Detay

Cruyff'un hayatına dokunan adam: Jorge Valdano

13 Mayıs 2022 Cuma 21:45 - Son Güncelleme 13 Mayıs 2022 Cuma 21:56  |  Kaynak : TRT SPOR

Hayalinizde öyle birisini canlandırın ki Johan Cruyff'a gencecik yaşında kafa tutsun ama Barcelona'nın Cruyff ile kazandığı şampiyonluklarda da büyük payı olsun. Aynı zamanda Real Madrid için de efsane olsun...

Bir futbol adamı düşünün ki dünya futbolunda hem futbolculuk yaşantısında attığı gollerle hem de yaşadığı şampiyonluklarla büyük izler bıraksın.

Hayalinizde öyle birisini canlandırın ki Barcelona’nın ve Hollanda'nın efsanesi olan Johan Cruyff'a gencecik yaşında kafa tutsun, karşısında dik dursun ama Barcelona'nın Cruyff ile kazandığı şampiyonluklarda da büyük payı olsun ama aynı zamanda Real Madrid için efsane olsun.

Dahası da var efsane ismin yaşadığı ve yaşattıklarının...

Bahsettiğimiz futbol adamı Arjantin'in efsanesi Jorge Valdano...

1986 Dünya Kupası Finali'nde Arjantin, Almanya'yı 3-2 yenerken takımın ikinci golünü atan, o turnuvada Arjantin'in elde ettiği şampiyonlukta büyük pay sahibi olan ama Diego Maradona'nın gölgesinde kalmış bir isimdi Valdano.

Real Madrid'de oynadı 3 yıl. Kısa sürede kulübün 2 La Liga şampiyonluğu, 2 UEFA Kupası şampiyonluğu kazanmasında önemli katkısı olunca da efsaneler arasına adını yazdırdı. Çok sevildi ve kariyerini de burada noktaladı.

Gün geldi Real Madrid taraftarının yıllarca unutamayacağı trajik anların yaşanmasına da neden oldu...

Hiç formasını giymese de; o kulüpte görev almasa da Barcelona'ya iki şampiyonluk kazandıran adam olarak da anıldı.

Ama öyle bir anısı var ki yıllar geçtikçe daha da anlamlı hale gelecek ve hayata dair hepimize önemli mesajlar, dersler verecekti; üstelik bu hikayenin başrolündeki diğer isim de Johan Cruyff'tu.

Tarih: 11.02.1978

Kral Kupası çeyrek finalinde Alaves ile Barcelona karşı karşıya geliyordu. Bir yanda 31 yaşında ve dünya futbolunun önemli bir ismi Johan Cruyff ve diğer yanda da İspanya 2.lig takımı olan Alaves'te oynayan 21 yaşındaki Arjantinli genç Valdano...

Maç içerisinde bir faul pozisyonunda Cruyff hakeme itiraz ediyor ama topu da eline almış ve bırakmıyordu. Haliyle oyun da başlayamıyordu. Kimse ağzını açmıyor ve çekiniyor Hollandalı'dan. Bir kişi hariç; Jorge Valdano !

Valdano, Johan'a yaklaşıyor ve aralarında herkesin şaşıracağı bir diyalog gerçekleşiyordu.

Jorge, ''İstersen sen o topu evine götür, bize de başka bir top ver. Böylece biz de maça kaldığımız yerden devam edebiliriz'' deyince Johan, Jorge'yi kolunun altına alarak yavaş yavaş yürümeye başlar ve O'na ''Senin adın ne?'' diye sorar.

Alavesli genç ''Jorge Valdano!'' diye seslenir. Cruyff da ''Senin yaşın kaç?'' diye sorularına devam eder ama Jorge'nin kendisini pek ezdirmeye niyeti yoktur. Dik duruşuyla ''21'' diye yanıt verir. Valdano, Cruyff'un yanından yavaş yavaş uzaklaşmaya başlarken Cruyff ''20 yaşına gelmişsin ama Johan Cruyff'a karşı nasıl konuşacağını ve davranacağını bilmiyorsun'' der.

Aralarında geçen diyalog burada sona erer ama nereden bilecekti ki Cruyff o gün o şekilde yaklaştığı genç sayesinde Barcelona'da iki şampiyonluk kazanacak; bir başka zaman da El Clasico'da o gencin takımına 5-0 yenileceğini...

NOT: Çeyrek Final eşleşmesinde ilk maçta Alaves'e 1-0 kaybeden Barcelona rövanşı 2-0 kazanarak turu geçen takım oldu

Tarih: Nisan 1992

13 Nisan 1992'de Jorge Valdano Tenerife'nin başına teknik direktör olarak geçti. O sezon Real Madrid, Barcelona'yla girdiği yarışta şampiyonluğa giderken son hafta rakibi Tenerife'ydi. 

7 Haziran 1992'de oynanan 38.hafta maçında Real Madrid için herşey güzel başlamıştı. Önce Hierro ardından da Hagi'nin golleri gelince Real Madrid taraftarları şampiyonluk şarkıları söylemeye başlamıştı. Diğer maçta Barcelona'ysa Atheltic Bilbao'yu konuk ediyordu. Katalanlar o maçı kazanmıştı kazanmasına ama takımın başındaki Cruyff bir zamanlar ''Senin adın ne ?, Kaç yaşındasın?'' dediği Jorge Valdano'nun eline bakıyordu şampiyon olmak için.

Jorge Valdano'nun takımı 2-0 yenik duruma düştüğü Real Madrid karşısında maçı çevirdi ve sahadan 3-2 galip ayrıldı. Bu da eski takımı Real Madrid'in şampiyonluğu kaybetmesi, Cruyff'un da şampiyon olması anlamını taşıyordu.

