Diğer Sporlar

Sümer-Pamir ikilisi, dev dalgalarla boğuşacak

21 Ocak 2022 Cuma 15:16 - Son Güncelleme 21 Ocak 2022 Cuma 15:26  |  Kaynak : AA

Transquadra'ya katılan ilk Türk takımı OMM Alize Ocean Racing adına yarışan milli yelkenciler Sinan Sümer ve Tolga Pamir, Atlantik Okyanusu geçişi içeren 29 Ocak-19 Şubat'taki ikinci etapta mücadele edecek.

Dünyanın en zorlu yelken yarışları arasında kabul edilen Transquadra'ya katılan ilk Türk takımı OMM Alize Ocean Racing'in sporcuları Sinan Sümer ve Tolga Pamir, ikinci etabına hazırlandıkları organizasyonun zorlayıcı koşullarına dikkati çekerek iyi bir derece elde edeceklerine inandıklarını söyledi.

Yarışın ilk etabı Marsilya-Madeira'yı ikinci sırada tamamlayan ve 29 Ocak-19 Şubat'ta Madeira ile Martinik arasındaki ikinci etapta mücadele edecek Sinan Sümer-Tolga Pamir ikilisi, organizasyon öncesi hedefleri, çalışmaları ve yelken branşıyla ilgili AA'ya değerlendirmelerde bulundu.

Transquadra'nın 1993'ten beri düzenlendiğini hatırlatan Sinan Sümer, "Özelliği Atlantik Okyanusu geçişi içermesi. Normal kıyı yarışlarından farklı, maraton olarak tabir edilebilecek uzun ve zorlu bir parkur. İlk defa Tolga ile beraber bir Türk ekibi olarak katılıyoruz. Yarış, iki etaptan oluşuyor. Ağustosta koşulan ilk etapta Marsilya ile Madeira arasında 1300 deniz mili yaptık. İkinci etap ise 29 Ocak'ta Madeira Adası'ndan başlayıp Martinik Adası'nda 2700 millik tam bir Atlantik geçişi içeriyor. İlk etabı ikinci sırada bitirdik, bizim için güzel bir yarış oldu. Haftaya pazartesi Madeira'ya gideceğiz, teknemizi hazırlayıp start için hazırlanacağız." ifadelerini kullandı.

Hem amatör hem de profesyonel geçmişli sporcuların yer aldığı bir yarış olduğunu belirten Tolga Pamir ise "İki farklı etaptan oluşuyor. Ekvator hizasının altına inmeden devam ettiğimiz, Martinik Adaları'nda biten bir yarış. İki ve tek kişilik klasmanlar var. İkinci etapta koşullar biraz daha farklılaşıyor. Okyanusta hava, iklim değişikliğinin verdiği sebepten dolayı beklediğimiz gibi değil. Böyle devam ederse belki de yarışın ilk haftalık bölümü tüm ekipler için zorlu koşullarda geçecek. Amaç buna adapte olmak." diye konuştu.

Yelkende farklı tecrübelere sahip iki sporcu olmalarının avantajını yaşadıklarını kaydeden Tolga Pamir, şöyle devam etti:

"Tecrübelerimizi birleştirip bir Türk ekibinin ortaya çıkması, iki tarafın da avantajlarını, kalitelerini, güçlü olduğu yönleri bu projeye yansıtması sayesinde ilk etapta iyi bir sonuç elde ettik. Umarım ikinci etapta da aynı düzeni, konsantrasyonu gösterebileceğiz. Tekne hazır, gittiğimizde bıraktığımız yerden tekrar başlayacağız. İlk etapta her şey yolunda gitti. Hiçbir şeyi kırmadık ve zedelemedik. İki etap arasında tekneden uzun süre ayrı kaldık, 5 aydır tekneye dokunmadık. Son iki gün öncesi suya indirme imkanı tanıyorlar. Tüm mekanizmanın doğru çalışıp çalışmadığını kontrol etmek adına bize tekne üstünde 48 saat gibi kısa bir süre kalacak. Peşinden start alacağız, umarım her şey yolunda gidecek."

