"Ekonomistlerin yıllardır yanıt aradığı bir soru, olimpiyatların ev sahibi şehirler için rasyonel bir tercih olup olmadığı." Spor yöneticisi Seçkin Renklibay sizler için kaleme aldı...
Spor Ekonomisi ve Olimpiyatlar Spor endüstrisinde ve spora ilgi duyan toplumlarda hep konuşulmuştur, spora yatırım, büyük organizasyonlarının düzenlenmesi ve bunların en başında yer alan Olimpiyatların turizm, alt yapı, ulaşım, konaklama, spor tesisleri gibi bir çok konu başlığını nasıl birden ülkelerin gündem maddesi haline getirip yatırım ibresinin bu yöne dönüşünün doğruluğu ya da yanlışlığı konuşulmuştur. Açıkçası bu konunun artıları olduğu kadar, eksilerini de ele almak mantıklı gibi görünüyor.
Bu yıl PARİS 2024 olimpiyat oyunlarını yerinde takip eden profesyonel bir spor yönetici gözüyle mobil izleme alanları, ülke tarihinin için de önem taşıyan tarihsel mekanlarda spor organizasyonlarının planlaması belki de daha önce görmediğimiz birkaç noktaydı.
Şimdi konu hakkında yapılan araştırmaları da ele alarak konuya göz atalım.
Ekonomik açıdan mantıklı mı?
Ekonomistlerin yıllardır yanıt aradığı bir soru, olimpiyatların ev sahibi şehirler için rasyonel bir tercih olup olmadığı. Bilinen şu ki olimpiyat düzenlemenin maliyeti 20. yüzyılın ikinci yarısından beri, özellikle de 1970’lerden sonra, önemli ölçüde yükselmiş. Temel neden oyunlarda yer alan spor branşı, sporcu ve katılımcı sayısının artması. Ve Buna bağlı olarak altyapı yatırımları ve operasyonel giderler de oldukça yükseliyor diyebiliriz. Olimpiyat düzenleyen pek çok şehir uzun yıllar süren mali risklerle karşı karşıya kalmış.Yapılan araştırmalarda Örneğin 1976 yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yapan Montreal’in ayrılan bütçeyi fazlasıyla aşan harcamalar nedeniyle altına girdiği borçları ödemesi neredeyse 30 yıl sürmüş.
Yatırım getirisi Ekonomik getiri Oranı
Olimpiyatların ev sahibi şehir ve ülke ekonomisi için bir getirisi de var mutlaka. Turizm ve yayın gelirlerinin yanı sıra, altyapı yatırımlarının inşaat sektöründe yarattığı istihdam da önemli tabi ki. Ancak bu konuda yapılan çalışmalar, olimpiyatların ekonomik çıktı üzerindeki olumlu ektisinin genelde geçici olduğunu ve uzun vadede maliyetlerin gerisinde kaldığını gösteriyor . Lozan Üniversitesi'nde coğrafya ve sürdürülebilirlik profesörü olan Martin Müller, araştırmasında "Bunun nedeni, birçok ev sahibinin etkinlikten sonra sınırlı kullanımı olan özel altyapıya çok fazla para harcaması." diyor.(Euronews)Müller'in deyimiyle "maliyetlerin küçümsenmesi ve faydaların aşırı vaat edilmesi" nedeniyle ev sahibi şehirler nadiren kar elde ediyor. Modern Olimpiyat tarihinde kar elde etmek mümkün olsa da, bu oran sürekli yapılması gereken altyapı ve bakım çalışmaları nedeniyle hızla eriyor. 1984'te Los Angeles'ın elde ettiği rekor kar kendine has koşulların oluşmasından kaynaklandığını da belirtiyor. Örneğin Kaliforniya Olimpiyat Oyunları'na tek aday olan şehirdi. Bu nedenle Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nden (IOC) yeni altyapı inşa etmek yerine önceden var olan altyapıyı kullanma hakkı da dahil olmak üzere daha esnek şartlar elde edebildi. Olimpiyatlara ev sahipliği yapmanın ve bir teklifte bulunmanın gerçekten de dudak uçuklatan maliyeti, pek çok kentin çekilmesi ile sonuçlanıyor. Bu tabloda, IOC altyapı ve biletleme konularında kurallarını empoze ederken, elenme riski nedeniyle aday şehirlere tek seçenek olarak durumu kabullenmek kalıyor.
"IOC çok daha büyük miktarda uluslararası, TV ve üst düzey sponsorluk gelirlerini olduğunu ve bu üst düzey gelirlerin IOC paylaşabilir." diyen Circus Maximus kitabının yazarı Profesör Andrew Zimbalist, yayın kuralları konusunda Olimpik Yayın Hizmetleri'nin önemli miktarda gelir elde ettiğini vurguluyor. Ancak bu gelirler ev sahibi şehrin organizasyon komitesiyle paylaşılmıyor ve bunun yerine milyarlarca dolarlık bir fatura ortaya çıktığını da belirtiyor.Aday ülkeler Olimpiyatlara ev sahipliği yapmayı teşvik ederken, özellikle inşaat ve konaklama sektörlerindeki iş fırsatlarını sık sık gündeme getirirler. Otel, restoran, araç kiralama acenteleri, havayolları gibi şirketlerin genellikle uluslararası çapta olması merkezlerinin başka bir ülkede bulunması da oyunlar sayesinde elde edilen fazladan karın ülkeden gitmesine neden olduğunu da belirtmek gerek. Turist akınına karşı metro bilet ücretlerinin geçici olarak 4 euroya çıkarılması ve halka Olimpiyatlar süresince evden çalışılması tavsiyesi nedeniyle birçok Parisli beş haftalık ücretli izinlerinin bir kısmını geçtiğimiz temmuz ve ağustos aylarında Paris'i terk ettiğini de belirtelim. Yerli turist şehri terk ederken Paris'e gelmesi beklenen yabancı turist sayısında da umulan yükseliş yaşanmamış gibi görünüyor. Örneğin Londra, Pekin ve Salt Lake City'de olimpiyatların düzenlendiği yıllarda turizmde düşüşler görülmüştü. Buna karşılık Barselona gibi diğer şehirler Olimpiyatların ardından turizmde artış görülmüştü.
Özetin Özeti: Aslında büyük spor organizasyonlarına ev sahipliği yaparken olimpiyat oyunları, Dünya kupası, Avrupa şampiyonası gibi kitleleri peşinden sürükleyen yapının oluşması için çok büyük emek ve tabi ki çok büyük bir ekonomik esnekliğin de için de olunması gerekiyor diyebiliriz. Yani sonuç olarak genelleme yapmadan her ülkenin kendine göre bir potansiyeli ve kar ya da zarar süreci olacaktır.