Bugün Reuters'ta bir haber okudum. Başlığı şuydu; "Haber yapamayan, haber alanları dar olan gazeteciler mutsuz." Abartıyor muyuz bilmiyorum ama gerçekten böyle çünkü 3 gün içinde haber bitti tüm gazeteciler için çünkü alan dar.

Haber ve yazı konusu hiçbir zaman bitmemeli, o ayrı. Ben de böyle düşünerek iki farklı coğrafyada iki farklı konumda çalışan iki insanla konuştum. Biri Ayşegül... Tokyo'da mühendis ve 2 yıldır Japonya'nın ve Japonya halkının dinamiklerine hakim.

Diğeri ise Aki Yasuo. O da İstanbul'da yaşayan bir Tokyo vatandaşı. Kyodo News muhabiri.

Bir konuğumuz, Tokyo'da yaşayan Türk, diğer konuğumuz ise İstanbul'da yaşayan Japon. Olimpiyatlar ile ilgili müsabakalar başladığında şikayet dile getirilmeyecek malûm, suyunu çıkarayım. Önce Ayşegül'den başlayalım.

Ayşegül, (Twitter: @japonyada)

"Japon halkı her ülkede olacağı gibi olimpiyatlar için çok heyecanlıydı" diyor.

Ve şöyle devam ediyor;

"Ben 2 yıldır buradayım ve geldiğimden beri hep bir hazırlık yapılıyordu. İlk olarak lottery (kura çekimi) biletler için başvurular neredeyse 1,5 yil önce başladı ve heyecanla sonuçları beklendi. Hatta birkaç arkadaşıma o biletlerden çıktı bile. Ama şu an izleyicilere izin verilmediği için hepsinin biletleri iptal oldu. Ben de son ana kadar bir ümit gitmeyi planlıyordum. Ama maalesef boyle bir imkan yok. O yüzden biraz burukluk var ister istemez."

Sonraki konumuz bu aşamadan sonra Japonya halkının olaya bakış açısı.

"Ve Japonlar gerçekten her alanda sporda iyiler. Eğitim hayatlarına başladıkları anda çok çeşitli alanlarda deneyimleri oluyor. Ve liselerin bile müsabakalaro televizyonlarda büyük heyecanla izleniyor. O yüzden televizyondan bile olsa sporcularını izleyip sonuna kadar destekleyeceklerine eminim.

Ama tabii pandemi sebebi ile olimpiyatların yapılmasına karşı çıkan kişiler de çok oldu. Sağlık kuruluşları olimpiyatlar gerçekleşirse sonucunun ağır olacacağını ve iptal edilmesi gerektiğini söylediler. Olimpiyatlarda gorevli gonüllü kişiler görevlerinden vazgeçti. Her ne kadar ben de gitmeyi cok istesem de bir yıl daha ertelenseydi çok daha iyi olacağını düşünüyorum. En azından izleyiciler de olabilirdi ve olimpiyatlar ruhu daha çok hissedilebilirdi. Şu an neredeyse ülkede olimpiyat yapıldığı hissedilmiyor bile."

Buraya bir virgül. Konu yine Japonların iyiliğine geldi. Herkesin görmesini isterim; gerçekten hayret edilesi.

"Japonlar gerçekten çok kibar ve organize insanlar. Buraya geldiğimden beri kazandığım en iyi özellik dakik olmak. Tüm toplu ulaşım saniyesine kadar vaktinde çalışıyor. Her şey çok düzenli ve planlı. Japonlarda ajanda kullanmak o kadar normal ki; bir üniversite öğrencisinin bile bir firma CEO'su kadar yoğun ve planlı bir ajandası vardır. Bazen arkadaşlarla dışarı çıkmak için bile en az 2 hafta öncesinden plan yapmamız gerekiyor ki vakit ayarlayabilelim. Ve beni burada olmanın en mutlu eden kısmı ise insanlar cidden güler yüzlü ve kibarlar. Nereye giderseniz gidin hep güler yüzle yaklaşıyorlar. Bu kadar yoğun tempo içinde güler yüzlü insanlar görmek az da olsa insanin stresini alıyor."

Konu, tabii ki siyasete de geldi. Ya da politika diyelim.

"Burada sevdiğim diğer bir özellik ise hükumetin işleri halka hiç yansıtılmıyor. Genel olarak Japon gençleri politika ile çok ilgilenmiyor ve çoğu oy bile kullanmıyor. Devlet gerekenleri arka planda yapıp yaşam standartlarını halk için sabit tutuyorlar."

İkinci konuğumuz Aki Yasuo. Çok uzun tutmayacağım. Malum, uzun yazı okunmuyor. Kendisi gazeteci olduğu için rakamlarla yanıt verdi.

Yeni ankete göre (01 Temmuz, Nihon Trend Research),

*İptal edilmesini istiyorum: 59.6%

*gerçekleştirilmesini istiyorum: 40.4%

Ancak, Olimpiyatın gerçekleştirildiğinde

*izleyeceğm: 52.8%

*İzlemeyeceğim: 47.2%

"...Halkın geneli bu pandemi ortasında olimpiyatının yapılmasına karşı, ancak artık daha da önemlisi "vazgeçme" moduna girmiş olduğunu söylenebilir. Bu aşamadan sonra iptal edilmeyecek, bari izleyelim, diye düşünüyorlar olabilir.

Olimpiyat süreci, aslında Japonya halkı açısından bakınca skandal dolu bir süreçti. Pek şeffaf yürütülmedi."

Burada önceki iki yazıda yazmaya çalıştıklarımı kendim onaylamış oluyorum. Medya hakikaten baskı yapıyor.

Devam ediyoruz;

Bu nedenle temelinde politik tepki varken, bu pandemi sürecinde devlet buna da iyi cevap veremedi, dolayısıyla artık iş spor konusundan çıkmış durumda, tepki oradan geliyor. Yoksa dünyanın her yerinden gelen sporculara herhangi bir tepki yok aslında bakarsanız.

"Yukarıda biraz bahsettiğim gibi, halk Japonya'da olimpiyatının yapılmasına karşı, ama bu genelde 'devletin yürütme şekli'ne tepkili olduğu için, bir yapılmaya başladıysa, TV'den izleyen kişi sayısı çok olacağını düşünüyorum. OHAL de var, insanlar evde seyredecek. Ben de artık bu aşamadan sonra seyredip eğlenmeye yöneliyorum.

Ancak bu politik sebep haricinde, tabii ki COVID-19 için insanların rahatsızlık var ayrıca. Bu tepki, daha çok hastanedeki yatak kapasitenin zaten ucu ucuna gitmesine karşı, olimpiyattan dolayı patlama yaşamasından endişe ediliyor. Bu gerçekten ciddi bir sorun. Japonya'da, Türkiye gibi şehir hastane vs mega hastanelerin fazla olmaması da bu sebeplerden biri."

Son olarak Aki'ye medyayı sordum. Sade ve net cevapladı.

"Medya konusunu söylersem, Türkiye ve Japonya arasında 'medya'nın anlamı açısındab çok büyük bir fark var. Japonya'da genel olarak 'Olimpiyat hakkında yeterince karşı çıkmadı, topluma tartışma oluşturmadı' diye eleştiriliyor medya. Bu, sebeplerden biri... bazı medyanın olimpiyata ponsor olduğundan dolayı da eleştirel bir haberin pek yapılamadı belirtiliyor ve toplum buna tepki gösteriyor. Medya toplumu yansıtır, toplum olimpiyatına karşı ise medya da ona göre haber yapılması gerekiyor."

Buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim.

Tarihe not düşmeye devam.