Basketbolseverler olarak bugünlerde Alperen Şengün’ün heyecanını paylaşıyoruz. 

Houston Rockets  tarafından draft edilen Milli basketbolcumuz, önümüzdeki sene NBA’de boy gösterecek.

Bizler Alperen’in yeteneklerini biliyoruz. ABD, yıldız oyuncumuz ile tanışmak için gün sayıyor. Peki Alperen’i nasıl bir kariyer bekliyor?

Draft sınıfının en iyi uluslararası oyuncularından biri

ESPN yazarı Mike Schmitz, geçtiğimiz aylarda Alperen Şengün ile bir röportaj yapmıştı.

Schmitz, Alperen’in draft sınıfında yer alan en iyi uluslararası oyuncular arasında zirveyi zorlayacağını düşünüyor. Ona göre Milli basketbolcumuzun sırtı dönük oyunları 18 yaşındaki bir gence göre mükemmel seviyede.

Alperen, Schmitz’in bu olgunluğa dair merakını şu sözlerle yanıtlıyor:

“Shaquile O’Neal ve Hakeem Olajuwon gibi efsaneleri izledim. Elbette ki izlediğim her yıldızdan bir şeyler öğrendim. Yine de sırtı dönük oyunlarımda yaptığım pek çok şey doğaçlama gelişiyor.”

NBA’de son yıllarda uluslararası oyuncuların sayısı ve başarı payı arttı. Bu yıl ligin en değerli oyuncusu Sırp Nikola Jokic, şampiyonun yıldızı ise Yunan Giannis Antetokounmpo’ydu.

Alperen de NBA gözlemcileri tarafından kimi özellikleriyle Domantas Sabonis, Nikola Jokic gibi Avrupalı yıldızlara benzetiliyor.

Schmitz, Alperen’in şut feykleri üzerinden ve ayak oyunlarının yardımıyla yaptığı atışlarda Jokic izleri görüyor. Genç oyuncu da bu konuda hemfikir:

“Yaptığım hareketleri Jokic’e benzetiyorlar. Zamanımın büyük çoğunluğunu onu izleyerek ve yaptıklarını deneyerek geçiriyorum.”

Yaş grubunda en etkileyici verilere sahip

ESPN’in araştırmasına göre 18 yaşındaki hiçbir Avrupalı oyuncu, 19 sayı, 9 ribaund ve 2 asist ortalamalarının üzerine çıkamadı.

Bu sezon Basketbol Süper Ligi’nin en değerli oyuncusu seçilen Alperen Şengün, normal sezonu 19.2 sayı, 9.3 ribaund ve 2.5 asist ortalamalarıyla, bahsedilen sınırın üzerinde istatistikler ile noktaladı.

Aynı platformda yapılan bir çalışmada, Alperen ile Avrupalı yıldız uzunların 18 yaşında yakaladıkları ortalamalar mukayese ediliyor. Bu kıyas, oyuncuların verilerinin 40 dakikaya yuvarlanmış hali üzerinden oluşturuluyor.

• Jusuf Nurkic: 28.2 sayı, 13.7 ribaund, 1.7 asist, 2 blok
• ALPEREN ŞENGÜN: 27.1 sayı, 13.1 ribaund, 3.4 asist, 2.2 blok
• Ante Zizic: 20.9 sayı, 12.5 ribaund, 0.7 asist, 2.2 blok
• Marc Gasol: 18.8 sayı, 9.7 ribaund, 2.1 asist, 1.5 blok
• Nikola Jokic: 18.3 sayı, 10.2 ribaund, 3.3 asist, 1.5 blok

Alperen’in en büyük şanslarının başında geçtiğimz sezon kendisine verilen önem, biçilen rol ve aldığı süre geliyor.

Ortaya çıkan tablo potansiyelini net olarak yansıtmış olmakla birlikte yaş grubundaki pek çok oyuncudan fazla şans bulabilmesi onun için önemli bir avantaj.

Draft sınıfının saf yeteneklerinden biri

Alperen’i bu yılın draft sınıfında pek çok rakibinden ayıran saf bir yeteneği var.

