Futbol

Ünal Karaman sessizliğini bozdu

29 Mart 2014 Cumartesi 14:40 - Son Güncelleme 30 Mart 2014 Pazar 15:31

Ünal Karaman, TRTSPOR’da yayınlanan "İşte Goool" programında konuştu.

Trabzonspor Kulübü eski Sportif Direktörü Ünal Karaman uzun süren sessizliğini TRTSPOR’da yayınlanan "İşte Goool" programında bozdu.  Ünal Karaman, gündemi değiştirecek açıklamalarda bulundu.

İşte o çarpıcı röportaj;

Trabzonspor’dan ayrılığım beni yıprattı, arınmaya çalışıyorum

Ekim ayında yollarınız Trabzonspor ile ayrıldı. O tarihten bu yana Ünal Karaman neler yapıyor?

Çocuklarımla ilgilenme fırsatım oldu. Aileme biraz daha fazla zaman ayırma fırsatım oldu. Hepsinden öte kendime biraz daha zaman ayırma fırsatım oldu. O anlamda şu an dinleniyorum. Bizim işimiz çok stresli çok yıpratıcı. Bir de Trabzon’un son ayrılışı biraz daha benim için yorucu oldu. Biraz daha yıpratıcı oldu. O psikoloji ile beraber tekrar sporun içerisinde olmayı çok daha uygun doğru görmedim. Arınıyorum, zihnimizi temizlemeye çalışıyorum. Trabzonspor’da fikirsel manada bazı ayrılıklarımız oldu. O anlayışa da saygı göstermeniz icap edecek ama sizin olduğunuz ortam içerisinde de yüreğinize ters düşmüş olacaksınız. Böyle bir tezatı yüreğimle kabul edemem. O bana daha ağır gelir. Onun için böyle bir veda söz konusu oldu.

İstifa ettim desem boyum uzamayacak, görevi ‘bıraktırdım’ diyen başkan mutlu olsun 

Camiada kırgın olduğunuz kimse var mı?

Yok. Öyle bir kırgınlığı sırtımızda bir yük olarak taşımayız.

Ayrılığınızdan sonra kulübün sitesinden bir açıklama yapıldı ve sizin istifa etmediğiniz Başkan Hacıosmanoğlu’nun talebi doğrultusunda gönderildiğiniz yazıldı.

Burada o bıraktı ben bıraktım. O bıraktırdı, Ünal hoca bıraktı davasını bende çok kısır çekişmeler bunlar. Başladığımdan çok kısa bir dönem içerisinde, benim düşündüğüm, hayal ettiğim ölçünün çok daha farklı şekli ile gerçekleşti olaylar. Bu durum zaten bende zihinsel manada bir yorgunluk yarattı. Kulüp içindeki profesyoneller, çalışanlar, bize yakın insanlar da dahil herkes biliyor konunun ne olduğunu. Yoksa ben istifa ettim görevi ben bıraktım dediğim anda boyum biraz daha uzamayacak. Başkan ‘ben bıraktırdım’ diyorsa zaten o tarza o kültüre alışkın insanlar. Eğer birileri ‘ben bıraktırdım’ diyerek mutlu olma gayreti içerisinde olacaksa o mutluluğu ben insanların elinden almam.

İşlerin iyi gitmediği zaten ortada herkes görüyor

Camiada çok seslilik var. Yönetim kurulundan bazı isimler Hacıosmanoğlu’nun yönetimini beğenmiyor. Kırgın ayrılan futbolcular oldu. Teknik heyetten ayrılanlar oldu. Siz ayrıldınız. Bu Trabzonspor camiasının içinde gözle görülür bir kaos var. Siz kulübün iyi yönetildiğini düşünüyor musunuz?

Şu kadarını söyleyeyim, zaten işlerin iyi gitmediği, iyi olmadığı açıkça net bir şekilde ortaya çıkıyor. Trabzonspor büyük bir camiadır. Bu sorunları aşar mı? Bunların çok çok daha fazlasını aşar. Benim şahsımla alakalı zaten mevcut sorunları düzelteceğiz diye biz oraya gittik. Ama bazen uymaz, bazen tutmaz. Siz okyanusu önlerine koymak istersiniz, bazen derelerle uğraşılır. O da insanlarda fikir ayrılığına götürebilir. Herkesin ufku düşünebileceği kadardır. Ben anlayışla karşılıyorum. Ben kendi adıma diyorum ki hakkımı helal ediyorum. Ötesi varsa bu dünya diğer tarafa bırakırız. Hesap gününe bırakırız.

