Futbol

Manchester, Madrid, Roma...

17 Eylül 2015 Perşembe 16:11 - Son Güncelleme 29 Eylül 2015 Salı 23:37

Buffon, Florenzi ve Ronaldo haftaya damga vurdu.

UEFA Şampiyonlar Ligi’nin ilk haftası birbirinden heyecanlı maçlara sahne oldu. Biz de toplam 8 grupta oynanan 16 karşılaşmayı sizler için değerlendirdik.

A Grubu

Hırvat hakemden Hırvat oyuncuya çok ağır karar!

Shakhtar Donetsk karşısında ilk yarı boyunca Kroos-Modric-Isco üçlüsüyle çok rahat oyun kurma imkanı bulan Real Madrid, rakip kaleyi abluka altına alarak hücum gücünü derinden hissettirdi. Ronaldo’nun hat-trick yaparak başladığı Şampiyonlar Ligi’nin ilk hafta maçında, Hırvat oyuncu Srna’nın sırtına çarpan topu, kendisi de Hırvat olan hakem Ivan Bebek’in “elle müdahale” olarak değerlendirmesi ciddi bir hataydı. Fenerbahçe’yi play-off turunda eleyerek grup aşamalarına katılan Shakhtar’da ise defansif anlamda ciddi sıkıntılar göze çarptı. Özellikle Fred, Stepanenko, Rakitsky ve kaleci Pyatov’un formsuzlukları Lucescu’yu düşündüreceğe benziyor.

PSG zayıf halkayı rahat geçti

Devler Ligi’nde son üç sezondur çeyrek finalden öteye gidemeyen PSG, ilk hafta grubun en güçsüz takımı olarak görülen Malmö karşısında rahat bir maç çıkardı. Di Maria, İbrahimovic ve Verratti’nin mükemmel oyunlarına, ilk yarıda Van der Wiel’ın sağ koridoru, ikinci yarıda ise Maxwell’in sol koridoru etkili kullanması da eklenince galibiyet kendiliğinden geldi. Di Maria’nın şık golü ve İbrahimovic’in Cavani’ye topukla yaptığı asist gecenin akıllarda kalan hareketleri olurken Malmö tekdik direktörü Age Hareide, uygulamaya çalıştığı 5-3-2 sistemiyle henüz ilk grup maçında sınıfta kaldı. Arnason, Bengtsson ve Carvalho yaptıkları hatalarla takımlarının kısa sürede PSG’ye teslim olmasına sebep oldular. Takımda ayakta kalan tek isim olan kaleci Wiland ise harika refleksleriyle farkı önledi. Bu arada oyuna 84. dakikada dahil olan Türk asıllı (Makedon pasaportlu) ve İsveç U-19 Milli oyuncusu Erdal Rakip, yaklaşık 10 dakikalık sürede hırsıyla ve kazandığı toplarla dikkat çekti. Geçen yıla göre fiziğini de geliştiren oyuncu, Malmö’de daha uzun süre aldığı takdirde gelecekte adından söz ettirebilir.

B Grubu

Van Gaal’in erken gol isteği hüsran getirdi

Manchester United’ın 27,5 milyon avro bonservisle PSV Eindhoven’dan kadrosuna kattığı Memphis Depay, eski takımına karşı ilk yarıda çok etkili oldu. Güzel oyununu attığı golle de süsleyen genç oyuncu, kendisi için ödenen bonservisten daha fazlasını hakettiğini daha şimdiden göstermeye başladı. İlk yarının son dakikasında kalesinde gol gören Van Gaal’in sabırsızlığı ikinci yarıda başına iş açtı. PSV, “Kırmızı Şeytanlar”ın bir an önce gol bulma isteğiyle saldırmasını iyi kullanarak rakibini savunmada az adamla yakalamaya başladı ve bu fırsatlardan birini gole çevirerek sahadan galip ayrıldı. Son dakikalarda yakaladığı fırsatları harcayan PSV’nin farkı da kaçırdığını belirtelim. Karşılaşmanın 24. dakikasında Moreno’nun sert müdahalesiyle Luke Shaw’un ayağının kırılması da İngiliz Devi için ayrı bir üzüntü kaynağı oldu. Ceza sahasındaki bu müdahalenin penaltı olarak değerlendirilmemesi de maçın gidişatını değiştirdi. Manchester’da Darmian ve Blind’in, PSV’de ise Bruma ve Arias’ın hataları direk sonuca etki etti.