Sinan Sümer: "İlk etabın psikolojik tarafı biraz daha zorluydu"

İkinci etabın farklı riskler taşıdığını vurgulayan Sinan Sümer, "Bu sefer daha kuvvetli havalarda öncelikle kendi durumumuzu güvenceye almamız gerekecek gibi gözüküyor. Stabil havalar oturursa biraz daha keyifli bir seyir yapabileceğiz. İlk etapta çok yumuşak havalarda yarıştık. Sürekli sıralama el değiştirdi. İlk etabın psikolojik tarafı biraz daha zorluydu, şimdi ise doğa bizi bir sınava çekecek gibi gözüküyor. Bu bir maraton. Öncelikle sorunsuz şekilde gitmeye çalışacağız. Sonrasında nasıl bir derece gelir göreceğiz." şeklinde konuştu.

Akdeniz'de yarıştıkları ilk etapta koşullar açısından fazla problem yaşamadıklarını aktaran Sinan Sümer, şunları söyledi:

"Yelken yarışçıları için iki konu var. Birincisi sorunsuz seyir yapmak, diğer taraftan da yarışı kazanmak veya olabildiğince en iyi noktada bitirmek. Akdeniz'de daha çok hafif rüzgarlar hakimdi. Bu tarz hafif rüzgarlarda hiçbir zaman pozisyonunuza güvenip arkanıza yaslanamıyorsunuz. Yarışın ikinci gününden itibaren kendimizi ön gruba atmayı başardık ama bazen hafif ve belirsiz rüzgarlar da bambaşka bir gruba avantaj sağlayabiliyor. Tekneye ve ekibe zarar verecek şartlar birkaç pozisyon dışında oluşmadı. İyi uyum sağladık. Bu anlamda mutluyuz. Güzel bir ikili olduk. Kişisel geçmişlerimize baktığımızda bir araya gelmemiz büyük bir sürpriz değil ama takım olmak bir kimya işi. Bir araya gelen harika sporculardan bazen aynı iyi sonuçlar çıkmayabiliyor."

Tolga Pamir: "İlk etapta çok güzel bir sonuç elde ettik ama yarış bitmiş değil"

Sinan Sümer ile çok güzel bir uyum yakaladıklarını vurgulayan Tolga Pamir, doğru stratejiyle başarıyı daha ileri götüreceklerine inandığını ifade etti.

Açık denizlerde yarışmanın bazı gereklilikleri olduğunu belirten Tolga Pamir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Uzun süredir solo yarışan bir sporcuyum. 2005'ten bu yana katıldığım müsabakalarda solo yarıştım. Ekip yarışmalarında iki tarafın birbiriyle iletişimi, hem fiziksel, hem mental hem de projedeki hedefler önemli rol oynuyor. Tekne üstündeki hareket sisteminden nöbet değişimine kadar ekipli yarışlardaki parametreler biraz daha farklılaşıyor. Stres, yorgunluk, uykusuzluk gibi birçok parametre aslında dengesizlik oluşturabiliyor. Bunları yaşamadık. İkinci etapta da umarım aynı dengeleri kuracağız. İlk etapta çok güzel bir sonuç elde ettik ama henüz yarış bitmiş değil. Önemli olan bitiş çizgisini geçebilmek. Başarı için elimizde her türlü imkanın olduğuna inanıyorum. Tekne, ekip, ekipman ve doğru bir stratejiyle başarıyı biraz daha ileri götürmek için önümüzde hiçbir engel yok. Umarım bu noktayı yakalayacağız."

