Futbol

Aysal'dan Podolski açıklaması

19 Ağustos 2014 Salı 10:57 - Son Güncelleme 19 Ağustos 2014 Salı 11:15

Galatasaray Başkanı Aysal, Prandelli'ye Podolski'yi önerdiğini söyledi.

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Arsenal'in Alman yıldızı Lukas Podolski'nin transferi ile ilgili flaş bir açıklama yaptı. Aysal, "Podolski'nin alınmasını hocamıza ben teklif ettim. O da, 'Bizim için şu anda Podolski çok lüks olur' yanıtını verdi" dedi. Fenerbahçe'ye zeytin dalı uzatan Aysal, "Süper Kupa Finali, Fenerbahçe’yle aradaki buzları eritmek adına bir şans olabilir" diye konuştu. G.Saray Başkanı, takımdan gönderilecek futbolcularla ilgili de konuştu.

"Benim hedefimde marka isimler yok"

Fanatik gazetesine konuşan Aysal, önemli açıklamalarda bulundu. İşte Aysal'ın o açıklamaları

“Basında Balanta, Podolski, Campbell gibi oyuncuların isimleri çıkıyor. Bunların hepsi çok önemli futbolcular. Özellikle Dünya Kupası’nda kendilerini çok iyi bir şekilde gösteren isimler. Ancak şu kadarını söyleyeyim, benim hedefimde marka isimler yok. Benim hedefimde genç, kendini Galatasaray’da gösterme niyetinde olan iyi oyuncular var. İstikbal vaat eden futbolcular var. Hocamız Cesare Prandelli’yle de bu konuda tamamen hem fikiriz. Kendisinin de görüşü bu.”

‘Eksiklerimizi gidereceğiz’

“Lukas Podolski’nin alınmasını hocamıza ben teklif ettim. O da, ‘Bizim için şu anda Podolski çok lüks olur’ yanıtını verdi. Biz de girişimde bulunmadık. Joel Campbell ise genç ve çok iyi, yetenekli bir oyuncu. Ancak şu anda Arsenal’in satış listesinde değil ve kulübü vermiyor. Bizim de olmazı başaracak bir halimiz yok. Ama göreceksiniz, biz mevsim bitmeden yani transfer sezonu sona ermeden önce her halükarda eksiklerimizi gidereceğiz. Şu anda eksiklerimiz var. Ben bugün sahada dahi bunu görüyorum. Benim gibi sizler de bunu görüyorsunuz.”

"11 çilekli bahçe"

"Ben tek çiçekle bahar olmayacağını düşünüyorum. Buna inanıyorum. Sadece Wesley Sneijder ya da iki oyuncu ile olmaz. Takım oyunu ile başarı gelir. Zaten Cesare Prandelli’nin de genel felsefesi takım oyununu oturtmak. Yani 11 çiçekli bir bahçe yaratmak istiyor. Bunu şu anda yapıyor mu? Gördüğüm kadarıyla büyük gayret içinde ama eksiklerimiz olduğu da çok açık. Bir iki bölgede eksiğimiz olduğu herkes tarafından biliniyor. Bir de daha sezonun başındayız. Oyuncular tatilden yeni geldi. Çok kısa bir süredir beraberler. Süper Kupa Finali, bana göre lig için bir örnek teşkil etmez ya da ölçü olmaz. Geçen sene biz Süper Kupa’yı aldık ama ligde 8-9 puanla rakibin gerisinde kaldık. Demek ki Süper Kupa’yı almak illa ki ligde başarılı olunacağı anlamına gelmiyor.”

“TFF’yle çekincemiz var ama...”

“Geçmişe baktığımız vakit Türkiye Futbol Federasyonu konusunda çekincelerimizin olması son derece doğal. Ancak bir de ileriye bakarken ümitli olmak lazım. Umarım bu sezon gerek federasyon, gerekse rakip kulüpler bütün yöntemleri ile beraber sporu sadece kazanmak için değil, gençlerin yolunu açacak, eğitecek onlara iyi vatandaşlık öyküleri anlatacak bir imkan olarak görürler. Ben bu görüşteyim. Galatasaray’a geldiğimiz vakit... Ben hep bunu söylüyorum, Galatasaray’ın istikbali yurt dışında. Kulübün çıkış noktası bu. Ben Galatasaray’ın Avrupa’da daha kalıcı olacağı imkanları hazırlamaya çalışıyorum ve bunu yapacağıma inanıyorum.”

"Fenerbahçe ile buzları eritebiliriz"

"Süper Kupa Finali, Fenerbahçe’yle aradaki buzları eritmek adına bir şans olabilir. Aslında her şey bir fırsat. Oturup bir bardak çay içmek de bir imkan. Genellikle tarafsız sahada oynanan maçların böyle bir imkan yaratacağına inanıyorum. Manisa da aslında manidar bir şehir. Aslında biz bambaşka bir şey için oraya gidiyoruz. Belki de buzların eriyeceği yer Manisa olabilir. Ben kesinlikle kişisel hırs, kin ve düşmanlıkla ilerleyen bir insan değilim. Kimse için şahsi olarak da böyle bir düşüncem yok. Özellikle taraftarlara karşı en ufak böyle bir düşüncem olamaz. Benim her sporsevere karşı, hangi takımı tutarsa tutsun bir sevgim var. Bunu bizim artık kulüpler arasında bu dengeleri yaratarak gözden geçirmemiz ve gerçekleştirmemiz gerekli. Bu açıdan Süper Kupa Finali hakikatten bir imkan olabilir.”

"Bu fotoğraf görevin bir parçası"

“Normalde sahaya inmeyi, pozlar vermeyi sevmem. Ancak bazı gerekler vardır ve onları yapmanız icap eder. Bruxelles maçından önce santrayı yapmam da o günkü görevin parçasıydı. Bunu sevsen de sevmesen de yapacaksın. Bu kez bunu severek yaptık. Belçika benim 40 senemi geçirdiğim bir ülke. Dışarıdaki Türkler’in mantalitesini, ihtiyaçlarını ve neler düşündüklerini çok iyi biliyorum. Yarım asır önemli bir dönem. Türkler’in buraya (Belçika) ilk geldiği günleri çok iyi hatırlıyorum. Madenlerde, en ağır işlerde çalışmak için gelen insanlar ve ailelerdi. Bugün çoğu artık patron oldu burada. Bu değişimi kutlamak gerekiyordu ve Belçika Hükümeti’nin sağladığı imkanı değerlendirdik.

"Onlar üvey evlat değil"

“Kadromuzdan göndermeyi düşündüğümüz oyuncular var. Ancak bu futbolcuları mutlu edecek formülleri bulmak zorundayız. Bu çocukların hepsi Galatasaray’a hizmet etmiş isimler. Yani bugünkü ihtiyaçlarımızı karşılamıyorlar diye onlara üvey evlat gözüyle bakamayız, bu muameleyi yapamayız. Onları mutlu edecek çözümler arıyoruz. Bizim görevimiz de bu zaten. Hem Galatasaray’ın istikbalini doğru dürüst hazırlayabilmek, hem de bize hizmet etmiş oyuncularımıza saygıda kusur etmeden onlara başka yerlerde iş imkanı yaratma felsefesindeyiz.”

Sıradaki Haber
Üst kutu 6
Yükleniyor lütfen bekleyiniz