Wolfsburg baştan sona üstün!

City’e 74 milyon avroya gönderdiği Kevin De Bruyne’ün yerini 36 milyon avroya Julian Draxler ile dolduran Wolfsburg, bu müthiş alışverişten bir çok anlamda kar etmişe benziyor. Draxler, yine yeni transfer Max Kruse, Schürrle gibi oyuncularla uyumu ve CSKA karşısında oynadığı inanılmaz futbolla “selef”inin yerini dolduracağını gösterdi.

C Grubu

Cimbom Avrupa’ya sıkıntılı başladı

Temsilcimiz Galatasaray, A. Madrid karşılaşmasının ilk 25 dakikasında rakibinin pas trafiği karşısında çaresiz kaldı. Tiago-Vietto-Juanfran üçgeninin ardından Griezmann’ın düzgün vuruşu ilk golü getirdi. Golde Hakan Balta, Carole, Denayer ve hatta Sneijder’in de dahil olduğu bir hatalar silsilesi olduğunu belirtmek lazım. Yine ikinci golde de Denayer ve Muslera’nın hataları düşündürücü boyutlardaydı. Bir çok kişi tarafından Galatasaray’ın ikinci yarıda iyi oynadığı düşünülse de bunda konuk takımın gerekli skoru alıp risksiz oyuna dönmesinin etkisi gözle görülmesi gereken bir durum.

Benfica’nın Gaitan’ı var!

Benfica Kazak ekibi Astana’yı deyim yerindeyse “sağından vurdu”. Sol bekte oynayan Eliseu ve önünde oynayan Gaitan’ın en ufak bir vites yükseltmeleri bile zayıf rakibinin sağ tarafını felç etmeye yetti.

D Grubu

Sevilla penaltıya doydu!

M’Gladbach’ın anlam verilemeyecek dizilişi Sevilla’nın işini oldukça kolaylaştırdı. İspanyol ekibi oyunu tamamen rakip alana hatta rakip ceza alanına yıkarak birbirinden tehlikeli ataklar geliştirdi. Vitolo Machin ve Kevin Gameiro hücumdaki çalışkanlıklarıyla göz doldurdu. Sevilla’nın, Vitolo’nun iki kez, Gameiro’nun ise bir kez düşürülmesiyle, 90 dakikada üç penaltı kazanması da ilginç bir ayrıntı olarak kayıtlara geçti.

City of Manchester’dan Buffon geçti!

37 yaşında olması onun için olumsuz anlamda hiç bir şey ifade etmiyor. Buffon, yılların getirdiği tecrübenin yanında hala imrenilecek seviyedeki refleksleri ve çevikliğiyle, 3 puanı City’den koparıp aldı. İkisi aynı pozisyonda olmak üzere önlediği üç yüzde yüzlük tehlike ve maçın sonlarına doğru çıkardığı Yaya Toure’nin doksana giden sert şutu, onu sadece maçın değil haftanın da yıldızı yaptı. Buffon kalesinde devleşirken, oyun içinde devleşen, oyunun hem hücum hem savunma kısmında ipleri alan Fernandinho’yu da atlamayalım. Karşılaşmayla ilgili sözlerimizi bitirirken City’nin golünde Kompany’nin Chiellini’ye uyguladığı şarjın nizami olmadığını da belirtelim.

E Grubu

“Çalhanoğlu ve çetesi”

Bayer Leverkusen, Hakan Çalhanoğlu önderliğinde kurduğu hücum hattı rakipler için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Hakan, Bellarabi, Kampl, Mehmedi ve önlerindeki Chicharito ile hiçbir şekilde zorlanmadan BATE ağlarına 4 gol bırakan Leverkusen’in, bu yıl futbolseverlere oldukça zevkli maçlar izleteceği şimdiden belli oldu. Bu kurgunun takımın geneliyle birlikte düşünüldüğünde, Bundesliga’da Bayern Münih ile, Şampiyonlar Ligi’nde de grubundaki Barcelona gibi dev takımlarla nasıl bir mücadele vereceği ise merak konusu... BATE Borisov ile söylenecek tek şey ise; bu gruptan tek bir galibiyet dahi almalarının onlar için büyük bir başarı olacağı gerçeğidir.

Florenzi 55 metreden ateşledi!