Trabzonspor’da emeklerimin karşılığını aldım mı? Hesabı diğer tarafa kalır

İstifa ettikten sonra bir açıklamanız oldu. İyi bir idareci rolü oynamaya çalıştım dediniz.  Size söylenenler yapılmadı mı? Siz istediklerinizi yapamadınız mı? Problem neydi?

Eğer siz futbolun patronu Ünal’dır deyip de öyle bir başlangıç yapıyorsanız, göreve başladığım ilk günden bana işte bu görev için başka arkadaşa söz verdik, bu konu için bir arkadaşa söz verdik tarzında bir yapı içine giriyorsanız kurumsallıktan bahsedemeyiz. Trabzonspor değerleri, kişisel değerlerin çok üzerindedir. Bir kez daha Trabzon’un akil insanlarının net bir şekilde olayı sorgulaması, Trabzonspor’u sorgulaması gerekiyor.  1990 yılında Trabzonspor’a geldiğim andan itibaren de paraya satmadım. Paraya değişmedim. Trabzonspor’da 9 yıl profesyonel oynadığım dönemde de Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş  dahil olmak üzere transfer teklifleri aldım. Ama para benim için hiçbir zaman ön planda olmadı. Paraya satmadım. Trabzon insanını sattırmadım.  Bugün geriye dönüp baktığınızda bunun karşılığını aldım mı dersiniz? Onun yargılaması, hesabı diğer dünyaya kalır.

Takımın başına geçmem için artık çok geç 

Trabzon’un başına geçmek ister misiniz?

Hayatın her anı zamanlama ise zamanlamalar çok önemlidir. Dolayısıyla Trabzonspor ve Ünal o zamanlamayı geçmiş, zamanda kaybetmiştir. Profesyonelliğin içerisinde elbette öyle bir teklifte olabilir. Ama bir kez daha üzerine basarak söyleyeyim, o zamanlama hem Trabzonspor açısından hem Ünal açısından heba edilmiş bir zamandır.

Kavganın içine girersem seviye alçaltırım ama bana yakışmaz

Kimseyi kırmak istemiyorsunuz. Sözlerinizden o anlaşılıyor Kırmak değil bu benim inanın, samimi olarak samimi hislerim. Ben bireysel kavgalar, kişisel kavgaları çok çok dışarıda bıraktım. Yoksa kavganın içerisine girmiş olsaydım. Eğer seviyeyi alçaltma pozisyonuna girmiş olsaydım, çok farklı şekilde o seviyeyi alçalta bilirdim. Onu da kendime yakıştıramam. Yakıştırmamda. Ben bu söylediklerimle siz yetinin. Bunu yeterli cevap gibi algılayın. Yeterli cevap gibi görün.

Mustafa Reşit Akçay’dan sonra teknik direktörlük yapmam benim ayıbım olur

Mustafa Reşit.Akçay ile aranızda problemler olduğu söylendi.Transferler konusunda anlaşmazlığa düştüğünüz, futbolcuları kadroya alıp almama konusunda da  fikir ayrılıkları yaşadığınız  konuşuldu.

Ben Allah’a inanırım. Ortada Kur’an vardır dersiniz. Kur’an’a el basarsınız. Ben birileri gibi erkeğim deyip de adamım deyip de öyle görüntü vermeye çalışan insanlar profilinden çok farklı bir insanım. Ben yok diyorsam yoktur.  Mustafa hocayla bir kez oynatacağı oyuncu ile ilgili, oynatacağı sistemle ilgili asla kıracak dökecek şekilde bir söylemim olmadı. Ne de işine karışırım. Bana gelipte o anlamda ‘öyle mi oynar, böyle mi oynar’ dediklerinde Mustafa hocayı koruyacak şekilde önünde set olmuşumdur. Bunun daha başka izahı olabilecek bir cevabı olabilir mi size. Şu kadarını da söyleyeyim, M.R.Akçay’dan sonra benim Trabzonspor’a teknik adam olmuş olmam demek o benim ayıbım olur. Ben Mustafa Hocanın işte insanların anladığı düşündüğü manada, ayağını kaydırıp da yerine geçecek pozisyonundaysam, insanların beni hiç tanımadığının açık ve net bir göstergesidir. Ben oraya genel direktör. Futbolun direktörü diye geldim. Mustafa Hoca teknik direktördü. Ben o şartları o şekilde kabul ederek geldim.

Peki konuştunuz mu hoca ile istifa sonrasında?

Kararının hayırlı olmasını ifade ettim tabi ki. Bu bir karardır. Nasıl ben veda ettiğimde sarıldık, vedalaşmışsak. Onda da ben uzakta olduğum için bir kararı vardır almış olduğu onu hayırlı olsun demekten öte bir yol geçmez.

