Detay

Hikayenin sonu

08 Ağustos 2021 Pazar 15:08 - Son Güncelleme 08 Ağustos 2021 Pazar 16:40  |  Kaynak : TRT SPOR

Bir şehrin en büyük umudu, mutluluğu, kahramanı... Bir şehrin gelmiş geçmiş en büyük efsanesi... Futbol, tarihi boyunca gördüğü en unutulmaz birlikteliği yitirdi. Lionel Messi ve Barcelona'nın öyküsü mazide kaldı.

Tam 17 yıl önceydi, bir Ekim akşamıydı.

Barcelona lige oldukça iyi bir başlangıç yapmış, arka arkaya galibiyetlerle sezonun ilk çeyreğinde zirveye tutunmuştu.

Milli ara dönüşü Espanyol deplasmanına çıkan Katalanlar, oldukça zorlansalar da Deco’nun golüyle skor avantajını yakalamış ve son 10 dakikalık dilime girilmişti.

Frank Rijkaard önce sahaya baktı. Deco yorulmuştu. Sonra kulübeye döndü. Gözüne bir genç çarptı.

82. dakikada oyun durdu. Dördüncü hakem, 20 numaranın işaretlendiği tabelayı havaya kaldırdı. Deco oyundan alındı.

Ve dünya futbolunda bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı…

Diego Armanda Maradona’dan bu yana Barcelona’nın ‘kralları’ genellikle Brezilyalı futbolcular oluyordu.

Romario, Ronaldo, Rivaldo gibi starlara dönem dönem Figo ve Kluivert eşlik etmiş, 2000’lerin ortasında bayrağı devralma sırası Ronaldinho’ya gelmişti.

Sambacı, taraflı tarafsız pek çok futbolsever için dünyanın en iyisiydi. Barcelona’nın döneme damga vurmuş en büyük simgesiydi. “Ronaldinho öyle topçuydu” diye anlatılan hikayeler var ya hani…

Santiago Bernabeu’da ayakta alkışlanacak, Asya’dan onu izlemek için turlar kalkacak, bütün dünya Ronaldinho’nun keyfini sürsün diye maç saatleri düzenlenecek… Öyle topçuydu işte.

Ronaldinho’dan Barcelona tacını almak imkansızdı. Kim ne yaparsa yapsın bu takım ‘Ronaldinho ve diğerleri’ diye anılacaktı. Spot ışıkları onun üzerinde olacak, etrafındaki herkes ona yardım edecekti. Gölgesinde kalabileceği kimse yoktu.

Ta ki Messi ortaya çıkana dek…

Henüz genç takımdayken “Bana göre dünyanın en iyi kulübündeyim” diyordu Leo. “Hayalim bu takımın en iyisi olmak, bu takımı en iyisi yapmak.”

2005 yılının şampiyonu Barcelona, Mayıs ayının ilk gününde Albacete’yi ağırladı. Leo oyuna 88’de Samuel Eto’o’nun yerine girdi. Bir dakika sonra Ronaldinho’nun nefis pasında şık bir aşırtma golü attı ancak ofsayt bayrağına takıldı.

Ne sambacı durdu ne tangocu… Adeta karara nazire yapar gibi, 90. dakikada bir kez daha aynı şeyi uyguladılar. Yine Ronaldinho’nun nefis pası, yine Messi’nin aşırtması ve Arjantinli için unutulmaz Barça hikayesinin ilk resmi golü.

Günü geldi, Ronaldinho da yuvasından ayrıldı.

Barça, en büyük yıldızını kaybetmiş ve kendilerini yıllar boyunca futbol sahnesinin zirvesinde tutan Frank Rijkaard ile yol ayrımına gelmişti.

Katalan ekibinin başında kariyerinin ilk antrenörlük deneyimini yaşayacak Guardiola, dümeninde de ilk defa ‘birinci yıldız’ olma deneyimini tadacak Messi vardı.

Önce Wisla Krakow ve Numancia yenilgileri, sonra Racing beraberliği… Barça için tarihin en büyük hayal kırıklığı gibi gözüken yol bir Gijon deplasmanıyla değişti. Sonra herkesi ama herkesi yendiler. Mücadele verdikleri 6 kupanın tamamını kazandılar. Öyle ki, futbolseverler onları ‘tarihin en iyi takımı’ olarak anmaya başladı.

Yeni kral tahtını güven ve ihtişamla doldurmuştu. Ronaldinho’yu aramayı bırakın, ayrılığının çok iyi sonuçlar doğurduğuna emin olunmuştu. Messi, hiç kimseyi ve hiçbir şeyi aratmıyordu.

Pep Guardiola, Barcelona koltuğuna otururken inşa etmek istediği kariyer ve hayalini kurduğu başarılar dışında kendisine bir hedef daha belirlemişti. Sonra o unutulmaz sözler çıktı ağzından:

“Benim hayalim Messi’yi ‘en iyisi’ yapmaktı ama o, beni ve Barcelona’yı ‘en iyisi’ yaptı.”

Arjantinli, o günlerden beri sahneden hiç inmedi. Barcelona’nın bir numarası olmaktan, bu camianın yükünü sırtlamaktan hiç vazgeçmedi. Barça’nın kalbi oldu, kendisi oldu.

Bu sıradan bir ayrılık değil. Bu, daha önce gördüğümüz türden bir ayrılık değil. Bir futbolcu, bir camia için en fazla bu kadar ikon olabilir ve tarihini değiştirebilirdi.

Bir futbolcu, altyapısından yetiştiği takımı en fazla bu kadar zirvede tutabilirdi.

Yıllardır “Messi ayrılacak” haberlerini görüyor ama hep bir şekilde takımda kalır düşüncesine kendimizi ikna ediyorduk. Neticesinde öyle de oluyordu. Kader bu kez gerçeklerle yüzleştirici yönünü gösterdi ve Barcelona, Messi’den ayrıldı.

Futbol bugün en büyük hikayelerinden birinin kapanışını yaptı. Barcelona ile şehrin en büyük kahramanının birlikteliği mazide kaldı. Geride sayısız başarılar, kupalar, unutulmayan hatıralar ve Leo’nun gözyaşları…

Satırlara konuk ettik, onunla bitirelim. Son sözlerimiz için Ronaldinho’yu misafir edelim:

“Kimileri tüm zamanların en iyisi Pele der, kimileri Romario, Maradona ve hatta Ronaldinho… Messi’nin tüm kariyerini takip edebildiğim için çok mutluyum. Bir gün futbolu bıraktığında herkes ‘Lionel Messi en iyisiydi’ diyecek.”
 

Sıradaki Haber
Sezon önü değerlendirme | Beşiktaş
Yükleniyor lütfen bekleyiniz