Hiçbir futbolsever şu anda Barcelona’nın Roma karşısında baştan sona üstün oynadığı karşılaşmayı kazanamadığını konuşmuyor. Hatta işleri futbol olan insanlar bile… Hollandalı hakem Björn Kuipers’in iki takıma vermediği penaltıları da konuşan yok! Bu maçla ilgili konuşulan tek şey Alessandro Florenzi’nin yaklaşık 55 metreden attığı müthiş gol… 58 bin Roma taraftarını çılgına çeviren golün üstüne yapılacak yorumların şimdilik pek de bir ehemmiyeti yok.

F Grubu

Hakem damga vurdu!

Dinamo Zagreb-Arsenal maçıyla ilgili söylenecekler takımlar ve oyunculardan çok hakemle ilgili… Hakemin Giroud’u ağır bir şekilde oyundan atması, ayrıca verdiği ve vermediği ofsayt kararları da tartışma götürmeyecek türden. Zaten Arsene Wenger de sonunda isyan etti. Dinamo ile ilgili söylenebilecek husus, kaleyi gördükleri yerden vurmaları… Ayrıca takımın sağ kanadı Hillel Soudani, elemelerde olduğu gibi Arsenal karşısında da oyunuyla fark yarattı.

Bayern ilk yarı zorlandı

Yunanistan deplasmanına çıkan Bayern Münih, ilk yarı rakip savunmanın kilidini çözemedi. 52’de Müller’in ayağından gelen şans golü olmasa, kilit pek de çözülecek gibi değildi. Golden sonra oyuna giren Kingsley Coman’ın oyuna getirdiği hareketlilik farkın açılmasını sağladı ve Bayern sürprize izin vermedi.

G Grubu

Chelsea antrenman yaptı

“Maccabi Tel Aviv’in Şampiyonlar Ligi Grupları’na şans eseri katıldığını düşünenlerin sayısı epey fazladır” desek pek de yanılmayız. Bunda bu yılın Avrupa Ligi Finali’ne ev sahipliği yapacak Basel’in Şampiyonlar Ligi’nden çok Avrupa Ligi’ni istemesinin payı da olabilir. Tel Aviv, bu tezimizi Chelsea karşısında hiçbir varlık gösteremeyerek kanıtladı. Stamford Bridge’e gelenler, takımlarının 4 gol atıp, bir penaltıdan yararlanamadığı rahat bir maçı seyredip, evlerine döndüler.

Aboubakar Porto’ya galibiyet getirmişti ki…

Kiev’de Garmash ve Gusev’in harika futbolları Aboubakar duvarına çarptı. Güçlü santfor, attığı iki golle takımına 3 puanı hediye edecek derken, 89’da Buyalsky’nin attığı ve yeni kurallara göre ofsayt olan gol, Porto’nun ülkesine buruk dönmesine sebep oldu.

H Grubu

Gent ve Matz Sels

Belçika Milli Takımı’nın yeni jenerasyonu malumunuz… İşte o jenerasyonun perde arkasında kalan isimlerinden birisi Matz Sels. Henüz 23 yaşındaki bu kalecinin, milli takımda Courtois ve Mignolet'ten formayı alması zor görünse de ciddi bir potansiyel taşıdığı bir gerçek. Bunu Olympique Lyon karşısındaki müthiş performansıyla da bizlere gösterdi. Takım arkadaşları 41 ve 88’de oyundan atılsa da o, gerek Lacazette’in penaltısını çıkararak, gerekse de diğer kurtarışlarıyla takımını ayakta tuttu.

Hulk ve Witsel’in yerleri Rusya değil!

Avrupa’da en üst düzeyde kupalar kazanabilecekken, Rusya gibi futbol kültürü çok derin olmayan bir ülkede ve her ne kadar proje takımı olsa da başarısı ülke sınırlarını aşmayacak Zenit gibi bir kulüpte oynayan olağanüstü iki oyuncudan bahsediyoruz. Hangi takıma giderlerse gitsinler o takımın 11’ini zorlayacak olan bu iki isim, dün Valencia deplasmanında da farklarını ortaya koydular. Hulk, attığı iki güzel golle alkışı hak ederken, Witsel de eşitliği sağlayan Valencia’yı yıkan golü attı. Dileriz onları daha iyi formalar altında, kupalar kaldırırken görürüz.

Değerlendirme: BAKİ BOZKUŞ

trtspor.com

Sıradaki Haber
"Devler Ligi"nde ilk hafta sona erdi
Yükleniyor lütfen bekleyiniz