"Akdeniz, bütün açık deniz yarışçılarının korkulu rüyası"

Açık deniz yarışlarındaki beklenmedik koşullardan bahseden Tolga Pamir, "Akdeniz, bilinmeyenleriyle meşhur bir deniz. Akdeniz, bütün açık deniz yarışçılarının korkulu rüyası. Atlantik tarafında farklı geçişlerde çok tecrübem oldu. Sinan'ın da Akdeniz tarafında tecrübesi var. Akdeniz, belirsiz havası, kaprisli ve sürprizli yanlarıyla birkaç kez canımızı yakacak koşullar ortaya çıkardı. Cebelitarık geçişi her zaman farklı ortamlar sunan bir yer. Akıntının Okyanus ile Akdeniz açısındaki akışı, kimi zaman öngörülemez sistemleri ortaya çıkarıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Tecrübeli yelkenci, 2011'de de benzer bir yarışta yer aldığını hatırlatarak "Hiç beklemediğimiz bir tropik fırtına, Afrika kıyılarına kadar yanaşmıştı. Bu tip yanaşmalar sonucu çok zorlu anların bizi Atlantik'te bekleme riski var. Kanarya Adaları hizasına indikten sonra Karayip Adaları'na kadar olan sürecin, normalde bu mevsimlerde bize boş bir seyir imkanı oluşturuyor olması lazım. Umarım mevsimlerdeki bu tarih kayması, bizi negatif şekilde etkilemeyecek." yorumunu yaptı.

Sıfır karbon emisyonuyla geçilecek parkurda mikroplastik ölçümler yapılacak

Odunpazarı Modern Müze'nin (OMM) ana sponsorluğunda yarışı sürdürecek Alize Ocean Racing, yarışın ilk etabında olduğu gibi ikinci etapta da tüm parkuru sıfır karbon emisyonuyla geçecek. Böylece takım, 4 bin deniz milini sıfır karbon emisyonu hedefiyle tamamlamış olacak.

Ayrıca OMM Alize Ocean Racing, organizasyonun ikinci aşamasında da Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) için geçtiği denizlerde mikroplastik ölçümleri yapmayı sürdürecek. Yapılan tüm ölçümler, yarışın ardından kamuoyuyla paylaşılacak.

Bu tarz yarışmaların çok sık yapılabilen şeyler olmadığına dikkati çeken Sinan Sümer, "Yelkenciler olarak sporculuğun yanında doğayla bir iletişim ve farkındalığımız da var. Bunlar, dünyanın en büyük problemleri arasında. Gerek OMM, gerek TÜDAV, yarışta bizi destekleyen sponsorlarımız ve destekçilerimiz de bize bu konuda yol açıyor. Bu parkur da bu konuda hem birtakım araştırmalara destek olmak hem de farkındalık oluşturmak adına bir imkan sağladı. Biz de bu konuda çorbada tuzumuz olsun istedik. Gerek araştırmalar için su örnekleri alma, gerek karbon emisyonu konusunda tamamen bütün yolu yelkenle geçerek destekçilerimizle beraber bu konuda farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

Denizlerdeki sıkıntılara dikkat çekmeyi amaçladıklarını ifade eden Tolga Pamir ise "Bu durumu, halı sahada futbol oynamaya benzetiyorum. Oynadığınız halı saha iyi değilse düştüğünüz yerde sakatlanabilirsiniz. Oyun alanının da temiz olmasını istersiniz. Bizim oyun alanımız denizler. Motivasyonumuzu, oyun koşullarını denizler belirliyor. Dış etkenlerin, bu tip kirlenmelerin oluşturduğu sıkıntılarla her seferinde yüz yüze kalan kişiler bizleriz. Okyanusa çıktığınız zaman bu plastikler ya da bu kirliliklerle karşılaşıyorsunuz. TÜDAV ile gerçekleştirilen bu çalışmayla aynı sıkıntıyı dile getirmeyi, daha da bilinçli hale gelinmesini amaçlıyoruz. Yıllardır görünmez bir problem durumunda ama verdiği hasar makro boyutta." şeklinde görüş belirtti.

