Fenerbahçe Beko’da büyük bir yenilik yaşanıyor. Obradovic ile başlayan ayrılık rüzgarında takımın temel taşları veda etti. Bir o kadar da önemli isimler kadroya katıldı.
Murat Murathanoğlu, Instagram hesabında Fenerbahçe’deki transfer hareketliliğini yorumluyor. İşte değerlendirmelerinden öne çıkanlar…
| Kaynak : TRT SPOR
Gelenler - Jarell Eddie
Fenerbahçe Basketbol ile anlaşan Jarell Eddie 2-3 oynuyor, bu pozisyonlara göre fiziği iyi, top hakimiyeti kendi pozisyonunu yaratacak kadar iyi değil. Bundan dolayı çembere de rahatlıkla giden bir oyuncu değil. Fundamental eksiği pas verme , asist yapmasını da olumsuz etkiliyor. Ama çok çok iyi bir şutör. Sadece ceza atıcı değil topu bir iki kere yere vurup da şut atabiliyor. Size ve atletizm olarak iyi olduğundan biri bir savunmayı da iyi yapabiliyor. Savunma rotasyonlarında geç kalıyor. Ribaunt konusunda da katkı yapabilir, ama daha iyi ribaundcu olabilmek için herşey mevcut. NBA takımları onun kalıcı bir 3-D olabileceğini düşünüyordu çünkü o kadar iyi bir üçlükçü. Maccabi de uzun yıllar oynayan David Blu gibi olabilir doğru kullanılıp, kritik üçltk şutları da % 40 üzerinde sokabilerse. Blu biraz daha kısa ve biraz daha az atletti ama iki Euroleegue şampiyonluğu kazandı ve kazanırken de önemli katkı yaptı. Bu sezonki kadronun gidişatı bir Obra değil bir David Blatt kadrosu doğrultusunda.
Gidenler - Kostas Sloukas
At, avrat, Yunan guard. Kostas sakatlığı olmadığı, morali yerinde olduğunda esasında Obradoviç`in sisteminde çok verimliydi. 4 Final Four, 3 EL Finali ve bir EL şampiyonluğu. Kostas bizim gibi çok duygusal. Babasının vefatından sonra, Yunan Milli takımıylayken sakatlanması, hazır olmadan Dünya Şampiyonası`na gitmesi ve performansı, ailesinin ona ihtiyaç duyması onun için bundan sonra en doğru yerin evi olduğunu gösteriyordu. Ama burası da onun eviydi, "topu çok tutuyor, takımın hücumdaki akıcılığını bozuyor” gibi eleştirilere rağmen Fenerbahçe taraftarı onu da çok özel bir yere koydu. O da her şeyini verdi. Sakat olup oynayamadığında önemi daha iyi anlaşıldı. Fenerbahçe`ye geldiğinde "kendi takımımı istiyorum" demişti ve Obra buna hep saygı duydu. Ama keşke biraz daha zaman, zaman ikinci oyuna yön veren oyuncu olmayı daha çok benimseseydi. Müthiş maçlar, basketler ve asistlerle unutulmazlar arasında kalplerde yer edindi. Takımdaki uzun rotasyonu sağlıklı olduğunda ki son 16 ayda bu pek olmadı, takım savunmasında bire bir zaaflarını saklayıp basketbol zekasını nasıl olumlu kullandığını gördük. Fenerbahçe için son 5 sezon olmazsa olmazıydı ama artık yok. Yolu açık olsun, ve Türkiye basketbol tarihinde çok önemli bir döneme, tarihe tanıklık yaptığımız bir döneme damga vurdu.
Gidenler - Nikola Kalinic - Valencia’ya gitti
5 sezondur Fenerbahçe orması giyen Kaliniç, 4 Final Four, 3 Euroleague finali ve bir de Euroleague şampiyonluğu gördü. Valencia ile 3 yıllık kontrat imzalamış. Ona başarılar diliyorum, çünkü burada olduğu süre her şeyini verdi. Kötü başladı, hiç bir zaman istikrarlı bir şutör olamadı, ama play-off zamanı geldiğinde eğer sağlıklıysa en verimli Kaliniç`i göreceğinden emindi Fenerbahçe taraftarı. Ancak 2017-18 sezonundan başlayarak sakatlık sorunları yaşadı. Sakat, sakat oynadığı maç sayısı hiç de az değildi. Ama aynı zamanda oyununda da bazı değişiklikler olmaya başladı. Michael Jordan Celtics formasıyla ilk şampiyonluğunu kazanan Ray Allen`ı tebrik etmek için aradığında "Şimdi işiniz zor çünkü görev adamları hucümda daha fazla sorumluluk isteyecek" demişti. Son dönemlerde Kaliniç bana sadece çok büyük bir asker değil, daha fazlası olduğunu ispatlama çabasındaydı gibi geldi. 4/6 üçlük soktuğu deplasmandaki ilk Panathinaikos play-off maçında bana "Kaliniç Larry Bird gibi oynuyor" dedirtmesi evet bazen askerden çok ötesi de olduğunun kanıtıdıydı. Ama onun en etkili olduğu zamanlar oyunun ona gelmesini beklediği anlardı. Unutulmayacaklardan birisi daha yeni denizlere açılıyor, yolu açık olsun.
Gelenler - Kenan Sipahi
Geçen sezon Real Betis ile 23 ACB ligi maçında 21 maç ilk beş başlayan 1.97 metre boyunda 25 yaşındaki Kenan Sipahi 5 sezon aradan sonra tekrar Fenerbahçe Beko`da. De Colo, Westerman, ve Brown gibi yeni oluşturulan guard rotasyonuna uygun fizikte. Türkiye Ligi düşünülerek yapılmış bir transfer çünkü takımın Türk oyuncuya ihtiyacı halen var. Burada önemli soru Kenan son 5 sezonda ne kadar oyununu geliştirdi? İstatistiklere baktığımızda en önemli gelişme beklenen üç sayı yüzdesi (% 26.1 ACB Ligi`nde) ve asist/top kaybı oranında (3.5/2.04) Türkiye Ligi`nde Tofaş, Fenerbahçe, Pınar Karşıyaka ve Beşiktaş yıllarına göre dikkat çekici bir gelişme görünmüyor. ACB Ligi Avrupa`nın en iyi ligi artık bu kesin. Bu rakamlar bizim ligimize uygulandığında daha yüksek olabilir. Obdadoviç zamanında Euroleague`de 19 maç ilk beş başlamış bir oyuncu. Sadece 25 yaşında. Kenan düzgün bir karakter ve kendi muhasebesini yapıp ona göre çalışırsa daha önünde uzun bir kariyeri var. Savunmada faydalı olacaktır, ancak ne kadar kalıcı olacağında belirttiğim eksiklerde göstereceği çaba ve gelişim belirleyici olacaktır.
Gelenler - Danilo Barthel
Nicolo Melli ile mukayese edilmesi normal, çünkü Danilo Barthel benzer özelliklere sahip. Melli`den birkaç santim uzun, onun kadar iyi şutör değil ama pick and pop oyununu iyi oynayan, yüksek basketbol IQ`su olan, boyalı alanda daha etkili, sert, lider bir oyuncu. Melli NBA`e gittiğinde o alınabilseydi geçen sezon daha farklı olurdu. Melli zekasıyla bir çok yeterli olmadığı eksiklerini kapatıyordu, Barthel de öyle ama daha iyi atlet kıtaların önünde daha rahat durabiliyor. Çok iyi bir transfer ve arabanın önemli bir parçası olur. Arabaya yeterli bir motor bulunduğu takdirde ortaya güzel bir sürpriz çıkabilir.
Gelenler - Johnny Hamilton
Fenerbahçe Beko bu sezon iyi hesaplanmış risk almaya mecburdu. Johnny Hamilton bunlardan biri. Daha önce TBL`de oynamış oyuncularla ilgili yeterince risk alınmadığını eleştirenlerden biriydim. Cory Higgins, Anthony Gill, Khem Birch gibi. Hamilton`ın potansiyeli var mı? Var tabii, evet çok tecrübesiz ama o boyda, çemberi koruyan ribaunt alan atletik uzun iyi bir yatırım mı? Evet. Ama ben hiç şut soktuğunu görmedim. Hucüm ribauntları ve smaçlar benim hucümda anımsadığım sadece bunlar. Karakteri düzgünse, çalışkansa ve kafası çalışıyorsa "no problem".Fenerbahçe Beko için farklı ve son 6 yıl görmediğimiz bir döneme giriliyor. Eurocup tecrübesi var ve orada elde ettiği ortalamalara yaklaşması bile iyi bir işarettir. Maurizio Gherardini`nin yetenek belirleme ve Euroleague tecrübesine güvenerek iyi olur 8 santimlik dezavantajı rağmen daha atletik bir Walter Tavares`e olur inşallah.
