Futbol

''Conte gülmekten toplantıya başlayamadı...''

27 Eylül 2018 Perşembe 13:34 - Son Güncelleme 27 Eylül 2018 Perşembe 13:48

TRTSPOR'un başarılı muhabirlerinden Barış Yurduseven, FourFourTwo dergisine meslek hayatında başından geçen ilginç anları anlattı.

İşte Barış Yurduseven'in röportajı:

“Aziz Yıldırım, Fenerbahçe’ye başkan olduğu ilk günlerde diğer Fenerbahçeli yöneticilerle birlikte Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nü ziyaret etmek üzere Ankara’ya gelmişti. Ben de mesleğe yeni başlamıştım; işe her gün kravatımla, ceketimle gidiyordum. Haber yapmak için binaya girdiğimizde hemen karşısındaki otelde yangın çıktığını gördük. Herkes camlara koştu, ben de çekim yapması için yerimi kameramanlardan birine bırakıp içeride oturdum. Sonra bir baktım Gençlik Spor’dan sorumlu kişiler, sonra da Aziz Yıldırım ve ekibi geldi. Sohbet etmeye başladılar, yemekler geldi ama içeride benden başka gazeteci yok! Meğer ben camdan bakarken basın açıklaması bitmiş. Başkan beni Ankara tarafından yetkili sanıyor, Ankara’dakiler de Fenerbahçe’den! Bana bir şey söylediklerinde sadece kafa sallayarak idare ediyorum. Başkan ‘Baliç’i aldım, Hasan Şaş’la anlaştım, tesis konusunu önemsiyorum’ diye başladı, basından sakladığı ne varsa devam ediyor! Yemekten sonra kapı açıldığında garsonun yanına gidip bir şey soruyormuş gibi yapıp kaçtım! Tabii ki konuşulan hiçbir şeyi haber yapmadım.”

“Samsunspor, Gigi Multescu zamanında çok başarılıydı. Trabzon’a geldiklerinde Trabzonspor harika bir maç çıkardı ama genç futbolcular da çok koşarak onlara engel oldu. En çok koşanlardan biri de Adnan Güngör’dü. Gelecek vadettiği için Adnan’la röportaj yapacaktım. Samsunsporlu Celil Sağır, uzatmaların son dakikasında şahane bir gol attı, maç 1-0 bitti. Herkes şokta! Düdüğü duyar duymaz kameramanımla birlikte sahaya, Adnan’ın yanına koştum! ‘Evet Adnan, neler söyleyeceksin?’ dedim. Zor nefes alıyor. ‘Böyle bir deplasmandan 1 puan almak çok önemli’ diyebildi sonunda. Kendimden şüphe ettim, ‘Acaba gol sayılmadı mı?’ diyorum! Çaktırmadan tabelaya baktım, 1-0 yazıyor. ‘Kazandınız Adnan’ dedim. Nasıl sevindiğini anlatamam!”

“Özkan Sümer çok esprili bir hocaydı. Bir gün beni arayıp ‘Acilen Trabzonspor tesislerine gitmen lazım. Kameraman da yok, onu da sen hallet’ dediler. Ben de o sırada sahilde şortla yürüyüş yapıyorum. O zaman çok daha kiloluyum. Kan ter içinde tesislere koştum. Kameramı kurduğum sırada Özkan hoca yanıma gelip ‘Hoş geldin Barış. Nasılsın?’ dedi. ‘Hoş bulduk hocam. Siz nasılsınız?’ diye karşılık verdim. ‘Sana çok imrendim. Keşke benim de böyle güzel bir vücudum olsa da ben de böyle sergilesem!’ deyince herkes gülmekten yerlere yattı.”

“Şampiyonlar Ligi’ndeki karlı Galatasaray-Juventus maçında Juve kaybedip, yoluna Avrupa Ligi’nde devam etti ve Trabzonspor’a rakip oldu. Trabzonspor’un deplasmanda 2-0 yenildiği maçta stattaydım. Juventus’u Antonio Conte çalıştırıyor ve basın açıklaması yapacak. Tercümanına ‘Toplantıdan önce kendisine bir şey söyleyebilir misiniz?’ dedim. ‘Tabii’ dedi. ‘Şimdi meteorolojiden haber aldım, haftaya Trabzon’da yoğun kar yağışı bekleniyormuş’ dedim. Tercüman bunu çevirince, o ciddiyetten ölecekmiş gibi duran Conte gülmekten toplantıya başlayamadı! Toplantıdan sonra gelip benimle fotoğraf çektirdi. İtalyan televizyon kanallarına birlikte röportaj verdik. Trabzon’da da beni bulup ‘Hani nerede kar?’ diye sordu.”

“İzmir’de bir Fenerbahçe-Trabzonspor maçı. Fenerbahçe maçın sonucuna göre şampiyonluğunu ilan edebilir. TRT’nin Fenerbahçe muhabiri arkadaşım Serkan Saydam’la görevliyiz. Maçtan sonra işimizi bitirip, kamera ve kabloları toplayıp şakalaşmaya başladık. Birbirimizi kızdırıyoruz. ‘Farklı kazanacağımız maç 2-2 bitti’ diye başladım ama neler söylüyorum neler! Ne Fenerbahçe kaldı, ne teknik direktörümüz, ne Galatasaray! Meğer Serkan’ın mikrofonu açıkmış, sesimiz de canlı yayına gidiyormuş! Kesmeye çalışmışlar ama ses mikserine atlayan iki kişi havada çarpışmış! Toparlandık, stattan çıkıyoruz. Telefonum çalmaya başladı. Bir arkadaşım diyor ki ‘Türkiye’yi terk etme, benim evimde kalırsın’, Trabzonlular arayıp ‘Helal olsun be abi!’ diyor, Fenerbahçeliler arayıp ‘Biz seni böyle bilmezdik’ diyor! Vücudumdaki kan, ayaklarımdan yukarı doğru çekilmeye başladı. Neyse ki TRT kötü niyetli olmadığımı biliyordu ve tabii o dönem sosyal medya da yoktu!”

“Trabzonspor ve Fenerbahçe’nin olaylı maçları, kariyerim boyunca en çok zorlandığım maçlar oldu. Tarafsız yayın yapmaya çalışıyorum ama bir taraftan ben de o şehrin insanıyım sonuçta. Duygularımı bir tarafa bırakıp, tepki göreceğimi bilerek çok sert bir yayın yaptım. Bir taraftan da gaz ve sis bombaları atıldığı için çok zor konuşuyorum. Hatta kameramanımız bir ara fenalaştı ama ben devam ettim. Her şeyi açık yüreklilikle anlatırken, arkamdaki tellerden iki kişinin üzerime atlamak üzere olduğunu görmedim. Canlı yayında spiker ‘İstersen bitirelim’ dedi. Yayından çıkınca onları fark ettim. Tartışmaya başladık. Şehirden de tahmin ettiğim gibi kötü bir tepki almadım çünkü herkes neyin ne olduğunu biliyordu.”

“Bir kampta Fenerbahçe’yi takip ediyordum. Antrenmanı izlerken Aziz Yıldırım gelip yanıma oturdu. Bunu gören gazeteci arkadaşlarım bana el kol işaretiyle ‘Çekil!’ diyor. Fotoğrafını çekecekler sandım. Çekildim ama sonra yerime oturdum. Biri sürünerek yanıma gelip ‘Kalkmazsan seni kovar’ dedi. ‘O gelip yanıma oturdu, ben niye kalkıyorum!’ dedim. ‘Burada seni kurtarmaya çalışıyoruz!’ diye çıkıştı. Sonra başkanla sohbet etmeye başladık. Aynı gün beni mandalina yerken görüp ‘Az ye. Bu kadar kilo iyi değil evladım’ dedi. ‘Sağ olun, dikkat etmeye çalışıyorum’ dedim, gitti. İkinci mandalinaya uzandığımda kameraman ‘Yemesene! Kızacak yine!’ diye bağırdı. TRT Ankara’yı arayıp ‘Beni buradan alın, herkes kafayı başkanla bozmuş, beni de delirtecekler!’ dedim.”

“Seninle ilgili de bir anım var! Bir gün Trabzon’da trafik kazası geçiren arkadaşın için benden yardım istemiştin. Durumu çok ağırdı. Ben de onun için acil serviste koşturuyordum. Doktorlardan biri, eli kesilen birine dikiş atıyor, ortalık kan revan! Kanamayı durdurdu, işi daha bitmeden beni gördü. ‘Hoş geldiniz Barış bey’ diyerek yanıma geldi. Bizimle ilgilenecek diye sevindim. Tam yardım isteyecekken ‘Jaja dönüyor mu? Gelirse çok iyi olmaz mı abi?’ diye sordu. Üstü başı kan! ‘Doktorum, ne Jaja’sı! Adamı bıraktın geldin, bizimki gitti gidecek, birimize yardım et yalvarıyorum!’ dedim. Trabzonspor’da bu kadar az oynayıp bu kadar büyük etki yaratan başka biri yok! Futbolu bıraksa da rahatlasam. Trabzon’da küçük bir dükkan açıp sadece forma imzalasa futboldan kazandığından daha çok kazanır!”

Sıradaki Haber
Üst kutu 6
Yükleniyor lütfen bekleyiniz