Fenerbahçe'nin ilk yarıda maçı koparması, karşılaşmanın ikinci yarısında da tatile çıkabilirdi. Tehlikeden uzak rölanti oyun devrenin golsüz geçilmesine neden oldu.

Savunması ağır Kayserispor ise topu ileri taşıyabilirse tehlikeli olabilecek bir görüntü çizdi. Bu anlayış da maçın 58'inci dakikasına kadar sonuç getirmedi.

Yine de ilk yarıda Fenerbahçe, ikinci yarıda bulduğu gol sayısına ulaşabilirdi. Hareketli forvetleri, önde baskısı ile sarı lacivertliler, uzaktan vuruşlarla sonuç almaya çalıştı. Özellikle Cristian, geçen haftaki gamsız halini affettirmeyi amaçlar gibiydi.

Alves'in yokluğunda görev alan Bekir de az fırsat bulmasına rağmen kendisini hazır tuttuğunu gösterdi. Böylesi futbolcuya ancak "helal olsun" denir.

Fenerbahçe'nin ikinci yarıdaki oyunu karşılıksız kalmadı. Golden başka bir şey düşünmeyen, maçın kopmasına rağmen iştahından bir şey kaybetmeyen sarı lacivertliler, Ersun Yanal takımlarının makus talihini yaşamayacaklarını açıkça gösterdi. Daha önce görev aldığı takımlarla iyi başlangıç yapan ancak sonunu bir türlü getiremeyen Yanal, bu kez geniş kadronun nimetlerinden faydalanıyor. Ayrıca Yanal'ın oyunun sıkıştığı anlarda yaptığı Kuyt, Emenike, Webo, Sow dörtlüsünü aynı anda sahaya sürmek şeklindeki "şapkadan tavşan çıkarma" numarasına da gerek kalmaması da altı çizilmesi gereken bir not.

Fenerbahçe'yi korkutucu yapan sadece toplam 43 golle ulaştığı 41 puan ve en yakın rakibi Galatasaray'a attığı 8 puanlık fark değil. Yüksek temposu ve bu temponun artarak sergilenebileceğine yönelik verdiği ışık. 

Faruk Mutkan
www.trtspor.com.tr
@FarukMutkan