Şenol Hocanın’ hasta ve yorgun’ imajını temizleyelim dedim yanlış anlaşıldı

Şenol Güneş ile çalıştığınız dönemde, ayrılık kararı verdikten sonra ’ben artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum’ sözünüz çok konuşuldu, çok dikkat çekti. Tam olarak o zaman ne hissetmiştiniz o zaman?

Şenol Hoca, Kore’den geldiği dönemde ben sportif direktör olarak çalışıyordum. Hocamız geldiğinden belli bir dönem içerisinde de yine sportif direktör gibi çalıştım. Ama benim milli takımlardaki çalışma ortamında neler yapabileceğimizi Şenol Hoca bildiği için sahanın içerisinde olmamı çok arzu etti. O benim için çok tercih edilebilecek bir konu değildi. Teknik direktör yardımcısı gibi de Trabzonspor’da görev yaptım. Şenol Hoca da yorgun olduğu, hasta olduğu ve işi bırakma boyutuyla ilgili bazı söylemleri oldu. Ben de hocamızın bu nokta içerisinde o şekilde bir devamı ben uygun görmedim. Ben şunu söylerim, bazen insanlar futbolcuyken güzel şeyler yaparlar. Hocayken çok güzel şeyler yaparlar. Zamanı gelince de bırakmasını bilmek gerekir. Yapacaklarınızı yapmışsınızdır. Bugün o gündür. Bugünü kaçırma dedim. En azından bu söylemlerden sonra kaçırma. Ona göre bir özel sözleşme yapalım.  Abi gibi gel başımızda ol. Dilediğin zaman antrenman istiyorsan antrenmana çık. Sahaya istiyorsan sahaya çık. Bir ay sonrada gerekirse ben kendimi atayım kenara tekrar çekileyim. Ünal yapamadı, beceremedi desinler. Senin için yorgundu, hastaydı bırakacaktı demesinler imajını temizleyelim dedim. Orada da fedakarlık söz konusuydu ama insanların algılamaları tamamen farklı yönde oldu. Burada Şenol Hoca’nın ayağını kaydırmaya çalışan bir insan gibi algılandım. Böyle bir düşüncenin içinde olmam söz konusu olmaz. Aradan bir 4-5 ay geçtikten sonra paylaştığımız özelleri kısmen hocamızda yaşadı. O üzgün halini o yorgun halini gördükten sonra ona tekrar yani bunları söylerken de utanıyorum ama ‘Ben dememiş miydim?’ mantığını çok doğru bulan insanlardan değilim.  Burada gönlümden çok şeyler açmak istiyorum, çok şeyler dökmek istiyorum. Ama bir şeyleri de çok fazla kendime yediremiyorum. Kendime yakıştıramıyorum. Onun için burada durmasını çok doğru buluyorum. Yoksa işin özünde ben şarkıyı türküyü istediğim yerde istediğim zaman istediğim şekilde de söylerim.

Trabzon’un mevcut durumuna baktığınız zaman 4. Sırada ama alt taraflardaki takımlarla arada çok fazla bir puan farkı yok.

Transferleri Ünal alıyor, malıyor diye konuşuluyor. Gelen oyuncu gelir. Canlı izlemişsem canlı raporunu. İzlememişsem kendi teknik kadromuzdaki hocalarında dahil olmak üzere hepsinin olduğu ortam içerisinde konuşuruz. Böyle bir oyuncu geldi, önerildi. Bunlar kasetleri. Lütfen bakın inceleyin. Araştırın. Fikrinizi benimle beraber paylaşın ona göre yönetime raporumu sunacağım derim. Bütün oyuncularla ilgili. Ondan sonra siz kalkacaksınız, orada onu konuşuyorlar burada bunu konuşuyorlar. Delikanlı adam yiğit adam utanır. Erkekse bunu konuşan erkekliğinden utanır. Adamım deyip sokakta gezmez. Siz neden bahsediyorsunuz. Adalet adına Trabzonspor’un 1 lirasını heba etme anlamında olayın içerisinde imzam olursa o gün ben Allah benim canımı alsın diyorum.

