Finlandiya futbolunun efsane ismi Jari Litmanen’i, yeşil zemine ilgisi olan en az 2 kuşak tanır. Ajax, Barcelona, Liverpool ve tekrar Ajax… Peki, Avrupa’nın birçok devinde forma giyen kuzeyli yıldızın neden 40 yaşına kadar emekli olmadığını bilen var mı?

İşin aslına bakıldığında Litmanen, 34 yaşında efsanesi olduğu Ajax’ta jübile yapmaya karar verir. Fakat Finlandiya’ya büyük bir aşk duyan yıldız isim, ülkesinin milli takımının durumunu pek iç açıcı bulmadığı için, kariyerini sürdürme kararı alır. Litmanen, hem kendine hem de ülkesine şu sözü verir:

“Ben, bu takımı sırtlayacak bir potansiyel görene kadar emekli olmayacağım. Ne zaman öyle bir isim çıkar ve ben bu isme güvenirsem, o zaman yeşil zemine vedamı göreceksiniz"

Ve tarihler 2011’i gösterdiğinde futbol dünyasından bir yıldızın daha kayma mevsimi gelir... Litmanen, 35 yaşında karar verdiği emekliliğe 40 yaşında ayrılır. Fakat kafalardaki tek soru şudur:

Ülkenin efsanesi, yıllar önce verdiği sözü kime güvenerek, kime inanarak bozdu?

Litmanen’in Finlandiya futbolunun yeni elçisi olarak gördüğü isimse Teemu Pukki’den başkası değildi. 2010-2011 yılında Helsinki’de beraber forma giydiği genç isim, öyle bir performans gösterdi ki, attığı 18 gol ve yaptığı 10 asistle, Litmanen’e 'artık tamam' dedirtti.



Yine Monchi keşfetti

Finlandiya’da bir liman şehri olan Kotka’da hayata geldi, kariyerine de kentin takımında başladı. 2008 yılında, dünya futbolunun “yetenek avcısı” Monchi tarafından keşfedildi, Sevilla’ya çağrıldı… Soğuk ülkenin adamı, Endülüs’ün sıcağında yapamadı ve 2010 yılında ayazını özlediği ülkesine geri döndü. Orada sergilediği performansla hem futbola hem de ülkesine olan özlemini giderdi, hem de bir efsaneye “artık rahatça çekilebilirsin” dedi. Ayrıca iki de şampiyonluk yaşadı.

Alman devi Schalke 04, Pukki için kapıyı çaldığında, hem Finlandiya’da hem de dünyada herkes yeni bir yıldız doğuyor diye düşündü ama işler beklenen gibi bitmedi.

Schalke ve Celtic serüvenleri, onun adına “çöküş devri” olarak adlandırılırken, Litmanen evinde kara kara düşünmeye başlasa da, Pukki’nin milli takım performansı onu teselli ediyordu.

İskandinav ülkesi ile ilk golünü A Milli Takımımıza karşı 2012’de kaydetti daha sonra da grafiği hiç düşmedi. Celtic, Pukki’nin performansından memnun olmadı ve Danimarka ekiplerinden Bröndby’e kiraladı. Pukki için yükseliş devri burada başladı desek yanılmayız.

Fin forvet, 3 sezon boyunca Danimarka’da adeta hem kendi adında hem de kulübü adına tarih yazdı. 2018’de Danimarka Kupası’nı kazanan Pukki, 3 sezonda 72 kez fileleri sarstı ve Bröndby tarihinin en golcü ismi olmayı başardı.

2018-2019 sezonun başında Norwich’ten aldığı teklif önceki başarısız büyük lig deneyimlerinden dolayı düşündürtse de “bu kez yapabilirim” dedi. İnanıyoruz ki bugün “İyi ki evet demişim” diyordur.

Pukki, geçtiğimiz sezon kanaryalar ile Championship de 29 kez fileleri havalandırdı, hem gol kralı oldu hem de kimine göre dünyanın en üst düzey ligi olan Premier Lig’in kapılarını araladı.

Ada basınında Pukki hakkında “üst düzey liglerin oyuncusu değil” manşetleri atılmaya başlanmıştı bile. Ama o Litmanen’in kendine olan güvenini boşa çıkarmadı. Championship’te sergilediği performansı Premier Lig’e de taşıdı. Ada futbolunun en üst düzey liginde ilk 2 maçında 4 defa ağları havalandıran ilk isim olarak adını Britanya tarihine altın harflerle yazdırdı. Kanaryalar ile ligde 3 maça çıktı 5 gol attı bir de attırdı. Ve ada basınında 3 hafta önceki manşetler 180 derecelik bir açı ile tersine döndü:

“PUKKI IS ON FIRE" 

Kaynak: TRT SPOR