Belki bambaşka bir kariyer yolculuğunu sürdürecek olan Real Madrid Teknik Direktörü Leo Beenhakker'in de kaderini etkileyen bir sonuç oldu. Görevden alınan Hollandalı teknik adam Grashoppers, Suudi Arabistan, Meksika, İstanbulspor şeklinde devam eden bir kariyer yolculuğu sürdürdü.

Birilerinin hayatına daha belirgin şekilde dokunmaya başlamıştı Arjantinli Valdano. Futbolculuk döneminde yaptıkları, teknik direktörlük ve yöneticilik döneminde yapacaklarının teminatıydı ama fazlası vardı.

Ama Cruyff ile Valdano arasındaki hikaye bu kadarla kalmayacaktı. İlk kez 25.04.1992'de karşılaşmıştı iki futbol adamı. Tenerife, Barcelona'yı da 2-1 yenmişti o sezon. Ama daha da ilginç olan belki de tarihte bu kadar büyük rastlantının yaşanmayacağı bir hikaye daha vardı ertesi sezon.

Real Madrid bu kez Benito Floro yönetiminde şampiyonluğa gidiyordu. En yakın rakibi yine Cruyff'un Barcelona'sıydı. Son haftaya Real Madrid 57-56 önde girdi. Bir deplasman vardı 38.haftada şampiyonluk için ve o deplasman yine efsane futbolcusu Valdano yönetimindeki Tenerife deplasmanıydı. Cruyff şampiyonluk yaşamak için yine o adamın kazanmasını bekleyecekti. Ve o Real efsanesi  Valdano bir kez daha şampiyonluktan etti Real Madrid'i. Tenerife, Oscar Dertycia ve Chano'nun golleriyle maçı 2-0 kazandı.

Johan Cruyff üst üste 3.şampiyonluğunu kazandı ama bunlardan ikisi Valdano'nun takımının son hafta Real Madrid'i yenmesiyle geldi.

Üzmüştü Jorge, Real taraftarlarını... Futbolculuğunda yaşattığı mutlulukları teknik direktör olarak da yaşatmak istiyordu ve belki de bu yüzden üzmek durumundaydı... 

1993-1994 sezonunu da Tenerife'de geçiren Jorge Valdano ne Real Madrid'e, ne de Cruyff'un Barcelona'sına boyun eğmiyordu. 2,5 sezonda 10 kez karşılaştığı Barcelona ve Real Madrid'e toplam 3 kez kaybetti. Cruyff O'nu mağlup edebilmek için 2 sene bekledi.

1994'ün Temmuz Ayı'na gelindiğinde artık Valdano- Real Madrid birlikteliğinin zamanı gelmişti. iki kez şampiyonluğunu elinden aldığı Real Madrid taraftarlarına bir şampiyonluk borcu vardı.

Kararlıydı Valdano... En büyük hayalini gerçekleştirmek istiyordu. Bunu fazlasıyla başardı. Üstelik yıllarca unutulmayacak bir El Clasico zaferini de Cruyff'a karşı kazanarak.

1994-1995 sezonunda Real Madrid Valdano yönetiminde şampiyonluğa uzandı. 

Tarihler 07.01.1995'i gösterdiğinde Santiago Bernabeu'da Real Madrid, Barcelona'yı 5-0 mağlup etti. Ivan Zamorano 34 dakikada hat-trick yaptı ilk yarıda. Valdano ve Cruyff'un gözünde belki de maç sonunda 1978 Şubat'ı canlandı. İlk karşılaştıkları an, aralarında yaşanan gergin diyaloglar ve yıllar içindeki hikayeleri… Sonraları yıllar geçtikçe iki futbol adamı yakın dost oldular. Gün geldi tebessümle andılar o günleri ama Cruyff başta olmak üzere hikayeyi bilen herkes de bundan güzel bir ders çıkarmıştı. 

Teknik direktörlük kariyerleri boyunca iki isim 8 kez karşı karşıya geldi. Her ikisi de üçer galibiyet aldılar.

1994-1995 sezonunda sadece şampiyonluğu ve tarihi El Clasico'yu kazandırmadı Valdano Real'e... Belki bunlardan daha değerli birşeyi daha armağan etti hem Real'e hem de Dünya Futbolu'na; RAUL GONZALEZ !

Raul'u A takıma çıkardı ve O'nu Dünya sahnesine sundu. Raul, Valdano'ya o kadar hayran ve minettardı ki ilk oğlunun adını Jorge koydu. 

Valdano 1996 Ocak'a kadar Real Madrid'in başında kaldı. Ertesi sezon Valencia'yı çalıştıran Valdano'nun kariyerindeki nadir sorgulandığı konulardan biri Luis Enrique ile yaşadığı sorunlar ve O'nun Real Madrid'den Barcelona'ya bonservissiz transfer olmasına neden olmasıydı.

2000 yılında Real Madrid'e Sportif Direktör olarak dönen Jorge Valdano kulübe sayısız yıldız futbolcu kazandırdı. 11 yıl boyunca sportif direktörlük ve kulüp müdürlüğü yaptığı Real Madrid'de ipini çeken adamsa Jose Mourinho oldu. Bugünlerde Valdano'ya Mourinho'yu soranlar halen bir dokunup bin ah işitiyorlar. 

Hatta yakın zamanda Valdano, Mourinho için egosunu yönetemiyor diyerek şu sözleri söyledi: ''Şayet Guardiola Mozart ise, Mourinho ancak Salieri olur. Eğer Mozart hiç olmasaydı belki iyi bir müzisyen olabilirdi''.

NOT: Salieri, Mozart ile aynı dönemde müzisyen olan ancak sürekli olarak O'nu kıskanan ve aşağı çekmeye çalışan kişidir
 

Sıradaki Haber
Don Carlo'ya saygı kuşağı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz