Hatırlayacağımız üzere 2018 yılı devre arasında takımın başına getirilerek adeta bir enkaz devralan koç Ergin Ataman, sezonu da Türk Hava Yolları Avrupa Ligi'nde son sırada tamamlamıştı. NBA'de o yılları kasıp kavuran Golden State Warriors efsanesini yaz kampında ziyaret eden ve bizzat içlerinde bulunarak antrenman yapısından oyuncu kadrosuna her şeyi deneyimleyen koç Ataman için o yaz dönemini 'herşeyin başladığı zaman' olarak nitelendirebiliriz.

Avrupa'da hakim olan yarı saha üzerinden başlayan ve set hücumları üzerinden oynanan basketbol tarzı yerine NBA'de Golden State Warriors'ın başını çektiği tam sahadan başlayıp, dış atış tehdidi üzerinden oynanan "pace-and-space" oyun tarzını Avrupa'da uygulamaya başlayan koç Ergin Ataman, rakiplerine nazaran düşük bütçesine rağmen 2019 yılından itibaren Euroleague'i domine etmeyi başardı. Oyuncular ile iletişim konusunda da Avrupa'da en iyilerden olan koç Ataman; Micic, Larkin gibi o dönem bu kadar ön planda olmayan oyuncuların da oyun kalitesini 2 perde yukarı çekti ve bu sayede Anadolu Efes, Avrupa'nın en korkulan takımlarının başında gelmeyi başardı.

Türk basketbol tarihinin en büyük maçlarından birine çıkacak olan Anadolu Efes'te takımın artı ve eksilerine göz atacak olursak, takımda final maçı öncesi tek ve en önemli eksik; son periyotlardaki istikrarsız performanslar. Real Madrid serisinin son 3 maçında başlayıp Cska Moskova karşısında da nükseden bu sorunun kaynağının form grafiği veya fiziksel etmenler değil psikolojik olduğu oldukça aşikar. Öyle ki ilk üç periyotta şov yaparak farkı 15 sayının üzerine çeken Anadolu Efes bu 4 maçın tamamında rakip takımı son periyotta oyuna dahil ederek malesef kendini zora soktu.

Final maçı öncesi bu konuya değinen koç Ataman, bu kriz anlarında çözüm adresi olarak Shane Larkin'i gösterdi. Ne olursa olsun topun sahibinin Larkin olacağını vurgulayan deneyimli koç böylece karşılaşma öncesinde de yıldız oyuncu ile arasındaki buzları eritmiş oldu. 2019' dan bu yana takımın bu olağanüstü yükselişinde en önemli karakter olan milli oyuncumuz Shane Larkin'in bu maçta özellikle de ilk iki periyotta bulacağı dış atışlar çok ama çok önemli. Rakip takımın savunma organizasyonlarını bulduğu inanılmaz üçlüklerle felç etmesiyle bilinen milli oyuncumuz, bu maçta da ofansif anlamda en kilit isim konumunda.

Sakatlık problemi olmayan temsilcimizin bir diğer önemli kozu da Mirotic ile girdiği MVP mücadelesini sürpriz bir şekilde kazanan Vasilije Micic olacak. Yarı finalde Cska Moskova karşısında ilk üç periyodu domine eden Sırp guard, son çeyrekte yaptığı basit hatalar ve yanlış top tercihleri ile maçın son anlarında takımını yalnız bırakmış ve Cska Moskova'nın 21 sayı gibi muazzam bir farktan geri dönüşünde önemli etkenlerden biri olmuştu. Skor ve asist yükünü Larkin ile birlikte çekmesini beklediğimiz Micic'ten beklentimiz maçın belli bölümlerinde değil 4 periyot boyunca gerçek bir MVP oyunu sergilemesi olacaktır.

Her ne olursa olsun skor opsiyonları Barcelona'dan daha çeşitli ve daha formda olan temsilcimiz maça bir adım önde favori olarak çıkıyor desek yerinde bir tabir olur. Rakip takım Barcelona'nın beyni olarak nitelendirilen, Euroleague'in Micic ile birlikte en önemli pasörü olan Yunan guard Nick Calathes'in de maç öncesinde sakat olması bizim hanemize yazabileceğimiz önemli artılardan.

Final maçı öncesi basın toplantısında rakip koç Jasikevicius'un dediği ''Milano'ya yaptığımız kötü savunmayı Efes'e yaparsak Efes biletimizi keser'' cümlesi kesinlikle çok yerinde bir tespit. Eğer olağanüstü bir gelişme olmaz ve son periyot kazalarına yenisini eklemezse formda bir Anadolu Efes takımı minimum 10 sayı farkla Barcelona'yı geçer.

5 yıldır final gördüğümüz ancak sadece 1 kupaya ulaştığımız Euroleague serüveninde yürekten inanıyoruz ki koç Ergin Ataman ve öğrencileri Avrupa'nın bu en büyük kupasını yeniden ülkemize getirecek ve bizleri de bir kere daha gururlandıracaktır.