Sinan Sümer: "Yelkende birçok şey hayallerle başlıyor"

Türkiye'de yelkenin gidişatı konusunda iyimser olduğunu belirten Sinan Sümer, "Yelken sporu, Türkiye'nin yanı sıra dünyada da çok ön sırada değil. Ana akım sporlar var. Geçen 20 seneye baktığımızda Türkiye'de yelken, teknecilik, denizcilik konusunda ciddi bir ivme yakalanmış durumda. Çok harika bir yerde değil ama ivmeyle iyi bir yere doğru gidiyor. Hem olimpik hem açık deniz hem amatör branşlarda marinaların, düzenlenen yarışların ve suya inen teknelerin sayısı artıyor. Ekonomik iniş çıkışların bunu bazen çizgisinden aşağı çektiği oluyor ama ana çizgiye bakarsak hep yukarı doğru. Bazı şeyler yaptıkça oluyor ve görünüyor. Genel gidişattan ülkemiz adına memnunum ama daha alınacak çok yol var." ifadelerini kullandı.

Önceliğinin Transquadra'yı hakkıyla bitirebilmek olduğunu kaydeden milli sporcu, "Yelkende birçok şey hayallerle başlıyor. Hayallerin gerçekleşebilmesi için de bazı taşları taş üstüne koymak gerekiyor. Küçükken benim Kalamış'ta, Tolga'nın da Tuzla'da yelken yaparak başlayan hayatımız, bugün Atlantik Okyanusu'nda yarışarak geçiyor. Benim için bir hayalin gerçekleşmesi. Sonrasında birtakım kapılar açılıyor önünüze. O kapılardan girebilmek için de belli şartlara hazır olmanız gerekiyor." şeklinde konuştu.

Yarışın canlı olarak da takip edilebileceğini aktaran Sinan Sümer, "Bizi hem gönülden hem de projenin içinde destekleyen herkese teşekkür ederim. Anlık olarak 7/24 tüm teknelerin pozisyonlarını bilgisayar ve telefon üzerinden görecek şekilde izleyebiliyorsunuz. Türk halkı, oradan takip edip bize destek olursa çok mutlu olurum." yorumunda bulundu.

Tolga Pamir: "Ülkemizde istediğimiz her türlü koşul var"

Yelkenin bir kültür işi olduğunu vurgulayarak Türkiye'de bu sporu yapmak için her türlü koşulun bulunduğuna dikkati çeken Tolga Pamir, şu ifadeleri kullandı:

"Denize açıklıkla ve yüzünüzü dönmekle, denizle iç içe yaşamayla alakalı bir konu. Ülkemizde yelken sporundan çok denizin hayatımıza girişi, denizi yaşamak, hissetmek, denizin kültüründen faydalanmak gibi konuları biraz daha işlersek bunların yelkene dolaylı katkısı dokunacaktır. Yelkende markaların, medyanın, sporcuların hayalleri ve projeleri doğrultusunda kurguladıkları, organizasyonlara doğan ilginin kendi kendine yarattığı bir oto destek sistemi var diyebiliriz. Altyapı ve maddi taraf da çok önemli tabii. Yelkeni hala yeteri kadar merkeze yerleştiremedik ama olacak, yavaş yavaş gelişiyor. Biz de böyle bir yol açabiliyorsak, bu cesareti verebiliyorsak, diğer sporcular bu tip hayaller kurabiliyorsa ne mutlu bize. Devamlılık olursa bu ivme çok hızlanabilir. Yelken sporu kademeleri çok daha hızlı bir şekilde tırmanabilir. Ülkemizde coğrafi yapı, sezonun uzunluğu, güneş, kıyı coğrafyası gibi istediğimiz her türlü koşul var. Bu sporun sahası aslında elimizde."

Sıradaki Haber
Birgül Erken, Elazığ'da yetenek avına çıktı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz