Futbol

Hiç alışık olmadıkları bir yerdeler

07 Nisan 2020 Salı 10:41 - Son Güncelleme 07 Nisan 2020 Salı 11:04

Kovid-19 önlemleri gereği futbolcular da uzun bir süredir evlerinde vakit geçirip, idman yapıyorlar. Futboldan bu kadar uzun süre ayrı kalmanın, işleri yaşam şekilleri olan bu insanlar üzerinde oluşturacağı etkiyi psikologlarla konuştuk.

Nisan ayının ilk haftalarından bu yana futbol yok. Olmaması da gayet normal. Kovid-19 virüsünün salgına dönüşmesi ve dünya üzerinde sayısı günden güne artan insanın bu virüs nedeniyle hastalanması, tüm sosyal yaşantıyı etkilediği gibi futbolu da derinden sarstı. Ligler durdu, turnuvalar iptal edildi, futbolcular da herkes gibi evlerine kapandılar.

Fakat profesyonel futbolcuların bu kadar uzun süre evde kalmaları, yaşam şekilleri açısından hiç alışık oldukları bir durum değil. Küçük yaştan itibaren evden uzak bir hayat, onların yaşam şekli haline geliyor. Sıklıkla yapılan idmanlar, günler öncesinden gidilen uzak deplasmanlar, uçak ve otobüs yolculukları, otel odaları, tesislerdeki kamplar... Onlar için ev; haftada birkaç gün, onun da birkaç saatinin geçirildiği bir yerdi.

Ancak şu sıralar, devasa büyüklükteki evlerinin belki de hiç görmedikleri odalarını bile keşfediyorlar. Bu durumun onlar üzerinde bir tahribat yaratması mutlak. Futbolcuların içinde bulundukları psikolojik durumu iki spor psikologu ile konuştuk. Başakşehir Akademisi'nde görev alan Gizem Ersoy ve birçok profesyonel futbolcu danışanı olan Yeşim Canlı.

Futbolcuların içinde bulundukları durumu kabullenmeleri zor. Mutlaka bu durumun bazı etkileri olacaktır. Gizem Hoca da benzer bir durumdan söz ediyor: "Sporcular bu süreçten çeşitli şekilde etkilenecektir. Burada unutulmaması gereken nokta, bu süreci ve etkilerini değerlendirirken sporcuları diğer insanlardan ayırmamak olacaktır. Araştırmalar bu sürecin, insanın bir yakınını kaybetmesi sonucunda yaşadığı yas süreci ile benzer olabileceğini gösteriyor. Çünkü bakıldığında “kaybedilen” bir şeyler söz konusu; örneğin futbolcuların elinden sahada antrenman yapma, maç oynama gibi şeyler alındı. Bu tarz durumlarda da kişi beş aşamadan geçiyor: Reddetme, öfke, hayıflanma/şikayet etme, depresyon ve kabul. Bu aşamaların sırası ve etkisi kişiye göre değişebiliyor. Buradaki kritik nokta “kabul” aşamasına en kısa sürede ulaşabilmek."

Öte yandan futbolcular için bu kadar uzun süre futboldan uzak kalmak alışkanlıklarının da değişmesine neden oluyor. Alıştıkları maç ortamından, gol sevinçlerinden, soyunma odası eğlencelerinden, antrenmanlardan uzak kalıyorlar. Yeşim Hoca şöyle açıklıyor bu durumu: "Futbolcular rekabetçi ruha sahip benliklerdir. Her hafta yüksek adrenaline sahip maçlar, içeriği mücadeleye ve rekabete dayalı antrenmanlar onların yaşamını süreğen bir tempoda tutuyor. Temponun ve hormonsal dengenin yavaşlaması nedeniyle bu durum karşısında en çok etkilenen kişiler olacaklarını düşünüyorum"

Ersoy da benzer bir soruna dikkat çekiyor: "Futbolcuların keyif aldıkları en büyük şeylerden biri futbol oynamak. Yaptıkları çalışmaların sonucunda aldıkları bir “ödül” bu. Şu anda bu ödülden mahrum kaldılar. Bu yoksunluk durumu; motive olmada zorlanma, bitkinlik, isteksizlik ya da bıkkınlık,sıkılma gibi durumlara yol açabilir."

İşin bir de 'egoizm' boyutu var. Futbolcuların, yaptıkları işin karşılığı olan şöhret ve güç nedeniyle yenik düştükleri bir alt benlikleri olabiliyor. Kimisi bunu yönetebiliyor, kimisi ise bu kibirli benliğine yenik düşüyor. Hiç olmadığı kadar uzun süre kendisiyle baş başa kalan futbolcu, daha önce düşünmediği 'ben aslında kimim, ne yapıyorum, hayatımın anlamı nedir' sorularına cevap arar mı?

Canlı'nın bu soruma yanıtı şöyle: "Yüzlerce kişinin önünde oynanan bu oyuna ve şöhrete insanın kendisini kaptırması doğal bir sonuç aslında. Kişinin kendisiyle yüzleşmesi bir süreç bana göre. Belki kısa süre bu büyüden çıkmış olmak onları etkilese de bu konuda içgörü kazanmak daha uzun bir motivasyon gerektirir. Ayrıca "Ben kimim?" baya iddialı bir soru. Herkesin kendi benliğini bulması için çaba sarf etmesi gerekir. Elbette bu ruh sağlığının ve uzmanlarının çalıştığı önemli bir konu."

Ersoy ise 'futbolcuların benliklerini arama' konusundaki sorum için şunları söylüyor: "Aslında bu süreçte kendilerine yönelmeleri, keşfetmeleri ve kendilerine dair farkındalık geliştirmeleri olumlu bir durumdur. Ayrıca bu sorgulama; futbolu ne kadar çok sevdiklerini, futbolun hayatlarındaki yerini yeniden fark etmelerini, büyük bir içsel motivasyonla sahalara yeniden dönmelerini de sağlayabilir ya da özellikle futbolda son yılları olan sporcuların sözleşme yenilemeyip ailesi ve kendisine daha fazla vakit ayırma yoluna gitmesine de neden olabilir. Fakat sezon içinde bazı gerçeklikleri göz ardı etme ve onlarla başa çıkmada, futbol ve futbolun getirdikleri bir araç olarak kullanılıyorsa bu anlam arayışının olumsuz sonuçlar doğurması da söz konusu olabilir."

Her şeyin normale döneceğine inanıyoruz. Ancak bu dönüş hem bizim için hem de futbolcular için belirli bir adaptasyon sürecini de beraberinde getirecek. Tekrar idmanlara başlayan ve maçlara çıkan oyuncular özlem duydukları futbola kavuştukları için idmanlara ve maçlara coşkuyla çıkacaklar. Bu da potansiyel fiziksel ve mental sorunları berberinde getirecek.

Ersoy bu konuda antrenörlere önemli görevler düşeceğini söylüyor: "Bu süreçte ister istemez performanslarında (fiziksel ve/veya zihinsel) gerileme olan futbolcular olacaktır. Antrenörlerin bu durumu göz önüne alarak değerlendirme yapmaları ve bu doğrultuda yaklaşım sergilemeleri bu tarz bir durumda önemli bir yere sahip."

Canlı da adaptasyon sorununa dikkat çekiyor: "Motorik becerilerimiz doğaları gereği kaybolmazlar ancak bu süreç oldukça zorlu ve belirsiz. Beyin belirsizliklerden pek hoşlanan bir yapı değildir. Belirsizliğin yaratacağı mental tahribat ve sonrasında oluşan çalışma stili, antrenman ve maç takvimindeki eksikler adaptasyon sorunu yaratacaktır."

Futbolcular da bizler gibi evde kalmaya devam ediyor. Tabii ki onların da bizlerden farkı yok. Sadece yaptıkları mesleğin kazanımları ve getirileri birçoklarına göre daha farklı. Ancak içinde bulunduğumuz durum, onlar için de bazı şeylerle yüzleşme, bazı gerçeklerin farkına varma anlamına gelebilir. Bu sürecin sonunda başka başka insanlar, farkındalıklara sahip bireyler ve belki de futbolun toplum için ne kadar değerli olduğunu anlamış, kariyerlerinin kalan kısmında buna göre davranacak birer sporcu olarak sahalara dönecekler. Ama şimdi, bir süre daha evde kalmaya devam ediyoruz.

Kaynak: TRT SPOR 

Sıradaki Haber
Üst kutu 6
Yükleniyor lütfen bekleyiniz