Placeholder Broadage Row
Juventus yine bir kriz sürecini Allegri liderliğinde atlatıyor

2022/23 sezonuna iyi bir başlangıç yapamayan Juventus, sezon ilerledikçe ritmini yakaladı.

İtalyan ekibi, Ekim ve Şubat aralığını adeta eski günlerindeymiş gibi geçirdi. Fakat mali ve idari soruşturmalar neticesinde gelen puan silme cezaları “Yaşlı Kadın” unvanlı Juventus sendeletti. Sezon sonu malumun ilamı oldu.

7. Sırada bitirilebilen lig maratonu sonrası UEFA Avrupa Konferans Ligi bileti ancak alınabilmişti ama tarihinde sayısız zafere ve kupaya sahip bir kulüp için bu netice mutluluktan çok hayal kırıklığına karşılık geliyordu. Kaldı ki yerel soruşturmalar UEFA katında da karşılık bulmuş, siyah beyazlılar eldeki Konferans ligi vizesini de Fiorentina’ya devretmişti. Her ne kadar Juventus kağıt üstünde bu durumdan şikayetçi gözükse bile farklı perspektifte yalnızca Serie A’da mücadele edecek bir kulübü kurmak yönetim adına, yönetmek de Allegri adına daha kolay olacaktı.

Yapılabilen transferler Juventus ultralarını memnun etmiyordu. Thuram’ın, Pulusic’in ya da Renato Sanches’in Serie A’ya geldikleri periyotta Timothy Weah’ın kadroya takviye edilmesi taraftarı büyük bir umutsuzluğa sürüklüyordu. Üstelik mevcut kadroda yine umutsuzluk içinde debelenen Pogba’nın varlığı da bir başka soru işaretiydi. Aynı senaryoya dahil olacak Fagioli’nin akıbeti henüz bilinmiyordu üstelik.

Değişen savunma oyunun temelini oluşturuyor

Her büyük takımın en temel değerlerindendir yıllar süren oyun disiplinini oturtmaları. Bu takımlar yani tıpkı Ajax, Manchester United, Lyon ve hatta ülkemizde Beşiktaş’ta gördüğümüz gibi zaman zaman bocalama dönemleri geçirirler. Juve artık bocalamadan çıkmak istiyordu. Fakat bahsettiğimiz olaylar onları bu cendereye yeniden sürüklemeye çok müsaitti. Neyse ki oraya set çekeceğine herkesin güveninin tam olduğu bir patronla çalışıyorlardı. İtalya’nın futbol beyni Massimiliano Allegri. Herhalde futbolun ve taktik varyasyonların IQ derecesi ölçülebilse dahi sınıfında yer alacak Allegri, tıpkı Calciopoli skandalından sonra olduğu gibi yine siyah beyazlıları zirvenin en sıkı adaylarından birine dönüştürdü.

Ünlü “BBC”nin son üyesi Bonucci’nin takımının ayrılmasından sonra Juventus savunması uzun süre sonra ikonik yüzlerden mahrum kalmıştı. Yeni bir çehre ile yeni bir duvar kurulmalıydı. Szczesny'nin önüne Gleison Bremer liderliğinde bir yapı inşa edilmeliydi. Zira Brezilyalı doğal savunma liderliğine en müsait profildi. Topla oynama becerisi son derece yüksek olan Bremer, savunmadaki tüm inisiyatifi aldı. Bu durum onun öz güvenini tazelemesine ve 2021/22 sezonundaki en üst seviyesine çıkmasına olanak sağladı. Özellikle pas kanallarını oyunun sağ tarafına doğru yönlendirmeyi başaran 26 yaşındaki stoper hali hazırda takımının en yüksek pas isabeti yapan oyuncusu. %86’lık oranla oynayan Bremer genel kanının aksine orta mesafeli olarak tanımlanan ve 13 ila 27 metre arasını kapsayan orta mesafeli pas ölçeğinde %93,3 gibi absürt bir ortalama yakalamış durumda.

Sezon başı düşünülmeyen isimler takıma adapte edildi

Sezonun ilk maçında beri Szcesny’nin önündeki 3’lü tandemin merkezini konuşlanmış olan Bremer’in hemen sağındaki isim çoğunlukla Gatti oluyor. Zaman zaman yaptığı acemice hataları istisna olarak görürsek İtalyan savunmacı Bremer’i tam olarak kapsayan bir göreve bürünmüş durumda. Merkezden daha çok kanatlara doğru alan kapatmayı başaran Federico Gatti, maç başına 33 kez de topun Juventus’un birinci bölgesinden ikinci bölgesine taşınmasına aracılık ediyor.

3’lünün son parçası ise kulübün altyapısından çıkan bir isim Daniele Rugani. Sezon başı planlamalarında yer almayan ve aslında taraftarlar bazında da istenmeyen vasat bir oyuncu olarak bakılan İtalyan savunmacı ilk 11’e çok sonradan dahil oldu. Danilo’nun Torino derbisinden sonra sakatlanmasıyla beraber kritik Milan maçında sahaya ilk kez 11’de çıkan Rugani şu ana kadar herkesi yanıltmış gibi duruyor.

Hatta bu söz konusu tezi İtalyan gazeteci Pierluigi Pardo biraz daha örneklendirerek şöyle anlatıyor:“Rugani'nin süreklilik kazanması ve neredeyse Beckenbauer gibi görünmesi, Juventus adına harika bir şey. Özellikle kısa bir süre önce kadroda bile düşünülmeyen bir oyuncunun bunu başarması daha da harika bir şey.”

Hücumda kötü değil beklentileri karşılayan bir Allegrı takımı

Her oyuncusu ve mantığıyla Juventus savunması kusursuza yakın işliyor. İşler hücumda o kadar iyi olmasa da son derece pragmatist işliyor. Genel olarak “sıkıcı Allegri futbolu” olarak hücumda verimlilikten uzak gibi gözüken Juventus aksine Serie A’nın en çok beklentisi üreten üçüncü takımı. Inter ve Napoli’nin ilk iki sırayı alması ise bu durumda hiç şaşırtıcı değil. 20,1 gol beklentisinden 18 gol çıkartan Juventus, böylece ligin zirvesine oynayan takımlar arasında en tutarlı ekibi. Tabii ki dörder golle Chiesa ve Vlahovic’ten çok daha fazlasını beklemek yanlış olmaz ama daha muhafazakar bir oyun planına sadık kalan ya da zorunda olan Juventus’un bu mantık çerçevesinde eldeki tüm imkanları son derece iyi kullandığı gerçeği göz ardı edilemez.

Geçen sezonun 12. Haftasını 22 puanla 7. Tamamlayan Juventus, aynı süreci bu sene 29 puan ve ikinci sırada noktaladı. Üstelik milli aradan hemen sonra oynanacak Inter maçı zirvenin adını da değiştirebilecek durumda. Tüm bu veriler göz önüne alındığında Allegri’nin ve kısıtlı Juventus kadronun ne derece iyi işler başardığı bir kez daha gün yüzüne çıkıyor.