello 6.
3 adım atlama - Necati Er 6.
Süleyman Karadeniz - Güreş - 5

- En unutamadığım an: Mete Gazoz’un altın madalyası.

Muhtemelen buna herkes ben gibi cevap verecektir ve çok klişe bir cevap oldu ancak ben de o anki ‘’duygu durumumu’’ anlatmak istiyorum. Okçuluk maçlarına öncesinde iki kez gitmiştim. Diğer sporlara göre açık alanda, güneşin altında yapılıyordu. Ksrışık çiftlerde madalya alamadık, elemelerde de beklentilerin uzağında kalmıştık. Çünkü beklenti hem Mete’den hem Yasemin’den ‘’etkileyici’’ performanstı. Bir yanım o gün başka milli sporcuyu takip et diyordu, diğer yanım da Mete’nin her. an her şeyi yapabileceğini… Mete’nin çeyrek finale çıktığını duyunca da hemen atladım, gittim. Orada gider gitmez yaşadığım heyecanı anlatamam. Sonrası zaten hepiniz biliyorsunuz. Hepimiz ağladık ve elim ayağım titredi. Elim ayağımın titrediği anları Instagram hesabımızdan yaptığım canlı yayın kayıtlarında görmeniz mümkün. O sıcakta bir aşağı, bir yukarı, bir sağa, bir sola… Hepsi değdi. Ve tarihi güne şahitlik etmiş oldum.

- En üzüldüğüm an: Yasmani’nin gözyaşları.

Yasmani 34 yaşında. Rio Olimpiyatları’nda bize bronz kazandırdı, aslen Kübalı ama kendini tamamen Türkiye’ye adamış bir sporcu… Çalışmaları, disiplini, her organizasyondaki disiplini, neşesi, her şeyiyle sevilen bir sporcu. Tarihi 400 metre engelli yarışında stattaydım. Yasmani, elemelerde çok iyi koşmuştu ve sürpriz madalya adayıydı. Çok da iyi mücadele etti ama önünde ondan daha genç olanlar, daha dinamik olanlar vardı. Yarış sonunda yanımıza geldiğinde ise büyük bir hüzün yaşadı. Bizi gördüğünde daha da arttı bu; ki eğer kendinizi gerçekten bu ülkeye ait hissediyorsanız bunu yaşarsınız.

Yasmani ‘’Teşekkür’’ kısmına geldiğinde gözyaşlarını tutamadı. Çok tutmak istedi ama olmadı. Göğsündeki bayrağımıza vurarak, ‘’Çok teşekkürler Türkiye’’ dedi. Muhtemelen son olimpiyatı. Hayatını geçirdiği formaya da böyle veda etti…

Yasmani’nin ağladığı videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.

En şaşırdığım an - Necati Er’in altınclığı

Belki benim cahilliğim, bilmiyorum ama Necati Er’i tanıyordum, röportaj yapmıştım, derecelerini biliyordum ama olimpiyat öncesi ne biz ne de diğer takip eden arkadaşlar onun isminden bahsetmemişti. Necati Er, sürpriz performansıyla hepimizi şaşırdı. Olimpiyat altıncısı oldu, dahası, son atlayışında madalyaya uzanabilirdi. Yukarıda manşet yaptığım başlık yüzünden o da altıncılıkta kaldı. Ama Paris 2024’te madalya adaylarından biri olduğunu kanıtladı.

Çıkmak istemediğim alanlar - Atletizm ve Nippon Budokan

Zaten atletizm delisi biri olarak Tokyo Olimpiyat Stadı’na ilk girdiğim andan itibaren orada yatmak istedim. inanılmazdı…

Nippon Budokan ise en az beklentimin olduğu spor alanıydı. Ama aslında en sevdiğim yer oldu. Dünyaca ünlü birçok müzisyenin ‘’canlı konser’’ albümü kaydedilmiş. İnanılmaz bir ambiyansa sahip… Sessiz, eski Japon evleri gibi… Fotoğraflardan ne dediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Zaten sumo güreşlerinin de bir kısmı orada yapılıyormuş. Etkileyici.

En sevmediğim şey: Japonlarla anlaşamamak.

Japonlar, organizasyonu. bizce başarıyla gerçekleştirdi. Özellikle ulaşım rahatlığı zaten tüm sorunları giderdi. Zaten Tokyo güzel… En sevmediğim şey ise bunların hepsine zıt. Japonya’nın ve halkının yetiştirilme tarzına paralel olarak, bizimle bir türlü anlaşamamaları ve anlayıp da yardım etmek isterken tüm işlerimizi geciktirmeleri… Örnek verecek olursam sadece taksi gelmediğini söyleyip, tüm belediyeyi ayaklandırıp yarım saat bizi bekletmeleri ve bunun her defasında olması. Sonrasında da bir sonuç elde eedilememesi. Zaten sistemimizi kurduktan 10 gün sonra hiçbir şey sormadık neredeyse.

Ekstralar: Olimpiyatta yazılacak çok hikaye var. Her zaman da vardı. Hepsini izleyemedim. Hepsini göremedim. Sanırım yerinde izlemenin de en kötü yanı bu. Çünkü bu yaşıma kadar olimpiyatlarda kaçırdığım tarihi bir an olmamıştı. 

Hayat boyu anlatacağım anım

Yelken izlemek üzere okyanusa açılmam ve Türk sporcuya verdiğim selam. Detayları şöyle bir video yapmıştık; 

İZLEDİĞİM EN GÖRKEMLİ ANLAR 

Karsten Warholm - 400 metre engelli dünya rekoru

İlk ABD-Fransa basketbol maçı

Filenin Sultanları'nın mücadelesi 

Duplantis'in birinciliği 

Tamberi - Barshim kapışması 

Kadınlar 3 adım atlama dünya rekoru

Ve tabii ki Simon Bİles...

Sıradaki Haber
Tokyo'da son günün programı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz