Detay

Spor ile su krizine meydan okuyor

15 Eylül 2022 Perşembe 14:02 - Son Güncelleme 15 Eylül 2022 Perşembe 14:17  |  Kaynak : TRT SPOR

Su aktivisti Ultra Maratoncu Mina Guli, dünyadaki su krizine dikkat çekmek için koşuyor. Yolu Türkiye’den de geçen Guli, TRT Spor Dijital ekibinden Sercan Şekerci’nin sorularını yanıtladı.

Kendinizi birkaç cümlede nasıl tanımlarsınız?

Adım Mina Guli, suya tutkulu bir insanım. Herkes koşuya büyük bir aşkla bağlı olduğumu düşünüyor ama suya karşı hissettiklerim bundan çok daha fazlası. İsteğim; tüm dünyada, herkese, her daim yetecek kadar su olması. Sadece bizim için değil, ayrıca gelecek kuşaklar için de… İşte beni bulunduğum yerden kaldırıp koşmaya iten sebep tam olarak bu.

Bu noktadan yola çıkarak Run Blue kampanyasının ilk hedefi nedir?

Odağımız dünyadaki su krizi. Bu kriz çok net bir şekilde var; fakat saklanıyor ya da görmezden geliniyor. Ben görüyorum ve tüm dünyanın da görmesini hatta bunu çözebilmek adına harekete geçmesini istiyorum. İçme suyunun %90’ını doğrudan veya dolaylı olarak şirketler tüketiyor. Ülke yönetimleri ise bu noktada aksiyon alabilen merciler ve bu kapasiteye sahipler; fakat çözüm için hep birlikte çalışmamız gerek. Kim, nerede, ne uğruna koşuyor ya da mücadele ediyorsa daima aklında “Su”yu tutmalı.

Uluslararası araştırmalar, global sorunları çözmedeki bireysel sorumlulukların Z kuşağı üzerinde aksiyete bozukluğu oluşturduğuna dikkat çekiyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bence bunu iki açıdan ele almak gerek. İlki sizin de dediğiniz gibi büyük küresel sorunlar bireyler için çok bunaltıcı olabilir. Çoğu sabah kendime ‘Bununla nasıl başa çıkabiliyorum?’ diye soruyorum. Fakat bütünü değil adım adım çözüme gitmeyi düşündüğünüzde, kısa bir süre sonra önemli ölçüde yol aldığınızı görebiliyorsunuz. Bu büyük, cesur, cüretkâr hedefleri yönetme şeklim, kelimenin tam anlamıyla her seferinde bir(tek) adım atmaktır.
Günlük hayatınızda atacağınız küçük adımlar olabilir bunlar. Yiyecek israfı, geri dönüştürme, kıyafet satın alırken yenilenebilir ürünler tercih etmek gibi… Her biri küçük ama etkili adımlar.

Z kuşağının etrafındaki tüm medya iletişim unsurlarında problemlerden bahsediliyor. Zihnimizde problemin bir parçası olma düşüncemizi, çözümün bir parçası olmak ile değiştirmemiz gerekiyor. Aksi halde durumun bunaltıcı olması çok mümkün. ‘Ben gerçekten nasıl bir etki sağlayabilirim? Bunun için ne yapabilirim?’ demek gerekiyor. Ben koşmaya başladığımda 2016’da çöllerde tek başımaydım. Zorlu koşullarda nasıl koşmam gerektiğini öğrenmem lazımdı. Fakat 6 yılı aşkın sürenin ardından bunu, 193 ülkede koşan binlerce insanın oluşturduğu bir harekete dönüştürdük. İşte bu yüzden gençlere mesajım şu; dünyayı değiştirebilecek kişilerin her biri sizlersiniz. 

Küresel sorunlara dikkat çekmek adına sporun bir araç olarak kullanılmasının avantajları nelerdir

Sporun coğrafyayı, sınırları aşan ve insanları ortak amaç için bir araya toplayabilen inanılmaz bir gücü var. Diğer avantajı ise spor yapmak için çok fazla eşyaya ihtiyacınız yok. Gereken tek şey kalbinizde hissettiğiniz güç ve bunun zihninizde tutku olarak yansıması. Ben aslında şunu göstermek istiyorum: Zorlu koşullar altında 320 kilometre koşarsam, insanlarla konuşur ve su ile ilgili sorunları anlatırsam; eminim ki gelecek yıl 22 Mart’ta New York’ta yapılacak Birleşmiş Milletler Su Zirvesi’nde hep birlikte bir duruş ortaya koyacak ve su için adımlar atıyor olacağız. Bizler şu anda sabun baloncukları gibi olan konfor alanlarımız içinde beklemeyi seçiyoruz. Fakat bazen bunu patlatmak ve gerçekten daha iyisi için çabalamak lazım. Spor tam da bu noktada bizlere konfor alanından çıkmanın tehlikeli bir şey olmadığını öğretiyor. “Korkmayın” diyor. Gideceğiniz yeni yerde daha güçlü olacak, başaracaklarınız sizi şaşırtacak.

Hayatlarında büyük değişiklikler yapmak isteyenlerin atacağı ilk ve en önemli adım “Neden?” sorusuna yanıt vermek. Neden bu değişikliği yapmak istiyorsun? Ben yetenekli bir koşucu değilim. Kaldı ki koşmak benim için oldukça zor; fakat büyük bir tutkum ve bağlılığım var, o da “Su”.

Türkiye’de koştuğunuz yerlere dair izlenimleriniz neler?

Türkiye gerçekten kalbime dokundu. Sadece insanların sıcaklığından dolayı değil, doğal güzelliği ve bu ülkenin Avrupa'ya ile Asya'ya açılan kapısı olarak sahip olduğu fırsat nedeniyle. Aslında dünyanın gıda sorununun çoğunu çözme kapasitesine sahip, inanılmaz potansiyeli olan bir ülke Türkiye. Bu beni gerçekten şaşırttı. Ve bence bu ülkenin parlak bir geleceği var, sadece temsil ettiği şey yüzünden değil, onu temsil eden insanlar yüzünden.

İstanbul dışında Anadolu’da Pamukkale, Konya, Denizli, Ankara, Antalya’da koştum. Aslında tüm dünyada gözlemlediğimiz bir sorunu Konya’daki deneyimlerimle de anlatmak isterim. Konya’da yol kenarlarında büyük obrukların meydana geldiğini gördük. Üstelik bunlar oldukça büyüktü ve birkaç kilometre sonrasında ise ayçiçek tarlalarını fark ettik. Öğle sıcağında büyük fıskiyelerle, havalara sular püskürterek aşırı sulama yapılıyordu. Obrukların oluşmasının nedeni, çiftçilerin sulama için yeraltı suyunu görmezden gelmeleridir. Bu durum beni çok üzüyor; çünkü çözümü çok basit ve parayla ilgili bir şey değil bu. Tamamen insanların bilmiyor olmasından kaynaklanıyor. Alışkanlıkları değiştirmek gerekiyor. Keza Tuz Gölü civarında da flamingoların olmasını bekliyordum, fakat ne yazık ki yoklardı. Avrupa’da Thames Nehri, Ren Nehri; ABD’nin batı ve doğu sahillerinde de benzer problemler söz konusu. Bu nedenle insanlara artık boşa harcayacak zamanımızın olmadığını ve şimdi aksiyon alma vakti olduğunu anlatmaya çalışıyorum. 

Su sorununa karşı günlük hayatımızda bireysel olarak hangi pratik değişiklikleri yapabiliriz?

1) Düşük akışlı duş başlıkları ve musluklar kullanabilirsiniz. Suyun ısınmasını beklerken suyu toplamak için duşun altına kovalar koyabilir ve bunu tuvalet sifonu, bahçe işleri, bitkilerde ya da akvaryumda kullanabilirsiniz.
2) Gıda israfınızı azaltın. Bunu yapmak su üzerinde büyük bir etkiye sahip olacaktır.
3) Son olarak da belki daha az et yiyebilir veya daha su dostu kararlar vermek için öğün tercihinizde vejetaryen bir seçenek tercih edebilirsiniz.

Bu röportajı okuyanlara tek cümleyle vermek istediğiniz mesaj nedir?

Sanırım iki cümlem var… Tek başınıza bir etki oluşturabilirsiniz; fakat birlikte dünyayı değiştirebiliriz. Diğer cümlem ise şu: Herkesten her yerde Run Blue amacıyla koşmasını ve suyu daima bir adım ön plana çıkarmasını arzuluyorum. 

Sıradaki Haber
Millilerimiz çeyrek finali Fransa'ya hediye etti
Yükleniyor lütfen bekleyiniz