Gelenler - Edgaras Ulanovas
Edgaras Ulanovas yıllardır bir basamak sonra iki basamak yukarı tırmanmasını beklediğim bir oyuncu. Üç sayı atışları girdiği zaman kendisini gösterebilecek ortamı ve pozisyonları daha kolay yaratıyor. Evindeki maçları daha özgüvenle ve daha verimli oynuyor. Sol tarafından potaya gittiğinde bitirmek için değil daha ziyade özellikle uzunlara "al at" pozisyonları yaratabilen bir oyuncu. Pierre gibi birden fazla pozisyonu savunabilen, rahatlıkla switch yaptırabileceğin bir oyuncu. Post up yapıp oradanda yaratabiliyor. Boyundan daha uzun oynayan, saha görüşü iyi olan, Lituanya ekolünün iyi bir temsilcisi. Üçlük yüzdesi son 4 sezon % 35.4 ile % 45.7 arasında ama üçlüğü yeterince kullanmadığını düşünüyorum. Yeni bütçe için çok iyi bir transfer olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe `Alpha Dog` oyuncuyu doğru bulursa, Ulanovas `Beta Dog` rollerinden birini çok iyi üstlenebilir. Fenerbahçe Beko için hayırlı olsun
Gidenler - Gigi Datome
Bazı oyuncular vardır, değeri istatistiklerle ölçülemez. Blokcu değildir ama en kritik yerde en önemli bloğu o yapar. Asistçi değildir ama en kritik yerde en önemli asisti o yapar. Şutör olarak tanınır ama en kritik yerde en atletik hareketi yapar üstüne de krema olarak havada el değiştirir ve çilek olarak da and1 olur maçı kazandırır. Gigi Datome 5 yılda 1 beyaz sezon, 4 Final Four, 3 Final ve 1 şampiyonluk. Ama esas hafızalarda duruşu, karakteri, kişiliği ve takım arkadaşlığı kalacaktır. İtalyan olabilir ama tam Atatürk`ün sevdiği tıp sporcuydu. Zeki, çevik ve ahlaklı. Tabii bir de özverili; Kaç maç sakatlıklara rağmen elinden geleni yaptı. Türk basketbolseverlere bir sporcu olarak en güzel, en verimli, en gözde yıllarını verdiğin için grazie
Gidenler - Derrick Williams
Güle güle Derrick, yolun açık olsun. Fenerbahçe Beko için büyük umut vaat eden bir transferdi. Ancak davulun sesi uzaktan iyi geliyormuş, çünkü aşı tutmadı. Tamam kabul, işi kolay değildi, çünkü taraflı tarafsız herkesin beğenisini ve takdirini kazanmış Nicolo Melli`nin yerini doldurması bekleniyordu. Melli`de olmayıp ondan olan özellikleri tabii ki vardı, ama Melli`de olup onda hiç olmayanda çok önemli ve Obra`nın sistemi için olmazsa olmaz özellikleri aradık. Kağıt üstünde sayı ortalaması, ikilik yüzdesi, top çalma ve verimlilik ortalaması Melli`ye göre daha yüksek olsa da, oyun planında maalesef yeterli katkı yapamadı. Ne dört ne beş numaranın arkasında duramaması bence takımı en zora sokan eksiğiydi. Ama akıllarda kalacak performansları ve smaçlarını da unutmamak lazım. Valencia`da kalıcı olur umarım, çünkü NBA`de 8 sezonda 6 takımdan sonra, Euroleague de 3 sezonda 3.üncü takımı.
Gidenler - Egehan Arna
Fenerbahçe Beko`da gözden kaçan veya üstünde durulmayan bir veda var. Esas üstünde durulması önemli. Kulüp opsiyonu kullanılarak Egehan`ı serbest bıraktı. 23 yaşında ve 2.03 metre 2015`den beri A takımda ve Obradoviç onu oyuna yön veren bir skorer gibi yetiştirmeye çalıştı. Bojan, Bogdan, Nunnally ve Guduriç gibi. Diğer dört ismin başarı oranları farklı olsa da, hepsi NBA yolunu tuttu. Üçü hala oynuyor, Bojan ve Bogdan çok da iyi paralar kazanıyor ve kazanacak. Şimdi yabancı sayısıymış, şuymuş buymuş bir kenara koyalım. Kenan Sipahi, Berk Uğurlu, ve Egehan gibi bir çok genç niye tutunamadı, gelişmedi ve en azından kaptan Melih kadar gelişmedi ki, kaptan onlara nazaran oyunu daha kalıplaşmış olarak Obra`nın önüne geldi. İzzet Türkyılmaz, Serhat Çetin, Ilkan Karaman, Can Altıntığ, Metecan Birsen, başka da vardır aklıma gelmeyen. Fenerbahçe Beko Avrupa`da marka olmayı sürdürebilmek için Ergi Tırpanlı ile başlayarak mutlaka en azından Avrupa seviyesinde yıldız oyuncu yetiştirmek zorundadır. "Oynayabileceğim yere gitmek istiyorum" diyerek yıldız oyuncu olunmaz maalesef. "Bulunduğum yerde oynayacağım" diyerek olunur.
Gelenler - Dyshawn Pierre
Dyshawn Pierre ile ilgili olarak ilk olarak Maurizio Gherardini`nin çok iyi tanıdığı ve Kanada U-17 ve U-19 (17 yaşındaydı) Milli takımıyla iki Dünya Şampiyonası`nda etkili ve beklenmedik performansıyla NCAA takımlarının geç farkına vardığı bir oyuncuydu. Dayton Üniversitesi`nde 4 sezon ilk beş başladı. Bazı yıllar takımın ilk beş başlayan en uzunuydu. Bu nedenle fiziğine göre ribaund, çember koruma, post up özellikleri daha ön planda olan bir forvet. Birden fazla pozisyonu savunabilir. Switch olunca karşısında nasıl bir oyuncu kalmışsa savunmakta sırıtmaz. Hucumda ise nasıl ve kimlerle kullanıldığı önemli. Geçen sezon Türk Telekom ve Sassari`nin elendiği Burgos maçlarına bakarak @euroleague seviyesinde bir hucüm oyuncusu gibi gözükmeyebilir. Dış şutunu kullanabilecek boş alanı bulabiliyorsa daha etkili. Bulamıyorsa işte o zaman üç saniyeyi iyi kapatan, çemberi iyi koruyan takımlara karşı zorlanabiliyor. Açık alanda, tempolu oyunda, fundamental hareketlerini de ilerlettiği için daha rahat. Fenerbahçe`ye son 7 yılda bu özelliklerde bir forvet gelmedi. Sistemin farklı olacağını, ama savunmanın yine ön planda olacağını gösteren ana değil tamamlayıcı bir transfer
Gelenler - Igor Kokoskov
En büyük handikap olarak Avrupa`da daha önce hiç kulüp çalıştırmamış olması diyebilirim. Ama kötü bir seçim mi? Garanti olmamakla birlikte meyvelerini verebilecek bir kumar olarak görüyorum. İkisi de İtalyan olduğu için adları gündeme geldi belki ama Scariolo ve Trinchieri`ye göre bence ikisinden de başarılı olma ihtimali daha yüksek. 2004 ve 2005 Sırbistan ve Karadağ Milli takımında Obra`nın asistanlığını yapmış olması, Kings de Bogdanovic ile çalışmış olması ve ikisininde Fenerbahçe sevgisinin duygusal desteğin önünde olacağını düşünerek onaylarını da önemli görüyorum. Gherardini`nin onu çok iyi tanıması ve Avrupa tecrübesizliğinin üstesinden geleceğini düşünmesi `de ayrıca benim için önemli. Obra`dan sonra kim gelirse gelsin işi zor çünkü çıta çok yüksek. Ama Yugoslav ekolü ve NBA basketbolu doğru harmanlanırsa ortaya çok güzel bir sonuç çıkabilir. Kim gelseydi sabır ve tam destek şart olacaktı. Kokoskov için de geçerli. Umut vaat eden bir isim olarak görüyorum. Phoenix sezonunu ise çok genç ve tecrübesiz ve yaşanan sakatlıkların altından kalkabilecek genişliğe ve kaliteye sahip olmayan bir kadro olarak değerlendiriyorum. Detroit ile NBA şampiyonluğu, Slovenya ile bir Avrupa şampiyonluğu yaşamış, 24 yaşından beri bu işi yapan birisi gördüklerini, yaşadıklarını ve öğrendiklerini doğru değerlerdirir ve kendisi için altın değerinde olan bu şansa dört kolla sarılır ve inşallah başarılı olur. Obradovic’in efsaneliği tartışılmaz ama son yıllarda inatçılığı ve sisteme olan takıntısı bir miktar eleştiri konusu idi. Zira Avupa basketbolu giderek NBA’e doğru evriliyor, yani sistemden çok 2-3 yıldızın etrafında şekillenen takımlar. Bunun en yakın örneği Larkin’li Efes. Fenerbahçe’de radikal değişiklikler olacağı aşikar ve NBA / Avrupa sentezi bizi farklı bir oyun anlayışına götürebilir. De Colo + Vesely etrafına atletik oyuncularla muhteşem bir takım da kurulabilir bence.