Milli basketbolcumuz, çember çevresinde özel bir oyuncu olduğunu her fırsatta kanıtladı. Sırtı dönük oyunları, çembere yakın aldığı yüzü dönük topları bitirme kabiliyeti, her iki eliyle de pozisyon kullanabilme becerisi onu karşı konması güç bir hücum silahına çeviriyor.

Pek çok NBA gözlemcisi, genç yıldızı anlatırken ribaund sezgisine vurgu yapıyor.

Alperen, bu meziyetine şu sözlerle açıklık getiriyor:

“Top çembere gittiğinde nereye sekeceğini biliyorum. Topu çok iyi takip ediyorum ve her seferinde düşeceği yeri hissediyorum.”

Henüz olgunluk çağına gelmemiş bir oyuncu için % 63 gibi bir saha içi isabet oranı inanılmaz. Zamanla her topu en doğru kararlar üzerinden seçecek ve en iyilerin liginde oturtacağı oyun kimliğini tanıyacak hale gelmesi, NBA’de de benzer verimi yakalayacağına dair ümit verici unsur.

Parmak hassasiyeti yüksek bir oyuncudan kaliteli pasörlük beklenir. Alperen bu kumaşı yıl içinde belli oranda göstermiş ancak sürekliliği yakalaması zaman almıştı. Genç yıldız, sezonun son diliminde bu alandaki meziyetlerini ve eşik atlayabileceğine dair ışıkları basketbolseverlerle sundu.

21. haftada oynanan Lokman Hekim Fethiye Belediyespor mücadelesi, Alperen’in Basketbol Süper Ligi’nde 5 asist sınırını gördüğü ilk karşılaşma olmuştu. Kalan kısıtlı dilimde bunu beş kez daha tekrarlamayı başardı.

Normal sezonu 2.5 asist ortalamasıyla noktalayan Alperen, play-off’ta bu bandı 3.8’e çıkardı. Tofaş karşısında yardım savunmasına karşı şutörlere yaptığı servisler ve tepeden pota altına indirdiği paslarla hücum repertuvarındaki çeşitliliği gözler önüne serdi.

Komple bir oyuncu olmak için yol kat etmesi gerek

Basketbolun gelişimi, büyük bir kariyere sahip olmak isteyen her oyuncuyu ‘komple’ yıldızlara dönüşmeye zorluyor.

Zira rakipler artık bir basketbolcunun zaaflarını işleyerek onun güçlü yönlerini tolere edebiliyor ve devre dışı bırakabiliyor.

Ne kadar yetenekli olursanız olun, zayıf noktalarınızı onarmanız ya da olabildiğince hafifletmeniz şart koşuluyor.

Pek çok NBA gözlemcisi, Alperen’in ayaklarının yeterince hızlı olmayışına dem vuruyor. Bu seviyede bu eksikliğin özellikle ters eşleşme ve ikili oyun savunmasında sorun teşkil edeceği konusunda bir konsensüs oluşmuş durumda.

Ayaklarının hızından şikayet edilen pek çok önemli isim, bu problemi güçlü ve üstün fizikleriyle gidermeye çalışıyor. Alperen, -şu an için- boy uzunluğu veya kuvvetiyle rakiplerini sindirecek seviyede değil. Bu nedenle her iki alanda fiziksel gelişime ihtiyaç duyuyor.

‘Mobilite’, uzunların albenisini artıran en önemli unsurlardan biri. Bunun da yolu şut atmaktan ve şut menzilini genişletmekten geçiyor. Alperen geçtiğimiz yıl normal sezonda çok az dış şut kullanmış ve üç sayı çizgisinin gerisinden % 19’la isabet bulabilmişti. Yine de uzmanlar, gelecekte etkili bir şutöre dönüşeceği konusunda iyimser. İyi bir faul atıcısı olmasının yanında bilek kalitesinin buna müsait olduğu düşünülüyor.

Alperen Şengün yoluna Houston Rockets’ta devam edecek.

Yeni bir yapılanma içine giren Rockets, Milli basketbolcumuza geniş bir süre ve özgür bir rol biçebilir. Bununla beraber, takımdaki ‘yönlendirici’ probleminin organizasyonsuz bir oyuna sebebiyet vermemesi gerekiyor.

Türk basketbolunda artık yepyeni bir heyecan başlıyor. Alperen Şengün’e NBA kariyerinde yürekten başarılar diliyoruz.