Düne kadar inşaat yapan, baraj yapan bugün futbol patronu oluyor

Ben futbol insanıyım. Futbolun içerisinde hamuru yoğrulmuş benim. Teknik manada da futbolculuk manasında da. Gelirken futbolcunun antrenman yapıp yapmak istemediğini anlarım, gece uyuyup uyumadığını anlarım. Ben onun ruhundan gelmişim çünkü. Siz kalkacaksınız, dün orada inşaat yaparken, baraj yaparken, ihale almışken, gazetecilik yaparken bugün futbolun patronu olmuşsunuz, futbolu konuşuyorsunuz. Nerede futbola sahiplenecek insanlar? Kimse bana Türk futbolunu düşünen insanlar var, o insanlar onla uğraşıyor diye inandıramaz. Hepsi gününü gün etsinler, hayatlarını yaşasınlar.

Hami ile neden sezon sonuna kadar devam ediliyor yapsınlar 5 yıllık sözleşme

Şu an takımın başında Hami Mandıralı var. Sezon sonuna kadar böyle devam edileceği konuşuluyor. Hocayı başarılı buluyor musunuz?

Bu Trabzonspor kulübünün alacağı bir karardır. Trabzonspor kulübüne Hami çok değerli hizmetleri olmuştur geçmiş dönemde. Hocalığı yakışmaz mı elbette güzel durur yakışır. Ama Trabzonspor doğru bir mantıkla doğru bir silsile ile gelmedi. Hami ile niye sezon sonuna kadar devam edilecek? Eğer sen bir yapılanma ile beraber samimi bir güçle beraber, eğer yetenek inancı ile bir şeyler yapıyorsan, 5 yıllık yap sözleşmeyi. Ama senin öyle bir inancın yok sen günlük işleri kurtarayım çabasındasın. Hami hoca başarılı olursa biz onu destekledik başarılı olmazsa işte biz o şansı ona şans verdik deyip kendine zaman kazandırma gayreti içerisinde oluyorsan, bir mantık olmaz.

Fenerbahçe maçından sonra Trabzonspor’un aldığı ceza ders olacaktır

Fenerbahçe maçında istenmeyen olaylar yaşandı ve 6 maç seyircisiz oynama cezası aldı. Tahkime gitti Trabzonspor. Bu cezayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Suç varsa ceza vardır. Bu son derece doğal karşılıyorsun. Futbolun patronu TFF ve kurullarıysa almış oldukları kararı son derece anlayışla karşılamanız gerekecektir. Burada önemli olan şudur. İnsanların kavgayla bir yere varamayacağını anlamak gerekiyor. Denize bir taş atıyorsunuz halka yavaş yavaş genişliyor. Bugün Trabzonspor ceza alıyorsa yarın X bir kulüp ceza alır. Bizim Trabzonspor olarak, diğer kulüplerle birlikte bunu bir ders gibi algılamamız lazım. Belli bir taraftar kimliği, profili oluşturabilirsek  başarı elde ederiz. Yoksa bugün orada sahaya attığın, yabancı madde atan taraftarı bir çok kulüp kendi bünyesinde barındırıp da cebine biletini koyup da 300-500  adam aman bana kötü tezahürat yapılmasın mantığıyla beraber Türk sporunu yönetmeye yönlendirmeye kalkarsanız, zaten bir şekilde bumerang gibi olaylar dönüp sizi bulacaktır. Bundan kaçış yoktur.

Taraftarlarda başkanların yöneticilerin açıklamaları bizi geriyor diyorlar.

Gerilmesinler. Benimde gerileceğim birçok konu oluyor. Kendimi olabildiğince sakin tutmaya alışıyorum. Böyle profesyonel manada çalıştığım, görev aldığım dönemler içerisinde. Oraya talip olan insanlar, böyle gerilmezler. Düzgün işler yaparlar. Taraftarı germezler. Ortada bir saha var. Çıkıyor insanlar mücadele veriyorlar. Güçlü olan kazanıyor. Güçsüz olan o günün şartlarına kötü hazırlanan bir daha ki maça kendisini hazırlıyor. Taraftarın o söylemi varsa hani sandık diyorlar son zamanlarda sıkça bahsedilen bir konu var. Geren insanlar varsa seçime gidilir. Ortalığı germeyen insanlardan yana oy kullanılır.

Bu sene Fenerbahçe şampiyon olacaktır

Sezonun en güçlü şampiyonluk adayı kim?

Fenerbahçe çok ciddi bir avantaj elde etmiş durumda. Bu vakitten sonra da kolay kolay bırakmaz gibi geliyor ama futbolda her türlü şeyin yaşanabildiğini biz geçmiş dönemlerde çok tecrübe ettik. Biz Trabzonspor olarak tecrübe ettik. Bugün Fenerbahçe’nin bu vakitten sonra çok fazla şampiyonluğu bırakacağını düşünmüyorum.

Sıradaki Haber
Üst kutu 6
Yükleniyor lütfen bekleyiniz